AKP iktidarı, millete ters gelen her icraatın Brüksel’in isteği ile yapıldığını söylüyor. Yani „Devlet politikası”. Brüksel, Başbakan’a Erdoğan ailesinin mal varlığını, „Atatürk gibi millete bağışla dese” yapar mı? Kürt açılımını yaparsa, Atatürk gibi olacakmış bu işi başaran. Ayıp denen bir şey var, Atatürk birleştirmiş, ayırmamış ki. Lozan Antlaşmasına göre Kürtler azınlık değil, velev ki azınlık olsun. Türkiye’de bulunan her azınlığın keyfiyetine göre sistem mi oturtacak devlet? Yine Lozan’a göre Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türkleri azınlık. Atina hükümetleri baştan itibaren, Türkler üzerine baskı kurarak kıpırdatmamış. Binlercesini sebepsiz vatandaşlıktan çıkarmış. Türkler azınlıktan gelen haklarını kullanamamışlar. Türkiye’den öğretmen gidiyordu, bunun sayısını bile düşürdüler. Mal varlıklarına el konuldu. Lozan’a göre Yunanistan’da yaşayan Türkler azınlık, Türkiye’de yaşayan Kürtler azınlık değil. Yunanistan AB üyesi, Türkiye değil. Yunanistan’a niye uyum yasaları ile uyum dersi verilmemiş de, Türkiye’ye veriliyor diye aklı başında düşünen var mı? Karamanlis’e niye baskı yapılmıyor, Türk azınlığın insan haklarını ver diye. Türkiye azınlıklar rahatça at oynatsın diye, „Vakıflar Yasası” çıkarıyor, Yunanistan türlü oyunlarla Türklerin vakıflarına el koyup, kilise dikiyor. Müftüler kilise tarafından atanıyor. Bunu AB ülkesi yapıyor. Bu mu çağdaş hedefimiz? Kendi içlerinde bile standart tutturamamışlar. Yunanistan Vakıflar Yasası çıkardı mı? En önemlisi „İkiz Yasaları” kabul etti mi? Bize ne diyemez kimse? Yunanistan yıllardır AB üyesi. Bizden talep edilenin, onlarda çoktan uygulanması gerekirdi. Buna rağmen bizim hükümetlerimiz, niye tek ayak üzerinde bekliyor Brüksel karşısında? Bir eksikleri mi var? Batı Trakya’dan Mektup Var Diyor ki o satırlar: ”Azınlığın vakıf mallarına yıllar önce konulan ipotekler devam ederken, az sayıda kalan malların yine azınlığın vakıf idaresinin elinden alınarak üzerlerine manastır veya kilise inşatları yapılıyor. Osmanlı döneminden beri tarlalarını çalışan insanlar bir sabah uyandıklarında tapulu mallarının üzerine kilise yapıldığını görüyor. Bu da yetmezmiş gibi, tarlalarına giden yol askeriye bekleme noktası olduğu gerekçesiyle yine eskiden olduğu gibi yasak tabelalarıyla insanların tarlalarına gitmeleri engelleniyor.” ( Birlik gazetesi ?– 11.8.2009) Bahsi geçen konuyu resimle, belgelemişler. Olup biten karşısında Türk hükümeti ne yapıyor? Başbakan Yunanistan ziyareti sırasında, Türklerin durumunu masaya yatırdı mı? Yatırmış olsa Atina baskıları giderek arttırmazdı. Erdoğan o ziyarette Türklere „Artık geçmişi unutup, küçük hesaplarla uğraşmayın. Hepiniz güçlü bir Yunanistan için çalışın” demişti. Azınlık hakkı olan Türklere bunu diyen Başbakan, Türkiye’de „Kürt Açılımı” başlatıyor. „Artık geçmişi unutup, küçük hesaplarla uğraşmayın. Hepiniz güçlü bir Türkiye için çalışın” niye demiyor? Bu nasıl bir siyaset anlayışıdır böyle? Yunanistan’da diğer önemli bir konu is şöyle: ”Bütün bu yanlış uygulamalar neticesinde Batı Trakya’da yıllarca birlikte yaşayan Yunanlılarla Türkler arasında bu yanlış uygulamalardan dolayı özellikle Yunan halkının Türklere karşı yavaş yavaş fanatize olduğu görülmeye başladı.” ( Birlik Gazetesi ?– 11.8.2009) Yunanistan dozu kaçırmaya başlamış. Bu işin sonu orada nereye gider hiç belli değil. Gazetenin başlığı ise şöyle. ”Batı Trakya’da Yunan Devleti, Türklere ait vakıf arazisine Kilise yapıyor, Türk Devleti de uyuyor..” Uyumuyor sevgili soydaşlarımız.. „Kürt Açılımı” adı altında, „Dilim demokrasisi” uyguluyor. Şu anda sağa sola bakacak vakti yok iktidarın. Başbakanımız Yunanistan’da azınlık olan Türklere Yunanistan’a entegre olun” derken, Türkiye’de azınlık olmayan Kürtleri azınlık haline getirmeye çalışıyor. Bilmem anlayabiliyor musunuz? Kaynak : http://www.trakyaneşaber.com/yeni/koseyazi.asp? id=1984&yid=28