Berlin Türk Eğitim Derneği Başkanı Rüştü Kam, Batı Trakya’da yaşayan Türklerin vaziyetini kendi gözünden bir makale ile yayınladı.
Berlin Türk Eğitim Derneği başkanı olmanın yanı sıra, Denizlili bir gazeteci olan Rüştü Kam, on günlük bir gezi için Batı Trakya köylerini ziyarete geldikten sonra, tabiatın güzelliğinin yanında insanların mutsuzluğunu da gözlemlemiş olacak ki önemli bir yazıyı kaleme almış.
Kim bilir belki Rüştü Kam, Batı Trakya’da bazılarının göremediklerini veya görmek istemedikleri gerçekleri görmüş olacak ki çok önemli tavsiyelerde bulunuyor.
“Batı Tarkyalı Kardeşim; Sen Sesini Niçin Yükseltmiyorsun?”
BATI TRAKYA TÜRKLERİ’Ni HATIRLAYANIMIZ VAR MI? SAHİ BATI TRAKYA NEREDEDİR? BATI TARKYALI KARDEŞİM SEN SESİNİ NİÇİN YÜKSELTMİYORSUN?
Rüştü KAM
KURBAN ALLAH’A YAKLAŞMAK İÇİN YAPILAN BİR İBADETTİR. BUNUN İÇİN HAYVANI KURBAN ETMEK GEREKMEZ. ŞAHISLARA VEYA KURUMLARA BEDELİNİ BAĞIŞLAMAK DA KURBANDIR. AMAÇ ALLAH’A YAKLAŞMAKTIR.
Avrupa ülkelerinde yaşayan sevgili Batı Trakyalı Müslüman kardeşlerim. Ben yıllardan beri eşimle ve çocuklarımla birlikte Batı Trakya’dan geçer giderim Türkiye’ye. Zaman zaman da Gümülcine’de, İskeçe’de, Kavala’da börek yerim, yemek yerim ve yoluma devam ederim. Bazen de otelde istirahat ederim. Eski Cami’de namaz kılmışlığım da vardır. O zamanlar sorup soruşturmadım. Batı Trakyalı Türkler nasıl bir hayat yaşıyorlar, azınlık olmak nasıl bir şeydir diye sormadım hatta sormak aklıma bile gelmedi. Nasıl olsa bizlerden iyidirler düşüncesi hâkimdi ben de. 2021 yılında 15 günlüğüne Batı Trakya’daki bir caminin açılışı için davet edildim. Oradaki insanlarla, kavruk ve samimi insanlarla, acı çeken ve çektiği acıyı hissettirmeyen o koca yürekli insanlarla oturdum-kalktım, yedim-içtim. Köyleri dolaştım, kahvelerine konuk oldum, Trakyalı Türklerin kanaat önderleriyle görüştüm. Parti başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla, cami başkanlarıyla görüştüm. Bu görüşmelerin verdiği ıstırap bana sıkıntı verdi. Akşamları odama çekildiğimde alladığım gecelerim oldu.
Batı Trakya kaderine terkedilmiş, Batı Trakyalı kaderine terkedilmiş, vakıflarına el konulmuş, gençler üniversitelere alınmıyor, başka ülkelerde üniversite okuyanlara denklik verilmiyor, inşaat yapılmasına, evlerin tamir edilmesine minare yapılmasına izin verilmiyor. İnsanlar iş bulabilmek için vatanlarını terk ediyorlar. Okullar da birer birer kapanıyor. Taraf oldukları antlaşmalardan doğan haklarına, hukuka, demokrasiye rağmen ellerinden alınıyor.
Sözüm Avrupa ülkelerinde yaşayan Batı Trakyalı Müslümanlaradır. Duyuyorum ve görüyorum. Zekât ve Kurban paralarını Filistin’e, Afganistan’a, Suriye’ye, Irak’a gönderiyorsunuz. Yapmayın- etmeyin-eylemeyin, Batı Trakya insanı o ülkelerin insanlarından daha fazla muhtaç o paralara. Batı Trakya Türklerinin vatanı yok, devleti yok, geleceği tırpanlanmış. O yardım gönderdiğiniz ülkelerin devletleri var, Bileşmiş Milletleri var. Kendi evinizde yangın varken başkasının evindeki yangını söndürmeye gidemezsiniz. Giderseniz döndüğünüzde evsiz kalırsınız.
“Kendi evinizde yangın varken başkasının evindeki yangını söndürmeye gidemezsiniz.”
Sevgili Batı Trakyalılar; Covid 19 dan dolayı sıkıntılı günler geçirdik. Allah bir daha böylesine kötü günlerle bizleri imtihan etmesin.
Kurban yaklaştı. Her Müslüman gibi sizler de “Kurban” ibadetiyle Allah’a yaklaşmak isteyeceksiniz. Ancak bu isteklerinizi yerine getirirken biraz durup düşünmeniz gerekmektedir. Yıllardan beri kurban paraları toplanır ve Avrupa ülkelerinin dışına çıkarılır. İyi niyetle yapılır bu işler. Siz onlara yardım ettiniz diye o insanların yaşam standartların da bir değişiklik olmadı, daha da kötü oldu, bundan sonrası daha da kötü olacak. “Sahipsiz bir vatanın batması haktır/Sen sahip çıkarsan o vatan batmayacaktır.” Lütfen vatanınıza sahip çıkınız.
Batı Trakyalı kardeşim
“Organize olun. Elinizi taşın altına koyun.”
Gelin şapkamızı önümüze koyalım ve bir daha düşünelim. Bu sene kurban bedelleri Batı Trakya’ya gitsin. Sadece senin kurban bedelin değil komşularının kurban bedelleri de oraya gitsin. Etrafındaki Müslümanlara da anlat batı Trakya’yı, çektiğiniz çileleri de anlat onlara, onların desteğini de al. Orada yapılacak hizmetler için kullanılsın bu sene kurban paraları. Herkes kendi arasında organize olsun, birisini beklemeyin size gelsin diye. Kurban bedelini aranızdan birine Batı Trakya’da değerlendirilmek üzere şartlı olarak teslim etsin. Organize olun. Elinizi taşın altına koyun. Bulunduğunuz şehirlerdeki Müslümanlara, Türklere anlatın davanızı. Cesur olun. Rehavete kapılmayın. Vatanınızı unutmayın. Vatan toprağı kolay elde edilen bir toprak değildir. O toprakları elde etmek için nice şehitler verilmiştir.
Sevgili Batı Trakyalı kardeşim; bu sene kurbanlarınızı Batı Trakya’ya gönderiniz ki, bu vesileyle orada yaşayan insanımızın ihtiyaçlarını karşılayınız. Kurban bedelleri onların geleceğinin inşası için kullanılmış olsun.
Batı Trakyalı kardeşim unutmayasın ki; kurban sadece et yemek ve yedirmek değildir. Allah’a yaklaşmak için yapılan maddi fedakârlıktır kurban.
Kurban bayramını sadece et bayramı olarak da görmeyin. Kurban bayramı et bayramı da değildir.
“Kurban bayramını sadece et bayramı olarak da görmeyin.”
Çünkü Allah şöyle buyurur:
“(Fakat unutmayın ki,) onların ne etleri Allah’a ulaşır, ne de kanları; lakin O’na ulaşan, yalnızca sizin O’na karşı gösterdiğiniz bilinç ve duyarlıktır. İşte bu amaçla, onları sizin yararınıza sunuyoruz ki, size ulaşma yolunu, yordamını gösterdiği (her türlü rahmet) için O’nun yüceliğini saygıyla anasınız. Öyleyse, o iyilik yapanları müjdele. (Hacc Suresi 37)
Ayetten de anlaşıldığına göre Allah, kurbanın etinin de kanının da kendisine ulaşmayacağını açıkça söylüyor ve bu cümlenin altını kalınca da çiziyor. Allah’a ulaşacak olan takvanızdır, yani şuurlu bir şekilde yaptığınız işlerdir diyor.
Yani kurban, Allah’a yaklaşmak için yapılan maddi fedakârlıktır, özveridir. Kur’an’ın beyanı açıktır. Bu fedakârlık ihtiyaç sahiplerine et yedirmek şeklinde olabileceği gibi, kurban parasıyla, ‘okul açmak, yurt açmak, üniversite kurmak, burs vermek, araştırma merkezleri açmak, hastane açmak, ihtiyaç olan yerlerde cami açmak, tanıtım amaçlı çalışmalar yapmak, dernekler kurmak, çocuk yuvası açmak, gazete ve dergi çıkarmak, işyerleri açmak ve insanımıza hizmet eden dini ve milli amaçlı kurumları desteklemek’ şeklinde de olabilecektir. Hatta olmalıdır. Batı Trakyalı Türkler için bu saydıklarımı yapmak farzı ayındır. Dini ve milli bir zorunluluktur
“Kan akıtacağız diye et yedireceğiz diye milyonlarca Euro’yu Batı Trakya’nın dışında başka ülkelere göndermek yanlıştır.”
Batı Trakyalı Türkler, bu konuda organize olmalıdırlar. Kan akıtacağız diye et yedireceğiz diye milyonlarca Euro’yu Batı Trakya’nın dışında başka ülkelere göndermek yanlıştır. Batı Trakya’daki yaşayan Müslümanların ihtiyacı olan kurumlar kurularak veya desteklenerek de Allah’a yaklaşılır. Öyle bir yaklaşılır ki, Allah o Müslümanları Cennetinin en güzel köşesinde ağırlar.
Bir korona geldi elimizi kolumuzu bağladı. Yarın ne olacağımız belli değil. Ama geldiğiniz, yaşadığınız ülkedeki insanınıza karşı yerine getirmeniz gereken yükümlülükleriniz var.
Unutmayın, sizler BATI TRAKYALISINIZ!
Lütfen Kurban bedellerini en az 220 Euro’dan hesap ederek oraya gönderiniz.
Bizim bu teklifimizi kabul ederek “ete-kana” değil de takvaya, duruşa, kimliğe talip olanlar! Batı Trakyalı Türkler sizleri bekliyor.”