Batı Trakya Türk azınlığının en önemli sorunlarından biri olan azınlık ana okullarında son dönemlerde yaşanan gelişmelere ilişkin Birlik gazetesi olarak Rodop sabık milletvekili avukat İlhan Ahmet ile özel bir röportaj yaptık. İlhan Ahmet bundan günler önce azınlık milletvekilleri Ayhan Kara Yusuf ve Hüseyin Zeybek’in yapmış oldukları ortak basın açıklaması sonucunda kendisine de bir cevap hakkı doğduğunu belirterek, her iki milletvekilinin bu konuda takınmış oldukları tavrı ve duyarsızlığı azınlık insanına yapılan bir saygısızlık olarak gördüğünü vurguladı.
İlhan Ahmet açıklamalarında şu ifalere yer verdi:
“Her iki milletvekili azınlık seçmenine ve azınlık insanına saygısızlık etmişlerdir. SİRİZA partisi iki milletvekilinin adeta kulağını çekmiş ve buraya gitmelerini kınamıştır ve onları küçük düşürmüştür. Bu azınlığa karşı büyük bir saygısızlıktır, azınlığa karşı büyük bir terbiyesizliktir. Azınlık için mücadele etmiş olan her kimseye destek çıkmamak, bunun adı aşırı partizanlıktır.”
Birlik Gazetesi:
Öncelikle genel seçimlerden sonra azınlık siyasetinde yaşanan son gelişmeleri kısaca bir değerlendirir misiniz?
İlhan Ahmet:
“Genel seçimlerden sonra azınlığımız 12 bin azınlık oyuyla, beni parlamentoya göndermek istemiştir. Ne yazık ki yeni seçim kanunu nedeniyle SİRİZA partisine yunanlıların da vermiş olduğu oylar ile parti olarak bizleri geçtiklerinden dolayı, oradaki sandalyeyi Ayhan Kara Yusuf elde etmiştir. Aradan 5 ay geçti. Bu 5 ay içerisinde kurulmuş olan üçlü koalisyonda azınlığımızın meseleleri; isterse ekonomik anlamda olsun, isterse azınlık hakları alanında olsun, ne yazık ki hiç bir ilerleme kaydedilmemiştir.”
Birlik Gazetesi:
Azınlığın başta ekonomi olmak üzere diğer sorunlarından biraz bahseder misiniz?
“Hüseyin Zeybek ile Ayhan Kara Yusuf tarafından azınlığın ekonomisi ile ilgili en ufak bir girişim dahi yapılmamıştır”
İlhan Ahmet:
“İlk önce azınlığın açık olan meseleleri vardır. Açık olan meseleleri; primler konusu, çiftçilerin yaşadığı zorluklar gibi kesinlikle bu konularda azınlığın üç tane milletvekillerinden hiç bir gayret sarfedilmemiştir. Hele ise SİRİZA partisinden seçilmiş olan Hüseyin Zeybek ile Ayhan Kara Yusuf tarafından azınlığın ekonomisi ile ilgili en ufak bir girişim dahi yapılmamıştır.”
Birlik Gazetesi:
İskeçe’nin Şahin köyünde eğitim konusunda yaşanan sıkıntıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Şahin halkı bu konuda kahramanca mücadele etmiş ve direnmiştir.”
İlhan Ahmet:
“Şu anda azınlığın gündemine yerleşmiş olan Şahin köyünde yaşanan gelişmeler vardır. Çift dilli ana okulları meselesi. Hepimizin bildiği gibi bu konuda Şahin halkı kahramanca bir direniş göstermiş ve çocuklarını okula, çift dilli ana okulu olmadığından dolayı kayıt ettirmek istemediklerini mazeret olarak göstermişlerdir. Yunan devleti, bu dilekçelerin geri alınmasını ve ancak bu şekilde kaydını ilkokula yapacağını söylemiştir. Şahin halkı direnmiştir. Bu gayet mühim olay karşısında Avrupa bölgesinden bir çok insan hakları komisyonları gelmiş; bu olay karşısında Demokratik Sol partiden bir yunanlı milletvekili olmasına rağmen Maria Reppusi, bu konuda hassasiyet gösterip, meseleyi parlamentoya taşımıştır. Bir yunanlı milletvekili Yunan parlamentosunda Şahin olayını anlatmış ve çift dilli tabirini ilk defa cesaretle kullanmıştır. Daha sonra akademinin kapanması sonrası, açılmış olan okulun yerine azınlıktan öğrenci alınmaması konusunu da gündeme getirmiş ve bunu kınamıştır. Bu da bizler için son derece önemli bir konudur. Maria Reppusi’nin bu hareketinden sonra Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu (ABTTF) bir teşekkür yayınlamış ve memnuniyetini ifade etmiştir.”
Birlik Gazetesi:
Şu anda seçilmiş kişilerin bu konudaki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Her iki milletvekili azınlık seçmenine ve azınlık insanına saygısızlık etmişlerdir”
İlhan Ahmet:
“Şu anda üzelerek görüyoruz ki; Ayhan Kara Yusuf ile Hüseyin Zeybek, beni hayretler içine düşürdüler. Bundan yaklaşık on gün önce yapmış oldukları ortak basın duyurusu ile Maria Reppusi’yi kınamışlar ve demişlerdir ki; ‘Maria Reppusi azınlık çocuklarını kullanıyor.’ Kısaca Marria Reppusi’nin çift dilli ana okulları meselesini parlamentoya getirmesini ki; ki kendileri bunu gündeme dahi getirememişlerdir. Tekrar altını çizerek söylüyorum; Ayhan Kara Yusuf ve Hüseyin Zeybek bu konuyu parlamentoya getirmeyi cesaret dahi edememişlerdir. Ama Maria Repussi’nin bu hareketini; bölgedeki iç siyaset ve ben ile dengelemişlerdir. Bu büyük bir saygısızlıktır. Her iki milletvekili azınlık seçmenine ve azınlık insanına saygısızlık etmişlerdir. O açıdan yapmış olduğum basın duyurusuyla konuyu kınamışımdır. Kendilerini azınlık milletvekili olmayıp; SİRİZA milletvekili ve parti kumandası altında olduğunu söyledim.”
Birlik Gazetesi:
Sizce SİRİZA partisinin azınlığa bakışını nasıl buluyorsunuz?
“SİRİZA partisi iki milletvekilinin adeta kulağını çekmiş ve buraya gitmelerini kınamıştır ve onları küçük düşürmüştür”
İlhan Ahmet:
“Biliyorsunuz ki; SİRİZA partisinin azınlık milletvekilerine veTürk Yunan ilişkilerine bakışının ne kadar olumsuz olduğuna bir örnek de Türkiye Dışişleri Bakanı sayın Ahmet Davutoğlu Yunanistan’ı ziyaret ettiği zaman her iki milletvekili de orada yer almışlardı. Ancak burada SİRİZA partisi açıklama çıkararak, iki milletvekilinin adeta kulağını çekmiş ve buraya gitmelerini kınamıştır.”
“Bu azınlığa karşı büyük bir saygısızlıktır, azınlığa karşı büyük bir terbiyesizliktir”
“Bu siyasi tarihte ilk defa böyle bir olay olmuştur.ilk defa bir siyasi parti milletvekillerine bir görüşmeye dahi gitmelerine yasaklamış,adeta onları kamu oyunun önünde küçük düşürmüştür. Bu da azınlığa karşı büyük bir saygısızlıktır, azınlığa karşı büyük bir terbiyesizliktir. Bu yapılan harekete karşı kendileri şaşkınlıklarından dolayı bir açıklama çıkaramadılar. Maria Reppusi olayı da üstüne gelince benim bu konuda alakam olmamasına rağmen yalnızca siyasi rant elde etmek için şahsıma saldırarak kötü bir çıkış yapmışlardır. Bana da cevap hakkı doğmuştur.”
Birlik Gazetesi:
Son olarak neler söylemek istersiniz?
“Azınlık milletvekili sıfatı; benim için şandır, şereftir. Bu sıfatın da, icabını yapmak gerekir”
İlhan Ahmet:
“Bizler kimseye sataşmayı sevmiyoruz. Ben sataşmak niyetinde değilim, söylediklerim de haksız değil. Ben azınlık milletvekili yaptığım dönemde, yalnızca azınlığın milletvekiliydim. Ben hiç bir zaman Yeni Demokrasi’nin milletvekiliyim diyerek bunu ön plana çıkarmadım. Ben azınlık milletvekiliyim, çünkü yunanlılardan oy almıyorum ve bunu açıkça söylüyorum. Hiç bir zaman yunanlıların oyuyla milletvekili seçilmedim, seçilmek de istemedim. Oy verirlerse, Rodop ilini temsil etmek başkadır. Azınlık milletvekili sıfatı; benim için şandır, şereftir. Bu sıfatın da, icabını yapmak gerekir. Yalnızca memleketin ve azınlığın sorunu altın meselesi değildir. Altın meselesi elbette ki,fevkalade çok önemlidir. Ama yalnızca bu konuda hareketlilik gösterip, diğer konularda pasif kalmak, çözüm üretememek ve hangi konuda çözüm üretebilmişlerdir, hangi konuda teklifleri vardır. Tam tersine seçimden önce azınlığa vaad ettikleriyle medreselerin kapanması, din derslerinin okullardan kaldırılması gibi konular, onların vaad ettikleridir.”
“Azınlık için mücadele etmiş olan her kimseye destek çıkmamak, bunun adı aşırı partizanlıktır”
Ben onların bu son iki hareketini halka şikayet ediyorum. Ayrıca Maria Reppusi’ye, bana ve bu konuda azınlık için mücadele etmiş olan her kimseye destek çıkmamanın akılla izah edilecek bir yönü yoktur. Bunun tek çaresi partizanlık ve aşırı bir partizanlıktır. SİRİZA’nın emirleri, komutaları ve güdümü altında hareket ediyorlar. Zannediyorum ki, bunun sonuçlarına da önümüzdeki dönemde katlanacaklardır.”
Röportaj: Özcan Aliosman
