Değerli okurlarım, kuşkusuz bu hafta yazmış olduğum yazı sizlerin içinde ne uyandırır bilmem ama benim içimde bir özlem uyandırıyor. Neden diyecek olursanız, nasıl olmasın ki, O’nun o zor yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için büyük savaşlar kazanmış, büyük devrimler yapmış olması, bu gün görülüyor ki, O gerçekten büyük bir insan. Başka türlü O’nu tarif etmeye kalkacak olursam inanın sözler yetmez. İnsanlık için, Türkiye için, dünya’da barış için herşeyi o yıllarda düşünmüş ve düşündükleri bu gün birer birer yaşanıyor. Dünya barışına verdiği önemi bilmeyen yok, ancak dünya barışının olması için öncelikle her ülkenin kendi içerisinde barış, huzur olması gerekir. Yaşadığımız bu dönem içerisinde de bunlara hem ülkeler olarak, hem bu ülkelerde yaşayan insanlar olarak çok ihtiyacımız var. Yani sizin anlayacağınız, her ülkeye bu dönemde bir Mustafa Kemal Atatürk gerek. Ama O geri gelmeyecek, öyleyse bizker de O’nun gösterdiği yoldan ilerlemeliyiz. O, bu günleri ozaman görüyordu, bu günleri ozaman yaşıyordu ki, bizlere emanet ettiklerine ve onları göz bebeğiniz gibi koruyun dediklerine bir bakın. Evet değerli okurlarım, böyle bir büyük insan hakkında ne yazsam azdır biliyorum. Ama bir şeyi de yazmadan geçemeyeceğim. Biliyorsunuz, O bizim hemşehrimiz, O bizim kokladığımız balkan havasını kokladı, arkadaşları Yunanlı, Makedon ve diğerleriydi. Ama O asla arkadaşları ve yaşadığı toplum içerisinde hiç kimseye ayrımcı gözüyle bakmadı. Onun için de O Mustafa Kemal Atatürk oldu. O’nu bu denli büyük yapan, Mustafa Kemal Atatürk yapan, insanlığa verdiği önemdi, Ülkelere verdiği önemdi, Bayraklara duyduğu saygıydı. İşte O mustafa Kemal Atatürk Paşa’ydı. Peki soruyorum şimdi, bu gün dünyada tüm bu olanları görseydi üzülürmüydü? Şüphesiz ki evet, O dünyanın, ülkelerin bu haline çok üzülürdü. Belki, yeni Venizelos’lar arardı barışın sağlanması için. Bulabilecekmiydi? Benim gördüğüm kadarıyla hayır, sadece karşısında menfaatçileri görecekti, tabii ki, bu gün herkesin kendi ülke menfaatlerini düşünmesi doğaldır, çünkü onlar Mustafa Kemal Atatürk değildirler de ondan. İşte O büyük insan sadece kendi ülkesinin menfaatlerini düşünmemiş, dünya şavaşına giren Yunanistan’ı da düşünmüş ve ilk yardım gemisini göndermiş. Hasta döşeğine düştüğünde yanındaki arkadaşlarına, „Selanik’i birdaha görebilecekmiyim?” demiş. Ama malesef görememiş. Atam, sen rahat uyu, biz senin hemşehrilerin, Batı Trakya Türk gençliği Selanik’i görüyoruz. Selanik senin bıraktığın Selanik değil, süngü gibi göğe yükselen minareler yok artık Atam. Senin oynadığın tozlu yollardan eser kalmadı, senin anlayacağın gibi söylemem gerekirse Atam, Selanik öldü. Surlar yıkıldı, vakıf malları gitti, geri kalanlar da saygı duyduğun Yunan halkı tarafından yazılı bir kanunla yok edilmeye terkedildi Atam. Onun için rahat uyu sen, senin gibi biri asla bir daha gelmedi, gelmeyecek, üzülme Atam, üzülme.