Ana Sayfa Batı Trakya Haberler PAVLOPULOS’UN BU SÖYLEDİKLERİNDEN SONRA MİLLETVEKİLLERİ VE BELEDİYE BAŞKANLARI HALEN GÖREVDE Mİ?

PAVLOPULOS’UN BU SÖYLEDİKLERİNDEN SONRA MİLLETVEKİLLERİ VE BELEDİYE BAŞKANLARI HALEN GÖREVDE Mİ?

22
0

Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un Gümülcine’de söylediklerinden sonra Batı Trakya Türk Azınlık Milletvekilleri ve Azınlık Belediye Başkanları halen görevde mi? Son döneme Batı Trakya’da uyguladıklarıyla ve Azınlığın kaderini ve geleceğini “Bağımsız Yunanlılar”ın vede her gün Batı Trakya’yı dolaşan, insanlar arasına nifak tohumları atarak, etrafımızda tehlikeli olayların yaşandığı bir dönemde bölgedeki iki unsurun arasında barış ve huzuru tehlikeye atan Terens Kuik’in insafına terkeden, Azınlığı bitirmek isteyen SYRIZA-ANEL hükümeti halen görevde mi? Eğer hükümet bu satırlar yazılırken halen görevdeyse beyler bu iş bitmiştir.

Eğer dört Milletvekili ve Azınlık Belediye Başkanları da dahil olmak üzere topluca istifa etmemişler ise, Azınlık insanı huzurunda ve tarih önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Pavlopulos resmen devletin en üstteki kademede bir devlet adamı olarak Azınlığın kimliğini inkar etti. Azınlık insanını Yunanlı Müslümanlar olarak adlandırdı. Aba altından sopa gösterdi. Azınlığın tam ve kusursuz tüm haklarını aldığını dile getirdi. Batı Trakya’da Azınlık nüfusunun arttığını, Müslüman okullarının açıldığını daha neler neler söyledi. Açıkça görüldü ki, ülkemiz Yunanistan’ın Cumhurbaşkanı Azınlık insanıyla barışacağına, bir kez daha ayrıştırmayı, ayrılığı savundu. Batı Trakya’da herşeyin güllük gülüstanlık olduğunu dile getirdi. Polis ve Savcıların Azınlığın sivil toplum kuruluşlarına karşı ani baskınlar yaptığını görmezlikten geldi. Daha ne yazalım ki? karar insanlarımızın.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos Gümülcine’nin Yunanistan’ın gövdesine ilhak edilmesinin 96. yılı kutlama törenlerine katılmak üzere geldiği Gümülcine’de Gümülcine (Komotini) Belediye Meclisi tarafından fahri vatandaş ilan edildi. Belediye Başkanı Yorgos Petridis, Pavlopulos’a fahri vatandaşlık belgesini Rodop Sanayi ve Ticaret Odası toplantı salonunda törenle takdim etti.

Cumhurbaşkanı Pavlopulos burada yaptığı konuşmasında Batı Trakya Türk azınlığı ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Pavlopulos Yunan devletinin Azınlık insanına karşı yükümlülüklerini hak, hukuk ve demokrasi çerçevesinde harfiyen yerine getirdiğini dile getirdi ve Lozan Barış Anlaşması’na göre Azınlığın Müslüman Azınlık olduğunu, Türkiye’de ise milli ve Yunan Azınlık olduğunu dile getirdi. Pavlopulos Yunanlı Müslümanlar diye adlandırırken Azınlık insanının devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmelerini hatırlattı.

Konuşmasında Azınlık Milletvekilleri ve Yerel Yöneticilerin de ülkenin anayasasına ve hukuk kurallarına göre uygun davranmaya davet etti. Gümülcine’de bulunan T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu’na da atıfta bulunan Pavlopulos, “Yunanlı Müslümanlara ve Yunan hukukuna saygı göstermek zorundadırlar” dedi.

PAVLOPULOS’TAN ŞAŞIRTICI AÇIKLAMALAR!

“Burada, Gümülcine’nin ve Batı Trakya’nın geniş bölgesinde farklı dinlere mensup Yunanlılar barış ve yaratıcılık içinde biraradalar. Yunan demokrasisi eksiksiz kanıtlıyor, ki uygulamada verdiği çok başarılı sınavında ilham kaynağı olan bir ülkenin, demokrasi ve kültürüne yönelik, buna paralel olarak da paha biçilmez tarihi mirasıyla vede birbirinden ayrılmayan Avrupa Birliği ve uluslararası toplumun üyesi olarak uluslararası hukukun tamamına saygı duymaktadır.

Yunanistan’ın Avrupa ve uluslararası müktesebata gösterdiği büyük saygıya değinmişken, bu vesileyle tespitimi doğrulamak üzere, temelde tam olarak Avrupa ve uluslararası hukuka dayalı, tabii ki tamamında, Müslüman hemşerilerimin mevcut durumları göz önündedir.

Müslüman Azınlığın statüsü Lozan Anlaşması tarafından belirlenmektedir, vede 1923’ten beri tamamıyla Türkiye ve Yunanistan’ı taahhüt ediyor. Lozan Anlaması’nda madem ki karşılıklığa dayalı belirtiliyor, apaçık ve kesin Trakya’nın Müslümanları ve İstanbul’un Yunanlıları, Gökçeada ve Bozcaada. Demek ki Lozan Anlaşması’na göre Yunanistan’da Müslüman Azınlık var, Türkiye’de ise milli ve Rum Azınlık. Yunanistan’ın 1991 yılında bireysel tanımlama hakkını tanıması, bu hakkın uluslararası hukuku ihlal edebilir demek değildir, dolayısıyla da Lozan Anlaşmasını da.”

PAVLOPULOS ATİNA’DAN BATI TRAKYA’DA YAŞANAN GERÇEKLERİ MALESEF GÖREMEMİŞ

“Özellikle 1955 ve 1964 yıllarında Türkiye tarafından Lozan Anlaşması’nın kışkırtıcı ihlali üzerinde durmadan, sadece kendiliğinden anlaşılacağı gibi karşılaştırarak ayırıyorum: Yunanistan Batı Trakya’daki Yunanlı Müslümanlara karşı Lozan Anlaşması’na göre tam olarak yükümlüklerini yerine getirdi. Bu kendiliğinden anlaşılacağı gibi kanıtlanmaktadır. Özellikle Azınlık nüfusunun artması, din serbestliğinin tam olarak kesintisiz yerine getirilmesi, Müslüman okullarının hızla çoğalması, özel mülkiyetin korunması, özellikle elektronik medya çalışması neticesinde bilgi edinme hakkının garanti altına alınması, son olarak her türlü siyasi serbestliğe tam olarak saygı duyulması.

Müslüman vatandaşlara karşı Yunanistan’ın bu kusursuz davranışı, burada Trakya’da Yunan vatandaşları olarak Yunan devletine karşı kendi yükümlülüklerinin düzeyini belirliyor. En başta Müslüman Azınlığının Yunan devlet memurlarının yükümlülüklerini vede Yunan Parlamentosu’nun dinde Müslüman üyelerin ve genel olarak Yerel Yönetimlerin her türlü hakları ve her türlü görevleri anayasamız ve hukuk düzenimiz tarafından münhasıran belirlenmektedir. Eminim ki Trakya’daki Müslüman hemşerilerimiz hakları ve yükümlülükleri çerçevesinde tam olarak algılıyorlar ve bu duruma göre saygı duyuyorlardır.

Ayrıca aynı çerçeve buradaki Türk diplomatik misyonların çalışma prensiplerini tanımlıyor. Bu nedenle yukarıda belirtildiği gibi Yunanlı Müslümanlara ve Yunan hukukuna saygı göstermek zorundadırlar.” 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz