AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının “29 Ocak Milli Direniş Günü” vesilesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden, gündem dışı söz alarak bir konuşma gerçekleştirdi. Çavuşoğlu yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, bugün sizlere vatandaşı olduğu Yunanistan’ın kalkınması için çaba sarf eden, huzur ve refahına yönelik her türlü olumsuzluklardan hassasiyetle kaçınan, ana vatanı olarak kabul ettiği Türkiye için ise dilinden duasını eksik etmeyen Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı ve bu azınlığın onur mücadelesi olarak tarihe geçen 29 Ocak Millî Direniş Günü’nden söz etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, Batı Trakya, Yunanistan sınırları içerisinde kalan ve statüsü 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Anlaşması’yla belirlenmiş, yaklaşık 150 bin Müslüman Türk azınlığının yaşadığı bölgenin adıdır. Bu azınlık Yunanistan’a emanet edildiği tarihten itibaren çok çeşitli haksızlıklarla karşılaşmış ise de verdiği mücadelesinde hiçbir zaman meşruiyetin dışına taşmamış, millî ve manevi değerlerine ilişkin her türlü saldırılar karşısında onurlu bir duruş sergilemiştir.
Sayın milletvekilleri, işte bundan tam yirmi altı yıl önce bugün, verilen mücadelelerin bayraklaştığı gün olmuş ve azınlık tarafından 29 Ocak tarihi “Millî Direniş Günü” olarak adlandırılmıştır. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının sembol kuruluşlarından olan Gümülcine Türk Gençler Birliği ile Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği, isminde “Türk” ibaresi geçtiğinden bahisle Yunan mahkemeleri tarafından kapatılmıştır. Azınlığın Lozan Anlaşması ve birçok uluslararası metinlerle teminat altına alınmış millî kimliğine yönelik bu saldırı, azınlık arasında büyük bir infiale yol açmıştır. Bunun üzerine Azınlık Yüksek Kurulu bu kararı protesto etmek için 29 Ocak 1988 günü bir yürüyüş yapılmasına karar vermiştir. Ancak, Yunanistan makamları aynı gün, yer ve saatte Yunanlıların da bir karşı gösteri talebinde bulunduğunu ileri sürerek azınlığın bu talebine olumsuz yanıt vermiştir.
Diğer taraftan, radyolar vasıtasıyla azınlık mensuplarının bir araya gelmesinin yasaklandığı duyurulmuştur. Millî kimliğinin inkârı ve yok sayılması anlamına gelen bu kararları hiçbir şekilde kabullenemeyen binlerce azınlık mensubu, Gümülcine’de, Türk Gençler Birliğinin bulunduğu caddede toplanmıştır. Yine, kadınlı erkekli binlerce azınlık mensubu da köylerden Gümülcine’ye doğru akın etmiştir.
Gümülcine’de toplanan binlerce kişinin dağılmaya başladığı bir sırada, çevrede çatışma ve tutuklama olduğu haberlerinin gelmesiyle birlikte dağılan kalabalık yeniden toplanmış, polisle çatışmalar yaşanmış ve pek çok kişi yaralanmıştır.
Sayın milletvekilleri, bu olayların meydana gelmesinden iki yıl sonra, 29 Ocak 1990 günü yıl dönümü vesilesiyle Gümülcine’de Eski Camii’de bir mevlit okutulması kararlaştırılmıştır. Ancak mevlit için belirlenen tarihten bir gün önce, yani 28 Ocak günü, Yunanistan’daki radyolar hastanede yatan bir Yunanlının kendisiyle aynı hastanede tedavi gören bir azınlık mensubu tarafından saldırıya uğradığını haber yaparak, Yunanlıları 29 Ocak’ta düzenlenecek bu mevlidi engellemeye çağırmışlardır. Yanı sıra, Gümülcine metropoliti de aynı amaçla çağrıda bulunmuştur. Son olarak, 29 Ocak sabahı, hastanede saldırıya uğradığı iddia edilen Yunanlının öldüğü haberleri radyodan yayılmıştır. Hâlbuki, gerçekte ne bu kimse ölmüştür ne de böyle bir kimseye saldırıda bulunulmuştur. Bu haber tamamen asılsız olarak üretilmiş ve fanatik Yunanlıları harekete geçirmeyi amaçlamıştır.
Nihayet yalan haber amacına ulaşmış, asılsız ölüm haberinin duyulmasından sonra Yunanlılar 8-10 kişilik gruplar hâlinde toplanarak Türk kahvehanelerine taş ve sopalarla saldırmışlar, çarşıda azınlık mensuplarına ait yüzlerce dükkânı yağmalamışlar, birçok azınlık mensubunu da yaralamışlardır. En acısı, tüm bu olaylar ne yazık ki Yunan polisinin gözleri önünde cereyan etmiştir.
Sayın milletvekilleri, azınlığın, millî kimliğini yok saymaya yönelik kararlara karşı canı pahasına göstermiş olduğu bu onurlu duruş bugün azınlık tarafından “Millî Direniş Günü” olarak adlandırılmakta ve Batı Trakyalıların kümelendiği birçok ülkede çeşitli etkinlerle anılmaktadır. Millî ve manevi değerlerine sımsıkı sarılarak, bu değerlerine yönelecek her türlü tehdit karşısında hukukun içinde kalarak varlık mücadelesi veren Batı Trakya Müslüman Türk azınlığını bugün vesilesiyle buradan bir kez daha selamlıyorum.
Bugün, medeniyet havzamızın muhtelif yerlerinde tarihin gönüllü bekçiliğini yapan soydaş ve kardeşlerimiz güven içinde olsun. Zira, artık daha güçlü bir Türkiye ve onları kendisine tarihin bir emaneti olarak telakki eden bir Başbakanımız vardır.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.
Video İzle: http://www.youtube.com/watch?v=t3anBfdcNZM&feature