IŞIK AHMET EDİRNE’DE KONFERANSA KATILDI

Batı Trakya Türklerinin Lideri rahmetli Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet Edirne’de bir konferanas verdi. Geceyi Edirne Alperen Ocakları düzenledi. Konferansa D.E.B.Partisi Başkanı Mustafa Boşnak da katıldı. Konferansta Batı Trakya Türklerinin sorunlarına değinen Işık Ahmet Alperen Ocakları’na teşekkür etti. Işık Ahmet, „Bizler yüzlerce yıl önce İslâm ve Türklük şuurunu, ahlâkını ve adaletini Avrupa’ya götüren; Sarı Saltuk’ların, Gül Baba’ların torunlarıyız. İşte bu alperenlerin torunları olarak ocağınızda sizlere sesleniyorum; Alperen Ocakları’na seslenmenin gururunu yaşıyorum. Evlâd-ı fatihan ve onun öncüleri Avrupa’da 600 senelik bir adaletli yönetimle insanlara mutluluk verdiler, medeniyet götürdüler. Aynı coğafyaya baktığımızda Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra haksızlık, adaletsizlik, kan ve zulüm ile savaşların bitmediğini görüyoruz. 600 senelik bir idare mutluluk içinde geçmiş, son 100 senede Osmanlı’nın çekildiği topraklar kan gölü haline gelmiştir. İslâm ahlâkı ve Türkün engin hoşgörüsü ve adaletli davranışıyla bu 600 sene geçmiştir. Alperenler ve evlad-ı fatihan onun için çok önemlidir. Bağımsız olmayan milletlere Cuma Namazı farz değildir. Onun içindir ki alperenler ile evlâd-ı fatihanların camilerinde ezanla bayrak yanyanadır. Bayrak bağımsızlığın, ezan güzel ahlâk ve hakça davranmanın simgesidir. Allah minarelerimizden ezanları susturmasın, bayrakları indirmesin” sözleriyle başladı. Batı Trakya Türklerinin sorunlarını da dile getiren Işık hanım son olarak şu görüşleri izleyicilerle paylaştı: ”Dr. Sadık Ahmet bildiğiniz gibi kendi toplumuna „Türk” dedi diye hapislere atıldı.Türk Öğretmenler Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve İskeçe Türk Birliği’nin tabelalarında „Türk” kelimesi olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından tabelaları indirildi. Halen de yerlerine asılmadılar. Yunanistan-Bulgaristan sınırında 30 km. derinliğinde bütün giriş ve çıkışların kontrol edildiği ve özel izinle girilen bir bölgenin olduğunu bilir misiniz? Orası „Yasak Bölgeydi”. Lütfedip kaldırdılar. Bu yasak bölgeler AB üyesi olan Yunanistan’dadır. Acaba Türkiye’de böyle bir yasak bölge olsaydı, ne yaygaralar kopardı bir düşünün. Din, azınlıkta milliyet kadar önemlidir. Azınlıklar milliyetlerinden çok daha fazla dinlerine güvenirler, dinde birleşirler, kucaklaşırlar. Ama Yunan Devleti Batı Trakya’daki Türk Azınlığa kendi dini liderlerini seçme hakkını vermez, kanunlara ve antlaşmalara rağmen müftülük seçimini yaptırtmaz. Aynı şekilde Cemaat başkanlarının seçimine de müsaade etmez. Osmanlı’dan kalan eserlerimizi yok etmeye ve tahrip etmeye çalışır. Tabii ki bunlar günlerce tartışılacak bir konudur. En önemli sorunumuz eğitimdir. Batı Trakya’da Türkçe eğitim 1923 Lozan Antlaşması ile Yunanistan’ın koruması altına bırakılmıştır. Eğitim Lozan’la garanti altına alınmasına rağmen 79 yıl boyunca pek çok değişiklik olmuş ve şu an bir çıkmazın içindedir. Batı Trakya’da iki tane ortaokul ve lise vardır. Bunlar Gümülcine’de 1952 yılında kurulan Celâl Bayar Lisesi ile İskeçe’de yer alan ve 1965’te kurulan Muzaffer Salih lisesidir. 1995 yılından önce Yunanistan üniversitelerine giden öğrenci sayısı çok azdı. 1995 yılından sonra Yunanistan yetkilileri AB’nin baskıları karşısında %0,5 bir kontenjanla öğrencilerimizi üniversitelere almıştır. Ama tabii ki burada öğrencilerin şehirlere dağılmaları onları önemli bir asimilasyonla karşı karıya getirmektedir. Yılın 9 ayını Yunanlı arkadaşlarıyla geçiren çocuklar aileleri ve toplumuyla uyum sağlayamamaktadırlar. Böylelikle çocuklarımızı bizden koparmak istemektedirler. Böyle kontenjanlar Türkiye’de yabancı uyruklu öğrencilere yapılmaktadır. Yunanistan çocuklarımıza yabancı uyruklu muamelesi yapmaktadır. Türkiye-Yunanistan arasındaki Kültür Anlaşması hiçe sayılarak Yunanlı bir yazara Türkçe kitap hazırlattılar. Halbuki bu kitapların Türkiye’den gelmesi gerekirdi. Dr. Sadık Ahmet o zaman bu kitapları çıkartmış olduğu bir duyuruyla toplattı ve , „Türke Türkten başkası Türkçe öğretemez” parolasıyla Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığı önüne attı. Eğitim gerçekten de zor durumda. Türkiye- Yunanistan arasında hazırlanacak olan bazı protokollerle Batı Trakya’daki eğitimin acil düzeltilmesi gerekmektedir. Okullarımız da yetersizdir, aynı şekilde kitaplarımız da! Batı Trakya’daki Türk okullarının müdürleri Türk, yardımcıları ise Yunanlı. Türkiye çıkışlı ise iki tane öğretmenimiz kaldı, diğerleri Yunanlının kendi kurmuş olduğu Selânik Özel Pedagoji Akadmisi’nden, Yunanlı öğretmenlerin öğretmiş olduğu Türkçe ile Türk çocuklarına ders vermektedirler.” Toplantının sonlarına doğru da D.E.B. Partisi Başkanı Mustafa Boşnak görüşlerini dile getirdi. Gece Işık Ahmet’e Alperen Ocakları Trakya Başkanı Fatih Yörük tarafından bir teşekkür plaketinin verilmesiyle son buldu. Not: Işık Ahmet hanımefendiyi kutluyorum. Ancak bu tür etkinliklerin yapıldığından esas sorunun yaşandığı yerde, ocağında Batı Trakya Türk Azınlığı’nın fedakar basının da haberi olsa diyorum. Bu teklifim Türkiye’de yaşayan diğer kurum ve kuruluşların başında olan Batı Trakya’lı yöneticiler için de geçerlidir. Örnek olarak vermem gerekirse, sayın Erol Kaşifoğlu başkanım da biz Batı Trakya Türk basınını haberdar etse fena olmaz. Hep birlikte daha ileriye gitmenin zamanı geçti. BİRLİK GAZETESİ.