POLATıDıS, GÜZELıM SEREZ’ıN SORUNLARINI BıR YANA BIRAKTI, KONSOLOSLUğUN KAPANMASI ıÇıN KOLLARI SIVADI

Serez nireee, Gümülcine nire, taaa Serez’den kalk Gümülcine’ye bak misali bir saçmalık Polatidis’in yapmış olduğu iş. Yani Trakya elden gidiyor da, Ankara Trakya’yı alacakta, Polatidis’de Serez’den gelip Trakya’yı kurtaracak. “Sıçtı Cafer bez getir, yetişemezsen geç getir” derler böyle akıl dışı işlere. Sayın Polatidis, küçücük bir Türk gazetesi olarak sizlerin büyüklüğünüze güvenerek bir röportaj randevusu istedik zat-ı alinizden. Bunun burası Gümülcine, sizin orasına da Atalarımız ne dermişler bilirmisiniz? Bilirsiniz çünkü 600 yıl birlikte yaşamışız sizlerle. Ambarımızdaki buğdayı birlikte paylaşmışız biz. Ailenizden bir cenaze çıksa birlikte ağlamışız, düğün dernek olduğunda da birlikte eğlenmiş gülmüşüz biz. ışte biz Türkler böyleyizdir sayın Milletvekilim Polatidis. Dostluğumuz, mertliğimiz, insanlığımız dostumuzun garantisidir bunu unutmayın. Sözü fazla açtık ama olsun, Atalarımız ne demişlerde kalmıştık, “Serez Yuvası, Altın Ovası” imiş bugün yaşadığın o bir dönemin toprakları, bu Atasözünü Atalarımdan öğrendik biz. Sayın Milletvekilim Polatidis, senin dokunulmazlığın var, benim ise işim Allah’a kalmış, bugün varız, bir bakmışsınız yarın olmayız, işimiz Allah kerim. Sizinle röportaj yapmak istemem de bundan dolayıdır. Haa, neden benimle bukadar ısrarcı bie şekilde röportaj yapmak istersiniz dediğinizi duyuyor gibiyim. Merak etmeyin, söyleyeyim. Zat-ı aliniz, Gümülcine’de 1923 yılından bugüne kadar Yüce Allah’a şükürler olsun bulunan Tükiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’nun kapatılması için Parlamento’ya bir soru önergesi sunmuşsunuz galiba basından okuduğuma göre. Ben size neden sundunuz demeyeceğim. Çünkü bu sizin işiniz, sonrası da benim sizin kadar gücüm yok. Ama merak ettiğim bazı sorular var bu soru önergesi öncesinden. Serez’de oturuyorsunuz, doğma büyüme Serez çocuğusunuz, neden oralardan kalkarak, o güzelim verimli toprakları bırakarak Gümülcine’ye uzanıyorsunuz? Gümülcine’ye, Batı Trakya’ya sizi çeken ne oldu? Bizim masum halimiz, yıllarca ezilmişliğimizin görüntüsü mü sizleri buraya çekti? Yıllarca geri bırakılışımız mı? Eğitim almamızın engellenmesi mi? Traktör diploması dahi alamadığımız kabiliyetsizliğimiz mi? yağmur yağdığında evimizin çatısından akan suların durdurulması için çatıya çıktığımızda kendimizi mahkeme salonlarında sanık sandalyesine oturuşumuz mu? Yoksa Türklere herşey yasak, Türklere vermiyoruz, Türksünüz siz, sizin hakkınız yoklar mı çekti sizi buralara? Eğer sizi oralardan buralara çeken sebepler bunlar ise yanılıyorsunuz. Çünkü o yılları ve yasakları siz yaşamadınız, bilemezsiniz. Onları sadece bizler yaşadık ve biliyoruz. Keşke hiç zahmet etmeseydiniz bu soru önergesini vermeye, çünkü bu yukarıda saydığım yasakları bize Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkonsolosluğu uygulamadı, çünkü öyle bir etkisi de yoktu, yetkiside, aynen bugün olduğu gibi. Azınlık çoğunlukla birlikte son beş yıla kadar sorunsuz halde yaşıyordu devletin baskılarına rağmen. Açtık, açıktık ama ölmedik. Direndik, dayandık ve dayanmaya da halen devam ediyoruz. Sayın Polatidis, eğer Konsolosluğun kapanmasıyla azınlığın buradan yok olmasını bekliyorsanız çok beklersiniz. Batı Trakya Türk Azınlığı Konsolosluğun katkılarıyla değil, Konsolosluğun girişimleriyle değil, sizin iddia ettiğiniz gibi Konsolosluğun bölgeyi karıştırmak istemesiyle değil, Azınlık insanı Türk olduğu için, kendini Türk hissettiği için burada Türk olarak yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Nereden bileceksiniz, belki globalleşen dünyada iyi komşuluk ilişkileri neticesinde bir gün belki dünyada tüm Konsolosluklar kapanır. Yani size göre bu azınlık o zaman Yunanlı mı olacak? Hiç güleceğim yoktu vallahi doğrusu. Sen “Polat” olsan dahi ben Yani olmam. Çünkü Allah’a geldiğim gibi dönmek isterim anlı şanlı bir Müslüman Türk olarak. Onun için sayın Polatidis gelin hep birlikte ülkemizin ufkunu açalım çünkü biz azınlık olarak bu ülkeyi sizden fazla seviyoruz. Senin gezdiğin o Serez bölgesinde, Promahona’da, Rupel’de benim dedelerim şehit düştü sen ve ben rahat edeyim diye. ıtalyan’lara karşı “OXI”’de benim dedemin de kanı var, sen de kim oluyorsun da benim Türk kimliğimi inkar ederek yok Pomak, yok Çingene deme cesaretini buluyorsun? Kusura bakma dokunulmazlığım yok ve terbiyeli bir yazı yazmak istedim senin yaptığın boş işlere. Son olarak şunu söyleyeyim ve kulağınıza küpe olsun. Konsolosluk kapansa da, açık kalsa da biz Türk milletinin kalbi her yerde aynı atacaktır. Anavatan Türkiye Lozan Barış Anlaşması’nda bizim garantör ülkelerimizden biridir. Tabii ki imzasının gereğini gözetlemek gibi bir sorumluluğu vardır. Aynen Ülkemiz Yunansitan’ın istanbul Rumları üzerinde olduğu gibi. Bak sen nasıl Ruhban okulunu, Partikhane’yi ıstanbul Rumlarını düşünüyor, onların haklarını arıyorsan eh müsade et ben de haklarımın müdafasını yapabilmeliyim. Sayın Milletvekilim, yukarıda yazdıklarımla eğer sizleri inciltmiş isem affınıza sığınıyorum. Ama inanın bizim statümüzü ve bizim ırkımızı, bizim nasıl yaşadığımızı öğrenmeniz için yazdım. Bizim sorunumuz ıstanbul’daki Yunan Konsolosluğu değil, ne de buradaki Türk Konsolosluğu, bizim sorunumuz sizin gibi siyasilerin bizi oy malzemesi olarak görüp siyaset yapmalarıdır diye düşünüyorum bilmem öyle mi? Okuyucularımızın bilmesi için sayın ılias Polatidis kimdir biyografisi. ılias polatidis 1966 yılında Serez’in Levkona köyünde doğdu büyüdü. 1984 yılında Selanik Aristotelio Üniversitesi’nde Makine Mühendisi bölümüne girdi. Yunanistan Araç Sanayi (ELVO) askeri araçların modernizasyonu programında araştırma heyetine katıldı. Askerlik görevini ıstihkam (Mihaniko) birliklerde astsubay olarak ve askerlik görevinin son dört ayını da Meriç’te (Evros) gizleme kamuflaj askeri karakolları’nda yaptı. 1991 yılında Amerika’da New York’ta Rensellaer Polytechnic Institute Uzay Havacılığı Makine bölümünde doktora yaptı. Mesleki hayatında bilgisayar alanında bilgisayar programcılığı ve iletişim seminerlerinde raportörlük hizmeti verdi. Bugün serbest meslek alanında Makine Mühendisi olarak çalışmakta, fabrikalarda danışmanlık görevi ve devlet işleri yapmaktadır. Yunanistan teknik Odası üyesi. ıngilizçe’yi çok iyi drecede konuşup yazabiliyor ve Alman’cayı da iyi konuşmaktadır. 2001 yılında LAOS Partisi’ne girdi. Partinin 1. Kurultayına katıldı ve 2002 yılından 2004 yılının Ocak ayına kadar LAOS Partisi’nin Serez’deki Metropolitlik Heyetinde başkan olarak görev yaptı. 2004 yılında bu görevinden istifa ederek milletvekili seçimlerine katıldı ve oy tercihinde ilk sırada geldi. 2004 yılından beri Parti Merkez Komitesi’nde bulunuyor. 2006 yılı Valilik seçimlerinde “Serez Alarmı” Listesi’nin başkanı olarak seçimlere katıldı. 16 Eylül 2007 Milletvekili seçimlerinde oy tercihinde 1. sırada geldi ve ilk defa Serez Milletvekili seçildi. Medeni hali evli ve iki çocuk babası.