Türkiye’den Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki 26 kişilik bir heyet 24 Eylül 2013 tarihinde Batı Trakya’yı ziyaret etti.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyet ilk olarak, Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener’i makamında ziyaret ederek, Konsolosluk yetkilileri ve diğer azınlık kurum temsilcileriyle bir süre görüştü.
“Buraya hasret gidermek ve dertleşmek için geldik”
Daha sonra Gümülcine’deki azınlık ve kurum ve kuruluşlarını ziyaret eden Başkan Mustafa Destici ve beraberindeki heyet, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’i ziyaret etti. Türk ve İslam coğrafyasında yaşayan bütün müslümanlara ve insanlara eşit mesafede durduklarını belirten Destici, buraya hasret gidermek ve dertleşmek için geldiklerini söyledi. Müftü İbrahim Şerif te, azınlık sorunlarından ve Lozan Barış Antlaşaması’ndan doğan hakları dile getirerek, konuk heyete bu ziyaretten dolayı büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Müftülük ziyaretinin ardından Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne (GTGB) geçen Başkan Destici ve beraberindekiler, burada GTGB Başkanı Koray Hasan ve dernek yöneticileri tarafından kapıda karşılandı. Birlik bahçesinde basına bir demeç veren BBP Genel Başkanı Mustafa Destici buradaki tespit etmiş oldukları problemleri, başta dünya kamuoyununa olmak üzere, Türk kamuoyunnuna ve hükümete ileteteceklerini ve bu problemlerin çözümü için girişimlerde bulunacaklarını dile getirdi.
“Tek isteğimiz, tüm insanlık barış ve huzur içinde yaşasın. Dünyanın hiç bir yerinde zulüm olmasın”
Başkan Mustafa Destici açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle heyetimizle birlikte Türklüğün en önemli kalplerinden birisi olan Batı Trakya’da ve Gümülcine’de sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk ve ve bahtiyarlık duyduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben buraya daha önce bir kaç kez gelmiştim. Ancak heyetimizin içinde buraya ilk defa gelen arkadaşlarımız var, onların da bu ziyaretten dolayı büyük bir memnuniyet içinde olduklarını ifade etmek istiyorum. Bizlerin tek isteğimiz, tüm insanlık barış ve huzur içinde yaşasın. Dünyanın hiç bir yerinde zulüm olmasın. Bunu elbette kendi ülkemiz için, kendi dindaş ve soydaşlarımız için de istiyoruz. Ama bununla birlikte dünyadaki bütün mazlum milletlerin, mazlumların da mazlumiyetlerinin sona ermesini istiyoruz. Büyük Birlik Partisi’nin kuruluş felsefesi de budur.
“Batı Trakya’daki kardeşlerimizin de sorumluluğu, bizim omuzlarımızdadır”
Bizim parti olarak sorumluluğumuz, sadece 75 milyonla 780 bin kilometre kareyle sorumlu değil. Biz bütün bu soydaşlarımızın ve dindaşlarımızın yaşadığı bütün coğrafyalardan kendimizi sorumlu hissediyoruz. Batı Trakya’daki kardeşlerimizin de sorumluluğu, bizim omuzlarımızdadır. Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri kardeşlerimizin de sorumluluğu bizim omuzlarımızdadır. Irak’taki Türkmen kardeşlerimizin de, Suriye’deki kardeşlerimizin de, Kafkas’lardaki kardeşlerimizin de sorumluluklarını taşıyoruz. Tüm bu sorumlulukların gereği olarak, bizler bugün buradayız. 5 günlük bir Balkan turuna çıktık. Bizler sivil toplum örgütleriyle görüşmelerde bulunacağız. Buradaki problemler bizim problemimizdir. Buradaki problemleri alarak başta Türkiye kamuoyuna olmak üzere, dünya kamuoyuna ve hükümete yüksek bir sesle ileteceğiz. Buradaki problemlerin çözülmesi noktasında bütün gücümüzü sonuna kadar harcayacağız. Buradaki problemlerin çözülmesi için gayret göstereceğiz.
“Türkiye Lozan’ın tanımadığı hakları bile kendi azınlığına verdi, ama ne hikmetse bugüne kadar Yunanistan hükümetinden bunun karşılığını göremedik”
Lozan Barış Antlaşması’yla azınlıkların hakları hem Türkiye’de hem de buradaki soydaşlarımıza verildi. Türkiye bu şartlara hep uydu, hatta Lozan’ın tanımadığı hakları da biz Türkiye’deki azınlıklara verdik. Ama ne hikmetse bugüne kadar Yunanistan hükümetinden bunun karşılığını göremedik. Buradaki kardeşlerimiz dolaylı bir şekilde kendi Türk kelimesini bile kullanmaları yasaklandı, anaokulları yok, ilkokulları yetersiz, binlerce çocuk mezun oluyor, ancak bunların çok azı üst bir okula geçebiliyor. Ayrıca buradaki vatandaşlarımızın hem ekonomik, hem sosyal inanç ve kültürel anlamda problemleri var. Vakıf malları maalesef buradaki Türk kardeşlerimize devredilmiyor ve bunlar başkaları tarafından yönetiliyor. Aynı şekilde Lozan Antlaşması’na göre seçilmiş müftülerin tanınması gerekirken, Yunan hükümeti bu işi atanmış müftülerle götürmeye çalışıyor. Biz bütün bu problemleri hakkında daha fazla bilgi aldık. Bizler yetkililer olarak bu konuda asla geri durmayacağız.
“Türk Azınlığın Lozan Antlaşması’na uygun bir şekilde hakları verilmeden, kesinlikle Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına karşıyız. Mütekabiliyet esasları geçerlidir”
Şu anda Türkiye’de bir demokratikleşme paketi hazırlanıyor. Bu paketin içerisinde de Heybeliada Ruhban okulu’nun açılması gibi bir takım duyumlarımız var. Biz Türkiye’deki diğer partilerle birlikte bir araya gelerek bununla ilgili teklifimizi hükümete sunduk. Biz kesinlikle burada bizim kardeşlerimizin, soydaşlarımızın Türk Azınlığın Lozan Antlaşması’na uygun bir şekilde hakları verilmeden ve buradaki Seçilmiş Müftüler tanınmadan, Türk kelimesinin kullanılmasına müsaade edilmeden, anaokulu ve diğer okullarımız açılmadan, kesinlikle Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına karşıyız. Bu durumu buradan döndüğümüzde hem hükümete hem de sayın Başbakan’a bir rapor halinde sunacağız. Bir basın toplantısıyla da kamuoyuna duyuracağız ve bizler sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız. Çünkü bunlar karşılıklıdır. Mütekabiliyet esasları geçerlidir. Eğer karşı taraf bir adım atmıyorsa, iyi niyet göstermiyorsa, hatta var olan hukuku uygulamıyorsa ve bir takım verilmiş haklar bile sonradan elinden alınmışsa, Türkiye’nin buradaki kardeşlerimizi düşünerek, ona göre uyugulama göstermesi gerekir diye düşünüyorum. Ben misafirperverliğiniz için, bu çok sıcak candan samimi karşılamanız için, bir kere daha hem şahsım adına, hem camiam adına, hem heyetimiz adına, hem de anavatanımız adına, sizlere bir kez daha şükranlarımı sunuyor ve teşekkür ediyorum.”
“Yunanistan, azınlık haklarının iadesi konusunda iyi niyetli değil”
Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş da burada basına yapmış olduğu açıklamasında BBP’nin bu ziyaretiyle birlikte Başkan Mustafa Destici ve ekibinin, Batı Trakya Türklerine tarihi bir gün yaşattıklarını ifade etti. Lozan Antlaşması’ndan doğan hakların hala iade edilmediğini söyleyen Başkan Ali Çavuş, Yunanistan’ın bu konuda hala iyi niyetli olmadığını sözlerine ekledi.
GTGB Başkanı Koray Hasan da derneğin hukuksal sürecinden bahsederek, son dönemde büfenin kapatılmasıyla ilgili olarak mahkeme tarafından cezalandırıldıklarını dile getirdi.
DEB Partisi ziyareti
“Sadık Ahmet ve Muhsin Yazıcıoğlunun ölümleri şüphelidir”
GTGB ziyaretinin ardından BBP Başkanı Mustafa Destici ve konuk heyet DEB Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Burada başta DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa ali Çavuş ve diğer parti yetkilileriyle birlikte karşılıklı görüş alış verişinde bulunarak, DEB Partisi kurucusu merhum Dr. Sadık Ahmet’in ölümüyle eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümlerinin birbiryle benzerlik taşıdığı ve her ikisinin de ölümlerinin şüpheli bir ölüm olduğu dile getirildi.
Son olarak Başkan Destici ve ekibi, Batı Trakya Türk Öğretmenleri Birliği’ni (BTTÖB) ziyaret etti. Burada başta BTTÖB Başkanı Sami Toraman ve diğer öğretmenler tarafından samimi bir ortamda karşılanan Başkan Destici ve ekibi bir süre karşılıklı görüş alış verişinde bulundular.
Gümülcine’deki temasların ardından BBP Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyet İskeçe iline geçti.
İskeçe’deki temasların ardından BBP Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyet yarın Selanik’e hareket edecek. Selanik’te geçtiğimiz aylarda yeni restorasyonu tamamlanan Atatürk’ün evini ziyaret edecek olan heyet, buradan da Üsküp şehrine geçerek ziyaretlerine devam etmesi bekleniyor.