Kathimerini gazetesinin Güney Kıbrıs baskısında yer alan bir haberde Avrupa Birliği’nin Türkiye ile Gümrük Birliği ve ekonomik ilişkilerine yer veriliyor.
“AB Türkiye ile ekonomik bağ kurulması için baskı yapıyor ama bu Kıbrıs’ı (Güney) nereye götürür?” başlıklı haberde özetle şu ifadelere yer veriliyor:
“AB Türkiye ile ekonomik bağ kurulması için baskı yapıyor ama bu Kıbrıs’ı (Güney) nereye götürür?”
“GKRY, süregelen ticaret ambargosu ve siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle AB’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncelleme çabalarına itiraz ediyor.
Brüksel ve Berlin, Türkiye ile ekonomik ilişkileri güçlendirmek için Gümrük Birliği’ni güncelleme hedefi üzerinde çalışıyor. Bu girişim, Euro-Türkiye ticaret hacminin 2023 yılında önemli bir artış göstererek 206 milyar Euro’ya ulaşması sonrasında gündeme geliyor.
Türkiye şu anda AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı konumuna yükselmiş durumda ve toplam ticaret hacmine katkısı 2022’deki %3,3’ten %4,1’e çıkmış bulunuyor.
Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacmini iki katından fazla artırarak Türk ekonomisine önemli bir katkı sağlayabilir. Türkiye’de geniş yatırımları olan Almanya ve Fransa gibi ülkeler, bu güncellemeden en fazla fayda sağlayacak ülkeler arasında gösteriliyor.
Yakın tarihte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz arasında yapılan görüşmede, bu siyasi ve ekonomik işbirliği özellikle Türkiye’nin AB’ye 95,5 milyar Euro’luk ihracatı ile AB’nin Türkiye’ye 111 milyar Euro’luk ihracatını göz önünde bulundurarak ele alındı.
Bir AB kaynağı, Avrupa Komisyonu’nun Gümrük Birliği modernizasyonunu ilk değerlendirmesinin üzerinden sekiz yıl geçtiğini vurguluyor ve AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Avrupa Komisyonu’nun ortak raporunda bu gündeme artık ilerleme zamanı geldiği ifade ediliyor. Öneri ilk kez Türk tarım ürünlerinin AB’ye gümrüksüz ihraç edilmesine imkan tanıyarak Türkiye’ye daha geniş ekonomik faydalar sağlayacak.
AB ve Türkiye kısa bir süre önce ticaret konularında bir “Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog” gerçekleştirdi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi olasılığını değerlendirmeye başladı. Birçok AB üye devleti bu hamleyi desteklerken, GKRY, Türkiye’nin GKRY ticaretine yönelik limanlarını açmayı reddetmesini gerekçe göstererek karşı çıkıyor.
GKRY, mevcut anlaşmayı tam olarak uygulamayan Türkiye’ye Gümrük Birliği’nin yükseltilmesiyle ödül verilemeyeceğini savunuyor.
Geçmişte, Gümrük Birliği güncelleme teklifi, öncelikle Türkiye’nin hukuk devleti ilkelerine bağlılığına dair endişeler nedeniyle engellerle karşılaştı. Almanya daha önce bu konuda çekincelerini dile getirmiş olsa da, bu itirazlarını kaldırmış durumda. Ancak GKRY, Gümrük Birliği güncellemesini Kıbrıs sorununun çözümüne bağlayarak ilerlemeyi engellemeye devam ediyor.
GKRY’nin muhalefetine karşın, Avrupa Konseyi, Borrell ve Komisyon’un AB-Türkiye ilişkilerinin Gümrük Birliği’ni de içerecek şekilde geliştirilmesine yönelik ortak raporunu onayladı.
GKRY hükümeti, Gümrük Birliği güncellemesine Konsey’de karşı çıkacağını ve bunun Kıbrıs meselesine bağlı olması gerektiğini vurguluyor. Ancak Cumhurbaşkanı Hristodulidis’in son eylemleri, GKRY’nin endişeleri doğrudan bağlamadan görüşmelere devam etme isteğini ortaya koyuyor.
GKRY’nin pozisyonu, Türkiye’nin AB temsilcileriyle görüşmeleri sürdürürken GKRY ticaretine yönelik ambargosunu devam ettirmesiyle giderek daha karmaşık hale geliyor.
Türk Dışişleri Bakanı’nın AB’nin gayri resmi toplantılarına katılımı, Türkiye’nin GKRY ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediği konusunda herhangi bir tanıma olmaksızın gerçekleşti ve bu durum AB süreçlerinin bütünlüğü hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Bu gelişmeler ışığında, AB’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncelleme yaklaşımı, geniş çaplı jeopolitik dinamikler, ekonomik çıkarlar ve hassas Kıbrıs meselesiyle yakından bağlantılı bir konu olarak önemini koruyor.”