Ana Sayfa Batı Trakya Haber “Lozan Antlaşması’nda Azınlıklar” Konulu Seminerde Pavlopulos’a Soru Yöneltti

“Lozan Antlaşması’nda Azınlıklar” Konulu Seminerde Pavlopulos’a Soru Yöneltti

1
1

Atina merkezli EPLO, “Lozan Antlaşması’nda Azınlıklar” konulu online seminer düzenledi.

Batı Trakya Türk toplumu temsilcilerinin geniş bir katılım gösterdiği toplantıda Yunanistan eski Cumhurbaşkanı Pavlopulos, Yunanistan’ın her zaman Lozan’a ve uluslararası hukuka uygun davrandığını ileri sürdü.

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Atina merkezli Avrupa Kamu Hukuku Kuruluşu (EPLO) tarafından 25 Ağustos 2020’de online olarak gerçekleştirilen “Lozan Antlaşması’nda Azınlıklar” konulu seminere iştirak etti. ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Ahmetcik’in iştirak ettiği toplantıya Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) Partisi temsilcileri ile çok sayıda sivil toplum temsilcisi de katıldı.

EPLO Direktörü ve Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi’nden Profesör Spiridon Flogaitis’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen webinarda Eski Cumhurbaşkanı ve Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi Hukuk Fakültesi Fahri Profesörü Prokopis Pavlopulos ile yine aynı üniversiteden Anayasa Hukuku Profesörü Spiridon Vlahopoulos konuşmacı olarak yer aldılar.

Pavlopulos, Lozan Antlaşması ile İstanbul’da etnik Yunan azınlığının tanımlandığını, buna karşın Batı Trakya’da ise dini Müslüman azınlığin tanımlandığını ifade ederek, Yunanistan’ın her zaman Lozan Antlaşması hükümlerine uygun hareket ederek uluslararası hukukun gereklerini yerine getirdiğini iddia etti. Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’nın değiştirilemeyeceği görüşünde olduğunu söyleyen Pavlopulos, Batı Trakya Türk toplumuna Lozan’ın ve ulusal hukukun gereklerine uygun olarak muamele edildiğini belirtti, bu çerçevede eğitim ve din alanında tüm hakların verildiğini ileri sürdü. Konuşmasında Türkiye’nin Yunanistan’ın Lozan’a uymadığı yönündeki açıklamalarının tahrik edici olduğunu ileri süren Pavlopulos, Türkiye’nin Lozan’dan doğan yükümlüklerini yerine getirmediğini belirtti.

Seminerde BTAYTD üyesi Kerem Aptürahimoğlu, Pavlopulos’a soru yönelterek, 1913 Atina Antlaşması ile 1920 Yunan Sevr Antlaşması’nın Lozan Antlaşması’nda teyit edildiğini belirterek başmüftülük seçimleri konusundaki hükümleri nasıl yorumladığını sordu. Cevabında Pavlopulos, müftülüğün devlete ait bir organ olduğunu söyledi. Aptürahimoğlu, Lozan’ın ötesinde Yunanistan’ın ulusal azınlıklar ile ilgili Ulusal Azınlıkların Korunması için Çerçeve Sözleşme (FCNM) ile Avrupa Bölgesel veya Azınlık Dilleri Şartı’nı da onaylamadığını belirterek, Yunanistan’ın Türk kimliğini tanımamasını nasıl yorumladığını sordu. Cevaben Pavlopulos, Yunanistan’ın taraf olduğu antlaşmaları uyguladığını ileri sürerek, taraf olmadığı antlaşmalar konusunda da kamu düzeni ve ulusal güvenliğini korumak zorunda olduğunu öne sürdü. Türkiye’yi antlaşmaları onaylamak ancak uygulamamakla itham eden Pavlopulos, Yunanistan’ın her zaman insan hakları sözleşmelerine uygun davrandığını iddia etti.

“Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı webinarın genel değerlendirmesi:

Avrupa Kamu Kuruluşu’nun 25 Ağustos Salı günü düzenlediği “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı webinarın genel değerlendirmesi:

Avrupa Kamu Kuruluşu’nun düzenlediği “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı çevrimiçi gerçekleştirilen webinara Yunanistan eski cumhurbaşkanı ve Atina Ulusal Kapodistrias Üniversitesi Hukuk Fakültesi onursal öğretim üyesi Prokopis Pavlopulos ve Anayasa Hukuku öğretim üyesi Spiridon Vlahopulos konuşmacı olarak katılmışlardır. Pavlopulos ve Vlahopulos konuşmalarında Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın azınlık haklarından en geniş şekilde ve sorunsuzca yararlandıklarını ifade etmişlerdir.

Konuşmacılar Batı Trakya Türk Azınlığı’nın müftülük sorununu, sadece 1990 yılında yasalaşan ve müftülerin atama yoluyla göreve gelmesini sağlayan yasa ile değerlendirmiş, bunun öncesindeki uygulamalara değinmemişler ve Hristiyan bir ülke olan Yunanistanın müftüleri atamasına örnek olarak diğer Müslüman ülekelerdeki atama uygulamalarını göstermişlerdir.

Kerem Abdürrahimoğlu tarafından 1913 Atina ve 1920 Sevr Antlaşmalarının (Yunan Sevr’i) müftü seçimlerini öngören hükümleri üzerine yöneltilen bir soruya, o dönemdeki Yunanistan anayasasının bugünkü Yunanistan anayasasından farklı olduğunu ve buyüzden bugünkü Yunanistan anayasasına göre bu antlaşmaların uygulanabilirliğinin bulunmaması gibi anlamsız bir cevap verilmiştir.

Buna paralel olarak konuşmacılar, Lozan Antlaşmasının Batı Trakya’da bırakılan bir dinsel Müslüman azınlıktan bahsederken, İstanbul’daki azınlıktan ise milli Yunan azınlığı olarak bahsettiğini iddia etmişler, Batı Trakya Türkleri’ne dayattıkları keyfi kimlikleri, bu kez Lozan’ın bir parçası olan İstanbul Yahudi ve Ermeni azınlıklarına da dikte etmişlerdir.

Öte yandan sabık cumhurbaşkanı Batı Trakya Türk azınlığının haklarının Yunanistan tarafından korunduğunu iddia ederken, azınlığın nüfusunun 1923’den daha fazla olduğu örneğini vermiştir. Lozan döneminde 110 bin azınlık mensubu bulunduğunu bugün ise rakamın 130 bin olduğunu ifade etmişlerdir. Bunun aksine İstanbul’daki Yunan azınlığın nüfusunun 125 binden 2000’in altına gerilediğini 1955 olaylarını ve 1963-64 göçünü aktarmışlar ve bu konuda da “Bir Tutam Baharat – Politiki Kouzina” filmine atıfta bulunmuşlardır.

Buna ek olarak sabık Cumhurbaşkanının yine Kerem Abdürrahimoğlu tarafından yöneltilen Yunanistan’ın Avrupa Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi ve Avrupa Ulusal ve Bölgesel Diller Şartı gibi sözleşmeleri imzalamaması ve Batı Trakya Türk azınlığına keyfi kimlik tayin etmesi üzerine yöneltilen sorulara, AB müktesebatından çıkarmaya çalıştığı boşluklar ve bu boşlukların ardına gizlenerek insan hakları ihlallerini örtmeye çalışmıştır.

Son olarak da sabık cumhurbaşkanı azınlığın ifade özgürlüğünden faydalandığını ve devlet organlarıyla özgürce diyalog kurabildiğini belirtmesi üzerine Kerem Abdürrahimoğlu tarafından sorulan niçin Batı Trakya’yı ziyareti sırasında Türk azınlık temsilcileri ile görüşmediği sorusunu tam anlamıyla yanıtlamaktan kaçınmıştır.

 

1 Yorum

  1. Bati Trakya Türklerinin, kimligini kabul etmeyen Yunanistan, neden Türk-Yunan anlasmazliklarinda mezarliklarda silahli askerlerle tatbikat yaparak, Türk azinligi tehdit ediyorlar diye güncel bir olay hakkinda soru sorulabilirdi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz