Yunan Devleti tarafından 16 Aralık 1985 tarihinde Müftü Naibi olarak tayin edilen, Meço Cemali, “durum çok karışık, fakat düzene girecektir. Gerekirse müftülük pahasına olsa bile, bu kararı imzalamam, paltomu alıp eve gitmeyi tercih ederim” dedi.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yoğun tepkilerine rağmen “240 İmam Yasası” Yunan parlamentosunda kabul edildi. Hatırlanacağı üzere söz konusu yasa, 2007 çıkarılmış ve azınlığın büyük tepkisine neden olup bir süre yürürlüğe konulmamıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme gelen “240 İmam Yasası” belirtildiği üzere içinde bazı değişikliklerin yapıldığı ifade edildi. Daha sonra da Batı Trakya Türk Azınlığı açısından Yunanistan tarihine kara bir leke olarak geçecek bu yasa, 16 Ocak 2013 tarihinde Yunan Parlamentosu tarafından kabul edildi.
Birlik gazetesi olarak, Yunan Devleti tarafından 16 Aralık 1985 tarihinde Gümülcine Müftü Naibi olarak tayin edilen, Meço Cemali ile bu hassas konuyu konuşmak üzere bir görüşme gerçekleştirdik. Tayinli Müftü Meço Cemali, bu konunun çok hassas bir konu olduğunu belirterek, “Bu karara şimdilik şöyle cevap vermek istiyorum. Ekmek henüz daha fırından yeni çıkmıştır. Çünkü sıcak ekmek hemen yenmez. Biraz soğumasını beklemeliyiz. Daha sonra soğudunda yemezden evvel tadına, malzemesine, içeriğine iyi bakmamız gerekir. Ekmek eğer küflü yada içindeki malzemesi fazla ise bunu da yemeyiz” dedi.
Meço Cemali yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi:
“Gerekirse Müftülük pahasına olsa bile, bu kararı imzalamam, paltomu alıp eve gitmeyi tercih ederim”
“Bu ekmek henüz fırından yeni çıkmıştır. Sıcak ekmek hemen yenmez, biraz soğusun. Fakat burada bir hakikat var, bu kanun çıktı. Bu kanun önüme gelecek ve kelime kelime incelemelerde bulunacağım, sonra da kararımı vereceğim. Kanunda bazı değişiklikler var, bunları da kendi gözlerimle görmek istiyorum. Şu anda ne desem yanlış yapmış olurum. Bu kanuna göre bu karar kimin elinde olacak, buna bakmak gerekir. Tasvip veya ademi tasvip kararı; benim elimde mi buna bakmak lazım. Onlar mı tayin edecek, şimdilik işittiğime göre, sonunda karar verme yetkisi bende mi olacak? Dolayısıyla bu kanunu detaylı bir şekilde okumadan şimdilik bir şey diyemem. Şunu söyleyebilirim; durum çok karışık, fakat düzene girecektir. Gerekirse müftülük pahasına olsa bile, bu kararı imzalamam, paltomu alıp eve gitmeyi tercih ederim.
“Çıkarın beni bu görevden, emekliliğimi bile istedim”
“Bu, bir azınlık işidir. Doğrusu, yanlışı ne olursa olsun, ben isterdim ki; biz kendimiz, azınlık ve azınlıkçı olarak bu işleri kendimiz çözelim.”
Bu görevde 27. yılıma girdim. Ben yönetime artık “Çıkarın beni bu görevden” diyorum, emekliliğimi bile istedim. Ama benden sonra kimi tayin edecekler. Çünkü yunan kanunlarına göre atanacak olan müftünün, 10 yıllık resmi imamlık görevi yapmış olması gerekir. Ayrıca bu kanunu da fiilen iskat etmek, yani iptal ettirmek için defalarca Atina’ya gittim. Çünkü bu kanunda tehlikeler var. Ben 16 Aralık 1985 tarihinde Müftü naibi olarak tayin edildim. Öte yandan imamlar dernek kurdu. Ben hiç bir kimseye imama, git yada gitme demedim. Çünkü bu, bir azınlık işidir. Doğrusu, yanlışı ne olursa olsun, ben isterdim ki; biz kendimiz, azınlık ve azınlıkçı olarak bu işleri kendimiz çözelim. Ben bu konuda samimi düşünüyorum, Rabbim benim şahitimdir. Ben kargaşaklığı elimden geldiği kadar önlemeye çalışıyorum.
“Anlaşsınlar Atina’ya gitsinler. Ama seçim, ama ne olursa olsun istesinler. 27. yıla girdim, bu problem hala çözümlenmedi ve ben bekliyorum.”
Müftülük konusunda şunları söylemek istiyorum; Madem ki Yunan vatandaşıyız, gerçek manada toplansınlar, milletvekillerimiz var birleşsinler, Atina’ya gitsinler, anlaşsınlar. Kısaca şunu demek istiyorum, toplanıp Atina’ya gitsinler, ama seçim, ama ne olursa olsun, istesinler. Ben 27. yıla girdim, hala bu problem çözümlenmedi ve ben bekliyorum. Son olarak tekrar söylüyorum, henüz ekmek fırından yeni çıkmıştır, sıcak ekmek yenmez. Bu ekmek küflüyse, ilaçlıysa, kokuyorsa yine yenmez. Çünkü temiz ekmek yenir.”
