Ana Sayfa Batı Trakya Haberler LONDRA’DA 29 OCAK İÇİN MEVLİDLİ KUTLAMA

LONDRA’DA 29 OCAK İÇİN MEVLİDLİ KUTLAMA

17
0

İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, 29 Ocak Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Günü 25. yıldönümü dolayısıyla mevidli kutlama etkinliği düzenledi. Süleymaniye Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği Birinci Katibi Atakan Güner, Irak Türkmen Cephesi Londra Temsilcisi Sündüz Abbas, YTATB Danışma Kurulu İngiltere Üyesi Necmi Akçay, Hackney Belediyesi sabık Meclis Üyesi Abdülmuttalip Ünlüer, Wimbledon Türk Okulu Başkanı Atilla Arabacıoğlu, Batı Londra Türk Okulu Başkanı Şadan Gürses , İngiltere Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Mansur Işıkbol, İngiltere Türk İslam Kültür Vakfı Başkanı İsmail Uzun’un yanı sıra Londra’da yaşayan dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

29 Ocak Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Gününün 25. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlik Nurettin Şahin ve Mehmet Durmaz hocaların okuduğu Kuranı Kerim ve Mevlidi Şerif ile başladı. Haklı davaları yolunda hayatlarını veren ve ebediyete intikal eden dava insanlarının ruhlarına ithaf edilen duaların ardından gerçekleştirilen konferansta açılış konuşmasını İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Rıdvan Hacıbedel yaptı.

Rıdvan Hacıbedel “29 Ocak Milli Direniş Günü’müz kutlu olsun” diyerek başladığı konuşmasında 25 yıl önce  Batı Trakya Türk Azınlığı siyasi ve toplumsal baskıya “Hayır” diyerek bunu dünyaya haykırdığını hatırlattı. “Bu tarihte, Batı Trakya’da ‘Türk azınlık’ olmadığını iddia eden yönetime karşı “Türk’üz!” diye haykıran binlerce Batı Trakya Türk’ü civar illerden ve köylerden Gümülcine’ye akın akın gelerek protesto yürüyüşü gerçekleştirmiştir.” diyen Hacıbedel, “Polisin müdahale etmesi ile çıkan olaylar sonucunda bir çok kişi yaralanmış, çok sayıda işyeri de zarar görmüştür. İşte bugün Batı TrakyaTürk Azınlığı’nın Milli Direniş Günü olarak tarihe geçmiştir.” şeklinde konuştu.

”Demokratik mücadelemizin güçlenerek devam edeceğine duyduğumuz inancın tam olduğunu vurgulamak isteriz”

Dernek Başkanı Rıdvan Hacıbedel şöyle konuştu “O günün ikinci yıldönümünde yine genç, yaşlı, çocuk olmak üzere Batı Trakya Türkleri yeniden Gümülcine sokaklarına çıkmış 29 Ocak 1988’de yaşanan olayları unutturmamak için protesto gösterisi düzenlemiştir. Yine olaylar yaşanmış, tarih tekerrür etmiştir. Türklere ait iş yerlerine saldırıda bulunulmuş, güvenlik görevlileri ise olayları izlemekle yetinmiştir. Batı Trakya Türk Azınlığı için 29 Ocak 1988 ve1990 olayları bir dönüm noktası olmuştur. O tarihten bu yana 29 Ocak Batı Trakya Türkleritarafından Milli Direniş Günü olarak anılmaktadır.

29 Ocak Milli Direniş Günü, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dayanışma ve birlik içerisinde baskı politikaları karşısında ortak bir tepki göstermesi açısından çok önemlidir. Lozan Barış Antlaşması ile statüsü ve hakları tanımlanmış olan Batı Trakya Türk Azınlığı, hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi karşısında bugün de 29 Ocak ruhu ile güçlü şekilde tepkisini göstermeli, demokrasinin tanımladığı kurallar çerçevesinde hakkını arayama devam etmelidir. İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Milli Direniş Günü’nün 25. Yılını kutlar, birlik ve beraberlik duygularının egemen olduğu bu önemli günde demokratik mücadelemizin güçlenerek devam edeceğine duyduğumuz inancın tam olduğunu vurgulamak isteriz.”

İBTTDD eski Başkanlarından araştırmacı Dr. Sebahattin Abdurrahman da yaptığı konuşmada, 29 Ocak 1988 yürüyüşünü ve sebeplerini anlamak için 1960’lardan sonra uygulanan politikaları anlamak gerektiğini belirtti.

“Batı Trakya Türkleri en temel bireysel haklardan mahrum bırakılmışlardır”

“1960’ların ortaları Batı Trakya Türkleri’ne yönelik insan ve azınlık hakları ihlallerinin başladığı bir dönemdir diyen Dr. Sebahattin Abdurrahman, “özellikle 1970’li yıllarda artan bu baskı süreci, 1980’lere gelindiğinde dayanılmaz bir noktaya varmıştır. Bu yıllar zarfında Batı Trakya Türkleri, Yunan Anayasası ve uluslararası insan hakları belgeleri tarafından garanti altına alınan en temel bireysel haklardan mahrum bırakılmışlardır” şeklinde konuştu.

Türk azınlığın maruz kaldığı büyük insan hakları ihlallerine ek olarak, keyfi vatandaşlıktan çıkarılmaların güncel bir hal almasının da bir diğer can yakıcı nokta olarak o dönemde ortaya çıktığını hatırlatan Dr. Abdurrahman, “Tüm bunlara 1930’lardan itibaren bölgede varlıklarını sürdüren ve Türk kültürünün gelişimi açısından hayati öneme sahip azınlık derneklerinin isimlerinde ‘Türk’ kelimesi olduğundan dolayı kapatılmalarının eklenmesi ile ‘29 Ocak 1988 Yürüyüşü’ kararının alınmasın kacınılmaz olmuştur. Yunanistan üst mahkemesinin ‘Batı Trakya’da Türk yoktur’ gerekçesiyle derneklerin kapatılmalarını onaylamasını takiben kararlaştırılan yürüyüş ile 29 Ocak 1988 günü Batı Trakya Türkleri yollara dökülmüş ve Türk kimliğinin reddine tepkilerini göstermişlerdir” dedi.

“Yunanistan’ın Avrupa Birliğine üye bir devlet olması durumu daha da vahim yapmaktadır”

Dr. Sebahattin Abdurrahman “29 Ocak 1988 ile birlikte anılması gereken bir diğer hadise de, 29 Ocak 1990 tarihinde Türk dükkanlarının yağmalanması olayıdır. Bu durum Türk azınlığın can ve mal güvenliğinin korunmadığının en önemli göstergesidir. Bu yağmalamalar unutulmamalıdır; çünkü hala yağmalanan dükkan sahiplerine herhangi bir tazminat ödenmemiş, dönemin sorumluları ihmallerinden dolayı cezalandırılmamış, olaylar için Yunan devleti özür dilememiştir. Bu hukuksuzlukların yapıldığı dönemde Yunanistan’ın Avrupa Birliğine üye bir devlet olması durumu daha da vahim yapmaktadır. Peki 29 Ocak sonrası hukusuzlıklar bitmiş midir, hayır. Hala Türk kimliği reddedilmektedir, kapatılan derneklerin tüzel kişilikleri AİHM kararlarına rağmen halen tanınmamaktadır. Bu da göstermektedir ki, daha yapılması gereken çok iş vardır” şeklinde konuştu.

Dr. Sebahattin Abdurrahman sözlerini “29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü’nün her sene daha organize ve yaygın bir şekilde kutlanıyor olmasının, 29 Ocak 1988 olayları doğrultusunda Batı Trakya Türkleri’nin mücadele ruhunu güçlendirdiği ve bu haklı mücadeleye ışık tuttuğu gerçeğidir. Bu durum ise yapılması gerekenler konusunda umutlarımzı güçlendirmektedir” diyerek tamamladı.

Toplantıda konuşan Irak Türkmen Cephesi Londra Temsilcisi Sündüz Abbas da Batı Trakya Türkerinin milli mücadele etkinliğinde bulunmaktan büyük gurur duyduğunu ifade ederek bugün Irak’ta Türkmeneli’nde yaşanan katliam ve insan hakları ihallerinin de aynı şekilde devam ettiğini vurguladı. Sündüz Abbas,”İnsan ister istemez soruyor ‘neden hep müslüman ve Türk milletinin mensupları böyle katliam ve baskılara maruz kalıyor?” Ve neden hala dünya bu acıları görmezlikten geliyor” diyerek Irak Türklerinin de hakarama mücalelerinin bir millet davası olduğunu vurguladı.

“Batı Trakya Türklerinin insanlık dışı baskılara karşı direnişi sadece bir milli dava değil, aynı zamanda bir insalık davasıdır”

Daha sonra söz alan İBTTDD ve ABTTF eski Başkanı Necmi Hasanoğlu da “çeyrek asra varan yasal demokratik hakarama mücadelesinin taviz vermeden sürdürülmesi gerektiğinin altını çizerek, “evladı fatihanın mirasçısı, milli misakın parçası olan Batı Trakya Türklerinin insanlık dışı baskılara karşı direnişi sadece bir milli dava değil, aynı zamanda bir insalık davasıdır” dedi. Balkan bozgununun 100. yılında hala yok edilmek istenen bir milletin mensupları olarak 29 Ocak 1990’da yaşananların bir pogrom olduğunu ifade eden Necmi Hasanoğlu, “insanlık için utanç verici bu olayların en acı tarafı da o tarihte neredeyse on yıldır Avrupa Birliği üyesi olan bir ülkede yaşanmış olmasıdır. Bunun 1995’lerdeki Bosna katliamları ve soykırımıyla zihniyet olarak farkını izah etmek mümkün değildir. Haklı davamızda 29 Ocakları unutmayacak ve unutturmayacağız” şeklinde konuştu.

Daha sonra katılımcıları selamlayarak kısa bir konuşma yapan Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği Birinci Katibi Atakan Güner, “Batı Trakyalı Türk soydaşlarımız arasında bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum” diyerek yaşanan birlik beraberlik ortamının da kıvanç verici olduğunu bunun devamlılığın örnek oluşturması gerektiğini kaydetti.

Etkinkik sonunda davetliler ikram edilen yemeği yerken “29 Ocak Belgeseli”ni seyretti.

İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, 29 Ocak Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Günü 25. yıldönümü dolayısıyla mevidli kutlama etkinliği düzenledi. Süleymaniye Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği Birinci Katibi Atakan Güner, Irak Türkmen Cephesi Londra Temsilcisi Sündüz Abbas, YTATB Danışma Kurulu İngiltere Üyesi Necmi Akçay, Hackney Belediyesi sabık Meclis Üyesi Abdülmuttalip Ünlüer, Wimbledon Türk Okulu Başkanı Atilla Arabacıoğlu, Batı Londra Türk Okulu Başkanı Şadan Gürses , İngiltere Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Mansur Işıkbol, İngiltere Türk İslam Kültür Vakfı Başkanı İsmail Uzun’un yanı sıra Londra’da yaşayan dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

29 Ocak Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Gününün 25. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlik Nurettin Şahin ve Mehmet Durmaz hocaların okuduğu Kuranı Kerim ve Mevlidi Şerif ile başladı. Haklı davaları yolunda hayatlarını veren ve ebediyete intikal eden dava insanlarının ruhlarına ithaf edilen duaların ardından gerçekleştirilen konferansta açılış konuşmasını İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Rıdvan Hacıbedel yaptı.

Rıdvan Hacıbedel “29 Ocak Milli Direniş Günü’müz kutlu olsun” diyerek başladığı konuşmasında 25 yıl önce  Batı Trakya Türk Azınlığı siyasi ve toplumsal baskıya “Hayır” diyerek bunu dünyaya haykırdığını hatırlattı. “Bu tarihte, Batı Trakya’da ‘Türk azınlık’ olmadığını iddia eden yönetime karşı “Türk’üz!” diye haykıran binlerce Batı Trakya Türk’ü civar illerden ve köylerden Gümülcine’ye akın akın gelerek protesto yürüyüşü gerçekleştirmiştir.” diyen Hacıbedel, “Polisin müdahale etmesi ile çıkan olaylar sonucunda bir çok kişi yaralanmış, çok sayıda işyeri de zarar görmüştür. İşte bugün Batı TrakyaTürk Azınlığı’nın Milli Direniş Günü olarak tarihe geçmiştir.” şeklinde konuştu.

”Demokratik mücadelemizin güçlenerek devam edeceğine duyduğumuz inancın tam olduğunu vurgulamak isteriz”

Dernek Başkanı Rıdvan Hacıbedel şöyle konuştu “O günün ikinci yıldönümünde yine genç, yaşlı, çocuk olmak üzere Batı Trakya Türkleri yeniden Gümülcine sokaklarına çıkmış 29 Ocak 1988’de yaşanan olayları unutturmamak için protesto gösterisi düzenlemiştir. Yine olaylar yaşanmış, tarih tekerrür etmiştir. Türklere ait iş yerlerine saldırıda bulunulmuş, güvenlik görevlileri ise olayları izlemekle yetinmiştir. Batı Trakya Türk Azınlığı için 29 Ocak 1988 ve1990 olayları bir dönüm noktası olmuştur. O tarihten bu yana 29 Ocak Batı Trakya Türkleritarafından Milli Direniş Günü olarak anılmaktadır.

29 Ocak Milli Direniş Günü, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dayanışma ve birlik içerisinde baskı politikaları karşısında ortak bir tepki göstermesi açısından çok önemlidir. Lozan Barış Antlaşması ile statüsü ve hakları tanımlanmış olan Batı Trakya Türk Azınlığı, hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi karşısında bugün de 29 Ocak ruhu ile güçlü şekilde tepkisini göstermeli, demokrasinin tanımladığı kurallar çerçevesinde hakkını arayama devam etmelidir. İngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Milli Direniş Günü’nün 25. Yılını kutlar, birlik ve beraberlik duygularının egemen olduğu bu önemli günde demokratik mücadelemizin güçlenerek devam edeceğine duyduğumuz inancın tam olduğunu vurgulamak isteriz.”

İBTTDD eski Başkanlarından araştırmacı Dr. Sebahattin Abdurrahman da yaptığı konuşmada, 29 Ocak 1988 yürüyüşünü ve sebeplerini anlamak için 1960’lardan sonra uygulanan politikaları anlamak gerektiğini belirtti.

“Batı Trakya Türkleri en temel bireysel haklardan mahrum bırakılmışlardır”

“1960’ların ortaları Batı Trakya Türkleri’ne yönelik insan ve azınlık hakları ihlallerinin başladığı bir dönemdir diyen Dr. Sebahattin Abdurrahman, “özellikle 1970’li yıllarda artan bu baskı süreci, 1980’lere gelindiğinde dayanılmaz bir noktaya varmıştır. Bu yıllar zarfında Batı Trakya Türkleri, Yunan Anayasası ve uluslararası insan hakları belgeleri tarafından garanti altına alınan en temel bireysel haklardan mahrum bırakılmışlardır” şeklinde konuştu.

Türk azınlığın maruz kaldığı büyük insan hakları ihlallerine ek olarak, keyfi vatandaşlıktan çıkarılmaların güncel bir hal almasının da bir diğer can yakıcı nokta olarak o dönemde ortaya çıktığını hatırlatan Dr. Abdurrahman, “Tüm bunlara 1930’lardan itibaren bölgede varlıklarını sürdüren ve Türk kültürünün gelişimi açısından hayati öneme sahip azınlık derneklerinin isimlerinde ‘Türk’ kelimesi olduğundan dolayı kapatılmalarının eklenmesi ile ‘29 Ocak 1988 Yürüyüşü’ kararının alınmasın kacınılmaz olmuştur. Yunanistan üst mahkemesinin ‘Batı Trakya’da Türk yoktur’ gerekçesiyle derneklerin kapatılmalarını onaylamasını takiben kararlaştırılan yürüyüş ile 29 Ocak 1988 günü Batı Trakya Türkleri yollara dökülmüş ve Türk kimliğinin reddine tepkilerini göstermişlerdir” dedi.

“Yunanistan’ın Avrupa Birliğine üye bir devlet olması durumu daha da vahim yapmaktadır”

Dr. Sebahattin Abdurrahman “29 Ocak 1988 ile birlikte anılması gereken bir diğer hadise de, 29 Ocak 1990 tarihinde Türk dükkanlarının yağmalanması olayıdır. Bu durum Türk azınlığın can ve mal güvenliğinin korunmadığının en önemli göstergesidir. Bu yağmalamalar unutulmamalıdır; çünkü hala yağmalanan dükkan sahiplerine herhangi bir tazminat ödenmemiş, dönemin sorumluları ihmallerinden dolayı cezalandırılmamış, olaylar için Yunan devleti özür dilememiştir. Bu hukuksuzlukların yapıldığı dönemde Yunanistan’ın Avrupa Birliğine üye bir devlet olması durumu daha da vahim yapmaktadır. Peki 29 Ocak sonrası hukusuzlıklar bitmiş midir, hayır. Hala Türk kimliği reddedilmektedir, kapatılan derneklerin tüzel kişilikleri AİHM kararlarına rağmen halen tanınmamaktadır. Bu da göstermektedir ki, daha yapılması gereken çok iş vardır” şeklinde konuştu.

Dr. Sebahattin Abdurrahman sözlerini “29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü’nün her sene daha organize ve yaygın bir şekilde kutlanıyor olmasının, 29 Ocak 1988 olayları doğrultusunda Batı Trakya Türkleri’nin mücadele ruhunu güçlendirdiği ve bu haklı mücadeleye ışık tuttuğu gerçeğidir. Bu durum ise yapılması gerekenler konusunda umutlarımzı güçlendirmektedir” diyerek tamamladı.

Toplantıda konuşan Irak Türkmen Cephesi Londra Temsilcisi Sündüz Abbas da Batı Trakya Türkerinin milli mücadele etkinliğinde bulunmaktan büyük gurur duyduğunu ifade ederek bugün Irak’ta Türkmeneli’nde yaşanan katliam ve insan hakları ihallerinin de aynı şekilde devam ettiğini vurguladı. Sündüz Abbas,”İnsan ister istemez soruyor ‘neden hep müslüman ve Türk milletinin mensupları böyle katliam ve baskılara maruz kalıyor?” Ve neden hala dünya bu acıları görmezlikten geliyor” diyerek Irak Türklerinin de hakarama mücalelerinin bir millet davası olduğunu vurguladı.

“Batı Trakya Türklerinin insanlık dışı baskılara karşı direnişi sadece bir milli dava değil, aynı zamanda bir insalık davasıdır”

Daha sonra söz alan İBTTDD ve ABTTF eski Başkanı Necmi Hasanoğlu da “çeyrek asra varan yasal demokratik hakarama mücadelesinin taviz vermeden sürdürülmesi gerektiğinin altını çizerek, “evladı fatihanın mirasçısı, milli misakın parçası olan Batı Trakya Türklerinin insanlık dışı baskılara karşı direnişi sadece bir milli dava değil, aynı zamanda bir insalık davasıdır” dedi. Balkan bozgununun 100. yılında hala yok edilmek istenen bir milletin mensupları olarak 29 Ocak 1990’da yaşananların bir pogrom olduğunu ifade eden Necmi Hasanoğlu, “insanlık için utanç verici bu olayların en acı tarafı da o tarihte neredeyse on yıldır Avrupa Birliği üyesi olan bir ülkede yaşanmış olmasıdır. Bunun 1995’lerdeki Bosna katliamları ve soykırımıyla zihniyet olarak farkını izah etmek mümkün değildir. Haklı davamızda 29 Ocakları unutmayacak ve unutturmayacağız” şeklinde konuştu.

Daha sonra katılımcıları selamlayarak kısa bir konuşma yapan Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği Birinci Katibi Atakan Güner, “Batı Trakyalı Türk soydaşlarımız arasında bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum” diyerek yaşanan birlik beraberlik ortamının da kıvanç verici olduğunu bunun devamlılığın örnek oluşturması gerektiğini kaydetti.

Etkinkik sonunda davetliler ikram edilen yemeği yerken “29 Ocak Belgeseli”ni seyretti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz