İskeçe ve Gümülcine’deki müftülük makamlarına Yunan hükümeti tarafından atama yapılmasını eleştirdikleri gerekçesiyle yargılanan Millet Gazetesi sahibi Cengiz Ömer ile gazetenin başyazarı Feyzullah Hasankahya 15’er ay hapis cezasına mahkum edildi.
Trakya İstinaf Mahkemesi, İskeçe ve Gümülcine’deki atanmış müftüler Mehmet Emin Şinikoğlu ve Cemali Meço’ya İskeçe’de yayımlanan Millet gazetesi aracılığıyla hakaret ettikleri gerekçesiyle Ömer ve Hasankahya hakkında bir alt mahkemenin verdiği 20’şer aylık hapis cezasını 15 aya indirdi.
Atanmış müftüler Şinikoğlu ve Meço’nun, Millet Gazetesi’nde, Hasankahya imzasıyla yayımlanan bir yazıda, kendilerine hakaret edildiği gerekçesiyle gazetenin sahibi Cengiz Ömer ve Feyzullah Hasankahya hakkında açtığı dava, geçen Haziran’da İskeçe Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
Mahkeme, Ömer ve Hasankahya’nın, 3 yıl ertelemeli 20’şer ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti. Karara bir üst mahkeme nezdinde itiraz eden Ömer ve Hasankahya serbest bırakılmıştı.
KARARI ÜST MAHKEMEYE TAŞIYACAKLAR
Millet gazetesi sahibi Cengiz Ömer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batı Trakya’da Müslüman Türk Azınlığa yapılan haksızlıkları dile getiren gazetecilerin hapis cezalarıyla susturulmak istendiğini ifade etti. Ömer, Trakya İstinaf Mahkemesi’nin kararına Yunanistan Yüksek Mahkemesi nezdinde itirazda bulunacaklarını söyledi.
Sırf eleştiri hakkını kullandığı için Hasankahya’ya ve kendisine hapis cezası verildiğini belirten Ömer, “Bu cezalar ifade özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Başbakan Aleksis Çipras’ın Türkiye ziyaretinin hemen sonrasında yaşanan bu olay, Yunan devletinin Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının dini özgürlükleri konusunda adım atmaya niyetli olmadığını bir kez daha tescil etti.” dedi.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın dini liderleri, müftüler ve azınlığa ait vakıfların idare heyetleri, devlet tarafından yapılan atama yoluyla belirleniyor. Türk azınlık ise bu uygulamalara karşı çıkarak kendilerinin seçtiği müftülerin görev yapmasını istiyor. Hasankahya, dava konusu olan yazısında, İskeçe ve Gümülcine’deki müftülük makamlarına atama yoluyla getirilen müftülerin, Müslüman halk tarafından seçimle belirlenmediği için anlaşmalara ve kanunlara uygun olmadığını, dolayısıyla “müftü sıfatını taşımayı hak etmediklerini” yazmıştı.