Rodop İli Polis Memurları Birliği 21 Haziran 2011 Salı günü Gümülcine’de bir gösteri gerçekleştirdi. Doğu Makedonya Trakya Bölgesi Polis Teşkilatı Merkez Binası önünde toplanan polisler, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Merkezine bir yürüyüş geçekleştirdiler. Çeşitli sloganlar atan gösterici polisler, maaşlarında yapılan kesintiler ve bundan sonra ekonomik nedenlerden dolayı alınacak yeni tedbirlerle maaşlarının daha da düşeceğini dile getirdiler. Polisler, hep bir ağızdan “Yeter Artık” dediler. Gece gündüz demeden zor şartlar altında görev yaptıklarını, bu zor şartlara birde ekonomik zorlukların eklendiğini, ifade eden polis memurları, çalışmaları için kullandıkları fotokopi kağıtlarını çoğu defa kendi ceplerinden ödeyerek aldıklarını belirttiler. Bu zorlukların yanısıra, tehlikeli bir görev yaptıklarını ve bu görev için kullandıkları silah, cephane kurşun geçirmez yelekleri kendi ceplerinden ödediklerini iddia ettiler.
“Yeter artık, dayanamıyoruz.”
Rodop İli Polis Memurları Birliği Başkanı Stavroula Tzatzana, Birlik gazetesine özel olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi.
“Bugünkü hareketimiz, şimdiye kadar görülmemiş bir biçimde Polislerin maaşlarında yapılması planlanan kesintiler ve polisin araç gereç ve malzeme alımıyla ilgili 09-06 2011 tarihinde Parlamento’ya yatırılan yasaya karşı bu eylemi gerçekleştiriyoruz. Neticede devlet ilgilenmiyor, bu söylediklerimizi duymuyor, bu olayı anlamamazlıktan geliyor ancak tabii ki anlıyor, polis merkezleri çalışıyor ancak bu bizim iyiniyetimiz ve cebimizden çıkan paralarla oluyor. Kurumlarımızın çalışması için elimizi cebimize atıyoruz, fotokopi kağıtlarını paramızla alıyoruz. Araçların bakımını, gerekli malzemenin alınmasını, kurşun geçirmez yeleklerimizi, silahlarımızı, cephanemizi, silahımızı cebimizden para koyarak alıyoruz. Çünkü onlar modern Yunanlı polisin çalışabilmesi için bütçe ayırmıyorlar. Böylece Yunan vatandaşlarını ve polisi modern suçluların eline terkediyorlar.
Biz Yunan vatandaşlarının acısını, korkusunu, heyecanını yaşıyoruz. Biz ülkemizin iç güvenliğini korumak üzere yemin ettik. Böylece bizler hükümeti eleştirmeden bırakamayacağız. Diyoruz ki, vatandaşın güvenliğindeki kesintiye hayır, ellerinizi maaşlarınızdan çekiniz, bütün Yunanlılar mermeri bir defa ödedik biz. Alınan ilk önlemlerin başarısız olduğunu televizyonlarda açıkça kendileri söylediler. Şimdi aynı politika, aynı uygulamayı daha sert yüzle tekrarlıyorlar. Devletin giderlerini düşürsünler istiyorlar, ama nereden? Yunanlı çalışanın cebinden mi? Zaten düşük gelirliden mi? Bizleri silmek bitirmek mi istiyorlar? Artık ne istediklerini söylesinler bize. İlkinde yatay direk kesintileri, cömertçe kabul ettik ve şaşırdılar. Güzel de, ancak önlerinde ülkenin kalkınmasında yeni planlamaları yapmaları için gerekli zaman vardı. Böylece ikinci kez en kolayını, ellerini Yunanlı vatandaşın cebine koymaya gitmemelidiler. Hayır, bunu kabul edemeyiz. Bize bunu sorumluların ödeyeceği sözünü verdiler. Bize vergi kaçakçılığının önüne geçeceklerinin sözünü verdiler. İnandık ancak bunlardan hiç birisi olmadı. Bir defasında para var dediler. Bize ödeyin dediler ve biz sorumluların ödemesini sağlayacağız dediler. Şimdide kimse ödemedi ve yine gelip ellerini yine Yunanlı çalışanın cebine koyuyorlar. Hayır, buna müsade edemeyiz. Daha başka ödemeyeceğiz, artık itiraz ediyoruz.
Ülkenin geleceği için, kalkınması için siyasi kararlar alsınlar. Her defasında aynı masalı yaşayamayız. Çalışanlar en kolay hedef, nereye kadar?
Polis memuru 1000 euro alması için haftada 6 gün, ayda 64 saat gece, yaşamını tehlikeye atıyor, yaşamını feda ediyor, öksüz aileler kalıyor, bayanlar, çocuklar perişan oluyor. Devlet bunların bakımları için ilgilenmiyor. Ama yine aileye biz ellerimizi cebimize koyarak birliklerimiz aracılığıyla yardım ediyoruz. Ama artık bu duruma müsade edemeyiz.
Yeter artık, dayanamıyoruz.”