Birlik gazetesi olarak son dönemlerde gelişen olaylara ve yeni Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonlosu İlhan Şener’in ziyaretine ilişkin, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ile 11 Temmuz 2012 tarihinde kısa bir söyleşi yaptık. Birlik gazetesine önemli açıklamalarda bulunan Müftü Ahmet Mete; öncelikle yeni göreve başlayan Gümülcine Başkonsolosu İlhan Şener’e başarı dileklerinde bulundu.
“Batı Trakya karışık bir yerdir” diyen Mete; herkesin gönlünü yapmak zordur, fakat yeni Konsolos’umuzda gözlemlediğimiz iyi bir insan ve ilk ziyaretleri de çok dikkat çekiyor, nasıl ve nereden başladığı ve çok hürmetkar davrandığı için de kendisine çok teşekkür ediyorum dedi.
“Müftülük kurumu insanlarla iç içe olan ve insanların dini açıdan ve sosyal yaşantı olarak, sosyal yaşam açısından ihtiyacı olan her şeye çare bulacak kurumların başında geliyor”
Ahmet Mete Birlik gazetesine vermiş olduğu özel demecinde şunları söyledi:
“Her toplumda kurumsallaşmış, kökleşmiş hizmet kurumları vardır. Kökleşen hizmet kurumlarını destekleyerek, o topluma en güzel destek verilmiş olur. Ben bunu görüyorum. İnşallah Rabbim bu insanlara; Yunan ve Türk dostluğuna, azınlığımıza hayırlı vazifeler diler. Bu açıdan bu zaman için çok şanslı bir Konsolos olacağına inanıyorum, Allah kendilerine uzun ömür, sağlık ve başarılar versin.
“Müftülük her şeye çare bulacak kurumların başında geliyor, İlhan bey bunun farkında ki, bu da çok güzel bir şey”
Batı Trakya davasında ister beğenelim, ister beğenmeyelim, müftülük kurumları hep bir yerde durmuş ve devamlılık arz etmiştir. Rahmetli Mehmet Emin Aga, bu davaya gönül vererek rahmetli oldu ve hapislerde yattı. İbrahim Şerif hala devam ediyor. Bu açıdan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı için çok önemli olan bir müftülük davasıdır. Çünkü ister eğitim olsun, ister vakıflar olsun, ister dini ve milli hayat olsun, illa müftülükle iç içedir.
İşte yeni Başkonsolos İlhan beyin bunu görmüş olması, beni gerçekten hem onurladırdı, hem de gururlandırdı. İnşallah bu kurumlarla beraber daha güzel çalışmalara hem kendisinin, hem azınlığın, hem de bizim imza atacağımıza inanıyorum. Müftülük kurumu insanlarla iç içe olan ve insanların dini açıdan ve sosyal yaşantı olarak, sosyal yaşam açısından ihtiyacı olan her şeye çare bulacak kurumların başında geliyor. Heralde İlhan bey bunun farkında ki, bu da çok güzel bir şey. Çünkü biz daha başka zamanlarda bu kurumları ezmeye çalışan insanlar da gördük. Zarar gördüğümüz noktalar da oldu.
Bir karşılaştırma yapmak istiyorum. Gayri müslimlere bakıyorsunuz, ister Hıristiyan, ister Müslüman olsun, yolda yürürken Allah diye inandığına ve yahut da dinine sövüyor ve ardında da kiliseye gidip Papaz’ın veya Haham’ın önünde ibadetini yapıyor. Bizim toplumda sövme diye bir olay söz konusu değildir. Ama bizim toplumda içinde yaşadığımız insanların belki özel çalışmalarıyla veya cahilliğimizden dolayı kurumlara karşı hep bir sıkıntı yaratılmak istenmiştir. Bunun gayesi de birleştirici unsurdan insanları alı koymaktır. O açıdan bu çok önemlidir.
“Müftüyü, imamı sevmeyebilirsin, hocayı sevmeyebilirsin tenkit edebilirsin, ama hocanın temsil ettiği; dini sevmemezlik yapamayız”
Öncelikle sizi ayakta tutan bazı inanç ve inanışlar vardır. Bunların etrafında kenetlendiğiniz zaman, kolay kolay toplum olarak yıkılmanız mümkün değildir. Bunun da farkında oldukları için kendi dinerinde birliği ve beraberliği sağlamak isteyenler, bizim işte hacı hocaya, camiye ve yahut da müftüye bu kurumlara karşı soğuk ve habersiz olmayı ister gibi tavırlar sergileniyor. Bu sözlerim kim olursa olsun herkes için geçerlidir. Bizim toplumun içersinde de böyle düşünen insanlar var. Fakat bunlar bir toplum için zararlı şeylerdir. İnsan camiye gider veya gitmez kendi işidir ama bir şeye inanmak ve onun etrafında olmak başkadır, onun gereğini yapmak başkadır. Benim kast ettğim de bu toplum için gerekli olan bir şeydir. Bir kişiyi müftüyü, imamı sevmeyebilirsin, hocayı sevmeyebilirsin tenkit edebilirsin, ama hocanın temsil ettiği; dini sevmemezlik yapamayız. En azından onun etrafında olmak lazım. Birini sevmezsen yüz tane daha var, onlardan birini sevebilirsin. Yani demek istediğim, ben bunu görüyorum ve bu gördüğüm beni umutlandırıyor, sevindiriyor. Yeni gelen bir Konsolos’un da bunu görmüş olması bir ayrıcalıktır. Bunu dile getiriyorum. Çünkü her gün izliyoruz, Hıristiyan’ların temsilcisini Hıristiyanı gidip ziyaret ederken, maalesef biraz önce bahsettiğim şekliyle alimler peygamberlerin varisleridir hadisinden yola çıkarak ayette de emir denilen başınızdaki seçilmiş insanlar, bunlara da itaat edin noktasından hareket ederek maalesef biz burada eksiklik gösteriyoruz. Bu açıdan, bu eksikliğin giderilmesi açısından ben ümit variyim.
“Batı Trakya Türk Azınlığı’na hayırlı ramazanlar diliyorum”
Son olarak Ramazan’a sayılı günler kala, Batı Trakya Türk Azınlığı’na hayırlı ramazanlar diliyorum. Hz. Peygamber ‘Oruç tutun, sıhhat bulun’ diyor. Allahü Teala da gerçek insan olmak için oruç tutunuz diyor. İnşallah Rabbim bizleri de Ramazan Bayramı’na kavuşturur diyorum. Teşekkür ediyorum.”