Ana Sayfa Salla Gitsin HRONOS GAZETESıNDEN “TEHLıKELı” MESAJ

HRONOS GAZETESıNDEN “TEHLıKELı” MESAJ

43
0

Hronos gazetesi Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik sert ve tahrikkar tutumunu sertleştiriyor. 7 Kasım seçimlerine çok az bir zaman kala çıkardığı gazetenin son sayısında doğrudan Hristiyanları Türk Azınlığa karşı birleşmeye davet ederken yayımladığı fotograflarla da kişileri hedef olarak göstermekten geri kalmadı. Bu şaşırtıcı milliyetçilik borazancılığı karşısında ise Türkler gelişmeleri büyük bir şaşkınlık içinde tedirgin bir şekilde izlemeye devam ediyor. 1967 Cuntasıyla başlayan, 1974 “Kıbrıs barış Harekatı” ile devam eden ve 29 Ocak 1990 yılında “vandalizm” olayları ile doruk noktaya ulaşan asimilasyon, zulüm, ayırımcılık ve baskılar neticesinde, daha iyi yarınlar için, insan gibi yaşayabilmek uğruna anavatana sığınan yüzbinlerce Batı Trakya Türkü, ülkelerine geri dönmek istedikleri anda ıpsala Sınır Kapısı’na geldiklerinde meşhur 19. madde ile karşılaştılar. Onlar artık doğup büyüdükleri topraklara, evlerine geri dönemediler. Yunan sınır kapısı onların yüzüne kapandı. Ana babaları burada kaldı, kiminin çocukları burada, anaları diğer tarafta aileler birbirinden koparıldı. Tüm bunlar yakın tarihte yaşandı. ışte Hronos gazetesi bu rezaleti çok iyi yaşadı ve gördü ama malesef sayfalarına taşıyamadı. Tarih 6 Kasım ve Hronos gazetesi yine o meşhur sayfalarından bu defasında top yekün Batı Trakya Türk Azınlığı’na saldırmaya başladı. Yüzbinleri baz alırsak az sayıda Batı Trakya Türkünün binbir zorlukla bir öte bir beri gidip gelmeleriyle korudukları Yunan vatandaşlığı neticesinde, Yunanistan Anayasasında da öngörüldüğü gibi, tüm eşit vatandaşlar gibi seçme ve seçilme hakkını kullanmak üzere Batı Trakya’ya geliyorlar. Gelmek mecburiyetindeler, çünkü gelmezlerse oy kullanmaya gelmedikleri için belkide vatandaşlıktan atılacaklar. Çünkü geçmişte bunların örnekleri yaşandı. Oy kullanmaya gelmedin vatandaşlığını kaybediyorsun uygulamasını da yaşadı bu azınlık. Ortada hiç bir şey yokken, iki toplumun arasında sakin havayı dinamitlemek isteyen Hronos gazetesi, bir başka sayısında da azınlığın feracesiyle uğraşmış. Hristiyanlara Türk listesine karşı birlik çağrısı yaparak yayımladığı çağrıda şunları yazmış. Hronos: 6 Kasım 2010 “Sakin ve Mantıklı Düşünelim. Kaçınmak demek geleceklere katlanmak demek. Seçim sandığını gözardı etmeyin, hepiniz oy kullanınız. Türkiye’den işal edilen seçmen karavanları bizim kaderimizi tayin edemezler. Yarınların Gümülcine’sini kalkan koruması altına almamız için Hristiyan unsurunun birleşmesi zaruridir. Sandık başında varlığımız esastır, bu seçimde özellikle, şehrimizi ilgilendiren konuların ve kaderinin başkaları tarafından belirlenmesine bırakmıyacağız.” ıfadelerine yer veriyor. Kimsenin umurunda değilken, Birlik gazetesi azınlık adına şunu soruyor? Kim bu başkaları? Başkaları dediğiniz insanlar bu vatanın vatandaşları değil mi? Ne için bu azınlığı bukadar yerden yere vurarak “ötekiler” damgasını vuruyorsunuz? Tabii ki yazılan yazıların gerçeklerle bağdaşmadığı bir esastır. Seçim propagandası öncesinde Sibel Mustafaoğlu’nun yaptığı konuşmalara yer veren Hronos gazetesi, Yunanistan’ın iflas ettiğini ve Türkiye’den ekonomik yardım geleceğini iddia ediyor. Türk kelimesi kullanılmasına da asla tahammül edilmiyor. Vay efendim nasıl olurda Sibel Mustafaoğlu Gümülcine’deki konuşmalarında Türk der. Senmisin bunu deyen, yandın. Yunan basını özellikle şunu unutuyor, Batı Trakya’da yaşayanlar tabii ki dini açıdan müslümandır ama milli kimlikleri Türk oğlu Türktür. Yunan basını bu azınlığa kimlik yakıştıramaz. Buna hakkı yoktur. Yunan basını azınlığın aleyhinde yazılar yazmaya devam ettikçe bu ülkeye zarar verecektir. Bu tutum Yunanistan’da azınlıklara karşı Demokrasi ve hoşgörünün olmadığının bir ispatıdır. ınsanların kimilklerine tahammülün olmadığının bir kanıtıdır. Son zamanlarda özellikle Gümülcine’de değişik grupların azınlığa karşı birleştiği görülüyor. Bu da azınlık açısından bir tehlikenin yaklaştığı anlamına geliyor. Azınlığı kendi kimliğinden koparmak isteyen çevreler, “Yunanlı Müslümanlar” deyimini gittikçe arttırmaya ve sıkça kullanmaya başladılar. Bu da bölgede huzursuzluk yaratmaya başladı. Batı Trakya’da tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, Türk-Yunan ilişkilerinin konuşulduğu son dönemde özellikle Batı Trakya Türk azınlığının bunun dışında bırakılmak istenmesi hayal kırıklığı yaratıyor. Yunanistan azınlık konusunun ele alınmamasını istiyor. Yani kısacası uzun yıllardan beri azınlığın aleyhinde devam eden “derin devlet” politikası devam edeceğe benziyor. O zaman hiç kimse kusura bakmasın azınlık kendi haklarını korumak için bu tür bağımsız listelerle mücadele etmeye devam edecektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz