Batı Trakya’da Müslümanlarla Hristiyanlar, Yunanlılarla Türkler buna ne derseniz deyin, asırlarca sorunsuz bir şekilde barış ve huzur içinde birlikte yaşadık, yaşıyoruz ve de yaşamaya devam edeceğiz. Zaman zaman Yunan hükümetleri tarafından geçerli ulusal ve uluslararası andlaşmalara aykırı hak hukuk dışı uygulamalara maruz kalmış olabiliriz, ancak aklı selim Yunan komşularımız tarafından kötülük görmedik.
Bazen Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde gerilmeler yaşandığı dönemlerde de iki toplum arasında husumet, kavga gürültü yaşanmadı. İki toplum arasında var olan bu ilişkiler asla tatsız tuzsuz olaylara varacak kadar ileriye gitmedi.
Yunan komşularımız, arkadaşlarımız ve dostlarımız, iki ülke arasında dönemsel olarak yaşanan bazı olumsuz olaylardan etkilenerek, sonraki günün sabahında kendilerine “kalimera-günaydın” diyerek verdiğimiz selamımızı keyifli bir şekilde almadıklarını yüzlerinde gördük, kırılganlıklarını okuduk, ancak bu da birkaç gün sürdükten sonra ilişkilerimizin normale dönüştüğünü yaşadık ve gördük.
Her ne olursa olsun, Yunanistan ve Türkiye ilişkilerinin en iyi şekilde olmasını arzulayanların başında tabii ki Batı Trakya’da yaşayan iki toplum arzulamaktadır. Olumsuz ilişkilerin iki ülkeye, iki halka faydası olduğunu bugüne kadar görmedik. Ancak olumlu ilişkilerin, gidip gelmelerin, karşılıklı görüşmelerin yansımaları her iki tarafta da görüldü. Günümüzde halen görülmektedir.
Örneğin, Dedeağaç esnafı Türk turistlerin bölgemize gelmesiyle misliyle memnun, keza kavala aynı şekilde, Selanik derseniz Türk turistler Selanik’in gündüzüne ve gecelerine akıyor. Peki, neden Gümülcine ve İskeçe esnafı Türk turistlerden faydalanamıyor veya faydalanmanın yollarını aramıyor? Farkındamısınız bu saydığımız şehirler para kesiyor, Gümülcine ve İskeçe ise fırtına biçiyor. Neden?
AMAÇLARI BUYDU, SOL GÖSTERİP SAĞ VURDULAR!
Hem yazalım hem de gösterelim, ki Yunan komşularımız, dostlarımız, hemşehrilerimiz ve bölge esnafımız açıkça görsün. Birileri Türkiye’ye ve Türk halkına, Türk kelimesine karşı hastalık düzeyinde olan komplekslerini, düşmanlıklarını içlerinden atamıyor. Gerçekten kangrene dönüşmüş hastalıklarını içlerinden atamadıklarından dolayı bu hemşehrilerimin durumuna, üzülüyorum. Keşke bu hastalıklarından kurtulabilseler.
Son olarak, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkent Atina’dan sonra Batı Trakya ziyaretine karşı çıktıklarını öne sürerek bildiriler dağıttılar, duvarlara haç yaptılar, otelde basın toplantısı düzenlediler. Ancak düzenledikleri basın toplantısında, 4 kişi basının karşısına geçti ve ziyaret günü, hiçbir taşkınlığa yer vermeden, bayrak açmadan, tahriklere kapılmadan sessizce Yunan halkını Gümülcine şehir meydanına kafelere gelerek kahve içmeye inmelerini söylediler. Normaldir, sivil toplum kuruluşları olarak demokrasinin gereği yapmalarında bir sakınca tabii ki yok. Buraya kadar her şey güzel.
“HUZURLU BÖLGEYİ, PUSUDA BEKLEYEN ÇAKALLARA MEKAN EYLEYECEKLER”
Peki, kameralar karşısında başka söyleyen, Yunanlı hemşehrilerimize çağrıda bulunan bu dört kişi sözlerinde durdu mu? Başka şeyler söylediler, başka uygulamayla şehir meydanına indiler. İnenler zaten Gümülcine’den değil, bunlara yerel halk da itibar etmedi. Dedeağaç ve İskeçe’den taşıma suyla değirmen döndürmeye kalkıştılar. Sayıları taş çatlasın 100 olduğunu yazsam dışarıya düşmem. Burada bu kişilerin emelleri açıkça ortaya çıktı. Bazıları sırtlarında sözde “Kürdistan bayrağı” diye bez parçalarını, bazıları da terörist elebaşı Öcalan’ın resmi olan paçavraları omuzlarında taşıdılar. Yani kısacası, ülkemiz Yunanistan dışında olan terör örgütünün pisliklerini, adiliklerini, propagandasını bölgemize taşıdılar. Eğer bunlara müsaade ederseniz daha fazlasını da taşıyacaklar dikkat edin!!!
“TERÖR YUVASI YAPACAKLAR”
Huzurlu bölgeyi, pusuda bekleyen çakallara mekan eyleyecekler, teröristleri bölgeye taşıyacaklar, yaptıklarından açık bir şekilde bu görüldü. Sonrasını da siz düşünün, çocuklarınız, bacılarınız, torunlarınız ve sizler bu güzel ve huzurlu bölgede şimdi olduğu gibi elinizi kolunuzu sallaya sallaya gece gündüz demeden serbestçe gezebilecek misiniz? Terör yuvası olursa, terör sığınağı olursa unutun, asla dolaşamayacaksınız!!! Teröristlerin işi öldürmek, onlar onun için yerini, yurdunu, ülkesini bırakarak kaçtılar. Peki biz neden bölgemizde bunların yaşanmasına izin verelim?
“Ey Yunanlı komşularımız, aklı başında olan aile sahibi ve sorumluluk sahibi dürüst insanlar”
Ey Yunanlı komşularımız, aklı başında olan aile sahibi ve sorumluluk sahibi dürüst insanlar, “Eyvah! Trakya elden gidiyor”, Trakya’yı karıştıracaklar” naraları ve martıfal atan bu üç beş çapulcuya itibar etmediğiniz için sizlere teşekkür ediyoruz. Bu tür kişilere, bu tür çevrelere size sağ gösterip sol vuran, etrafımızdaki coğrafyada ateşlerin yandığı, masum çocukların kurşunların hedef olduğu, evlerin yakılıp yıkıldığı bir dönemden geçerken, birleri bölgemizi karıştırmak istiyor. Buna dikkat!!! edin ki yarınlarda hep birlikte ağlamayalım.
Biz sizinle mutluyuz, huzurluyuz, birlikte yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Biz bu ve bunun gibi düşünen hareket eden çapulculara itibar etmedik, etmiyoruz. Siz de etmeyiniz! Bunların işi gücü bölgeyi karıştırıp kan gölüne çevirmek!!!
BİZ BİR YERE GİTMEYECEĞİZ!!!
SİZ DE GİTMEYECEKSİNİZ!!!
BİZ HEP BURADAYDIK, BURADA KALACAK VE ZAMANI GELDİĞİNDE DE BURADA ÖLÜP GİDECEĞİZ!!!
Not: Fotolar tourkikanea.gr sitesinden alıntıdır.