Şimdi artık herkes sustu ve İlhan Ahmet’in eksen kaymasının altında “ne yatıyor” u sorgulamaya başladı. İlhan Ahmet Azınlığı hangi yöne doğru götürmek istiyor? Neden?
“Erdoğan’ın 2005’e kıyasla büyük farklılığı var. Her gece Türk televizyonlarında paneller düzenleniyor ve halk (Yunanistan’a karşı) fanatize ediliyor.”
“Azınlıktan hiçbir Milletvekilinin seksen yıldan bu yana bunu yapmadığını söylüyorlar. Özellikle bu Konsolos Yunan seçimlerine karışıyor ve müdahaleler yapıyor, ben çıktım ve bunu yaptım.”
PASOK-KİNAL Partisi Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, hatırlanacağı üzere 2 Ekim 2022 tarihinde, merkezi Dedeağaç’ta bulunan Delta televizyonunda Katerina Kalenderidu ve Pavlos Mihailidis’in sunduğu “İkisi Birlikte” programına konuk olmuştu. İlhan Ahmet katıldığı o programda sunucuları da hayretler içinde bırakarak çok çarpıcı cümleler kurarak Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu ve Türkiye’nin ve Batı Trakya’daki temsilcisinin bölgede Yunanistan’ın iç işlerine ve seçimlere müdahil olduğunu söylemişti.
Evet, bunu Batı Trakya Azınlık tarihinde şimdiye kadar İlhan Ahmet hariç hiç bir Milletvekili veya her hangi bir siyasetçi yapmamıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Cumhurbaşkanını kimse bu şekilde eleştirmemiş, Gümülcine’deki Başkonsolosluğu töhmet altında bırakmamıştı.
Batı Trakya Azınlık insanına özellikle de yıllarca tütün üreticilerine içi boş vaatler ve verdiği ümitlerle tanınan bilinen İlhan Ahmet, başarısızlıkların her alanında birinciliği elinde tutmaya devam ediyor.
İlhan Ahmet şimdi de seçim öncesi Azınlık insanına giderek halen mağduru oynuyor. Azınlık insanına gerçekleri söyleyemiyor.
İlhan Ahmet’e bu Azınlık şunu soruyor;
“Azınlığa karşı tutum ve davranışlarından dolayı, Azınlığın kimliğini inkar eden Yunanistan Cumhurbaşkanlarını, Başbakanları ve Bakanları hiç eleştirdin mi? Soru önergeleri verebildin mi?
Türkiye’nin AB ile ilşkilerine atıfta bulunuyorsun, senin söylediklerin zaten tüm Yunanistan’ın dilinden düşürmediği savunduğu söylemler, sen de bunların aynısını söylüyorsun. Azınlık insanının hassasiyetini ayaklar altına alıyorsun, bunun da farkında değil misin? peki yaşadığın bu eksek kayması neden? Ne için? Nedir bu “Türkiye düşmanlığın”?
Şimdi artık herkes sustu ve İlhan Ahmet’ten Dedeağaç’taki Delta televizyonunda katıldığı o proğramda bu söylediklerinin izahatını istiyor.
İşte o videodan bazı çarpıcı bölümler: İzleyin….
“Erdoğan’ın 2005’e kıyasla büyük farklılığı var. Her gece Türk televizyonlarında paneller düzenleniyor ve halk (Yunanistan’a karşı) fanatize ediliyor.”
“Azınlıktan hiçbir Milletvekilinin seksen yıldan bu yana bunu yapmadığını söylüyorlar. Özellikle bu Konsolos Yunan seçimlerine karışıyor ve müdahaleler yapıyor, ben çıktım ve bunu yaptım.”
“Recep Tayyip Erdoğan o zaman 2005’te ve şimdi bugüne kıyasla büyük farklılığı var. O zaman gönderdiği mesajlar beni bölgenin Milletvekili olarak heyecanlandırmıştı. O zaman barıştan bahsediyordu, Azınlığın iki devletin ve vatanları olan Yunanistan’ın da yararına ve çıkarına yönelik çalışması gerektiğini söylüyordu. Onu Azınlıktan aşırı uçlar o zaman taşa tutmuşlardı ve ben de onu destekliyorum diye aşırı çevreler tarafından suçlanmıştım. Ancak yıllar geçince özellikle son dört beş yılda tamamen başka bir politika uygulandığını görüyoruz.
Tedirginim. Neden tedirginim, eğer bu retorik sadece Türkiye’deki iç seçimler için olsaydı, bu savaş ve yakışıksız retorik sadece Türkiye’nin içine yönelik olsaydı böyle olmayacaktı zannedersem.
Her gece Türk televizyonlarında paneller düzenleyerek bu meselenin bu retorikle konuşuluyor olmasından dolayı halk bununla fanatize edilebilir ve ediliyor da.
Uzun yıllar hükümette olmanın verdiği yorgunlukla karşı karşıya, yirmi yıldan beri hükümet ve meseleler onun için zor ve dolayısıyla da tekrar seçilmesi konusunda sorunu var. Tekrar seçilmeyi sağlayabilecek mi. Sayın Erdoğan’ın seçilememesi durumunda kendisini başka yargısal maceralara götürecek.
Avrupa tarafından Türkiye’ye yönelik çift dilli söylemlere rağmen Türkiye’nin Avrupa yönüne bakarsak, biz parti ve Yunanistan olarak her zaman Türkiye’nin Avrupa perspektifinden yanaydık. Avrupa dışında kalacak bir Türkiye asla istemiyorduk ve istemiyoruz. Tabii ki uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği’nin şartlarıyla olmalıdır. Avrupa Birliği dışı bir Türkiye herkes için zararlıdır. Avrupa harici bu raydan çıkması, ister Rusya ile ilişkiler isterse şimdi Ukrayna v.b. ile olsun, bölgemizdeki Azınlıklar için isterse Trakya’da olsun isterse Konstantinupoli’de (İstanbul) olsun bir güvencesizlik, korku yaratıyor.
Türk tarafı diyor ki, ihanet ettiğimi ileri sürüyorlar ve Azınlıktan hiçbir Milletvekilinin seksen yıldan bu yana bunu yapmadığını söylüyorlar. Özellikle bu Konsolos Yunan seçimlerine karışıyor ve müdahaleler yapıyor, ben çıktım ve bunu yaptım. İyi diplomatları suçlamadım. Türkiye’de mükemmel Türk diplomatlar var. Ve zannedersem özellikle bahse konu bu diplomatın davranışları tüm diplomatları ifşa ediyor zorda bırakıyor. Bunu Dora Bakoyanni de son söyleminde dile getirdi. Kendisiyle tamamen aynı görüşte hem fikirim.
Aksi halde bir devlet veya başka birinin müdahale etme hakkı yok. Sadece devlet değil, ama kimsenin hakkı yok. Sandığı ve demokrasiyi daha ziyade Trakya’da başka dönemlerden daha fazla savunmalıyız. Bunu yapan tek kişiydim ben. Ve umarım bu gelecek nesiller için bir başlangıçtır.”
Everyone with a brain in their head knows the Turkish Consulate in Komotini is an instrument used by Ankara to foment secessionist sentiment among Greek Muslims, the majority of who are Roma or Pomaki. It”s truly refreshing to hear a Greek citizen of Turkish descent speak the truth that we all know–he is a true patriot who puts his country before all.