Ana Sayfa Batı Trakya Geride Kalanlara, Geride Bıraktıklarımıza Sahip Çıkıyoruz, Gün Yüzüne Çıkarıyoruz

Geride Kalanlara, Geride Bıraktıklarımıza Sahip Çıkıyoruz, Gün Yüzüne Çıkarıyoruz

8
0

Sadece Batı Trakya değil, Yunanistan sınırlarının başladığı Meriç (Evros) bölgesi Kumçiftliği’nden Girit’e kadar olan bölgelerde yüzyıllarca hüküm sürmüş Osmanlı hakimiyeti ve sonrasında Yunanistan’ın kültür mirası envanterine emanet edilmiş olan ve halen günümüzde pek çok bölgede gezerken izlerine rastladığımız farklılığa ve zenginliğe “Geride Kalanlar”, “Geride Bıraktıklarımız” olarak adlandırıyoruz biz BİRLİK Gazetesi ailesi olarak.

Evet, Yunanistan’ın birçok bölgesinde değer verdiğimiz ve birlikte yaptığımız çalışmalarla geçmişin yaşanmışlarına saygı duyduğumuz ve “biz bir aileyiz” dediğimiz Karaman bölgesinden Mübadele ile Yunanistan’a göç etmiş Anadolu Rumları dostlarımız var.

Tartışırız, konuşuruz, farklı görüşlerimiz olabilir, bu insanların kendilerine atalarının anlattıkları, değindiği hikayeleri var, saygı duyuyoruz. Ama bizim de dile getirdiğimiz tarihi ve yaşanmış gerçekler var, biz de onları yüzlerine, gözlerinin içine bakarak söylüyoruz.

Onların acılarını anlıyor ve paylaşıyoruz ammaaaa, onlara bizim geride bıraktıklarımız var olduğunu, Girit’te, Mora’da, Kavala ve Kozana’da ve daha sayamayacağım birçok bölgede geceleri derelerin oluk oluk kan kırmızısı aktığını da söylemekten geri kalmadık, kalmayacağız.

Geçmişin acılarını her iki taraf insanı da canları pahasına yaşananlarla yaşamışlar. Her şki tarafta da insanlar ne için olduğunu bilmeden evlerinden, yerlerinden yurtlarından edilmişler. Bu demek değildir ki bundan sonra da o eski yaşanan yıllara döneceğiz. Asla!

Günlük yaşamda kendimizi ifade ederken kullandığımız yüzlerce kelime, farklı dillerde olsa da (Yunanca-Türkçe) aynı anlamı taşıyan atasözleri, düğün-dernek kurulmazdan önce ve devamında aynı yaşam, acılı günlerdeki ağıtlar ve yardıma muhtaç olan ailenin yanına koşmamız da aynı. Peki, bu neden ve neyin kavgasıdır?

İşte ben İlhan Tahsin ve ataları Niğde Aksaray bölgesinden, Karamanlı boylarından Mübadele ile Yunanistan’ın Kavala İli Nea Karvali (Yeni Gelveri) köyünde yaşamını devam ettiren araştırmacı yazar ve benim 35 yıllık dostum olan Nea Karvali Kültür Evi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kaplanis İosifidis ile biz ikimiz, buna siz “Geride Kalanlar”, “Geride Bıraktıklarımız” deyin, ne derseniz deyin çalışmaya, binlerce mezarda yatan insanlara saygı anlamında çalışmalarımıza devam ettik ve ediyoruz.

Nea Karvali’de eskiden bir Türk köyü olan “Çırpıntı-Çınar” köyünün tarihi, uzun yıllar hayal edemeyeceğiniz emeklerle ve özveriyle yapılan çalışmalarla gün yüzüne çıkarıldı. Bugün köy “Akontisma” ismi ile var olmaya devam ediyor. Bu Türk köyü, tarihi belgelere baktığımızda “Budapeşte Anlaşması” ile Osmanlı döneminde Bulgarlara bırakılmış. Bir dönem son olarak kısa süreli Osmanlı’nın sınırları buradaymış. Son olarak Balkan Savaşı’nda Bulgarlar da buradan kaçarken bu köyü ateşe vermişler.

Bu köyün kalıntılarında yaptığımız kazı çalışmalarında bazı mezar taşlarına rastladık, rastlıyoruz. Daha önce köyün kurucusunun kızının mezarını “nakli kubur” yapmıştık.

Şimdi de 22 Ağustos’ta Hicri 1281, Miladi 1864/1865 yıllarına ait Mustafa Paşa’nın mezarını tespit ederek diğer mezarın yanına “nakli kubur” işlemi gerçekleştirdik.

İslam dininde kabirlerin başka bir yere nakledilmesine “nakli kubur” deniliyor ve önemli bir gerekçe yoksa bu nakil hoşgörülmüyor. Çünkü İslamiyet ölülerin de diriler kadar haklarının savunulması prensibini benimsiyor.

Ancak her ne olursa olsun ben ve değerli dostum Kaplanis “Geride Kalanlar”, “Geride Bıraktıklarımız”a sahip çıkmaya karınca kararınca devam ediyoruz.

Eğer bir gün Kavala’ya 5 km mesafede şimdiki ismi Nea Karvali –Yeni Gelveri (Çırpıntı-Çınar) köyüne uğrarsanız, Akontisma’ya gidin ve bir Fatiha okumayı eksik etmeyin.

İşte bir zamanlar buradaki varlığımızın tarihi izlerini silmeyen Mustafa Paşa’nın mezar taşı:

“Merhum ve magfur Mustafa Paşa Rûhiçün El-Fatiha. Sene Hicri 1281, Miladi 1864/1865.

Not: Dostum bay Kaplanis’in uzun yıllar ve zorlu çalışmalar sonrasında kendi çabalarıyla ortaya çıkardığı ve Avrupa’da yılın müzesi seçilen bir de Yunan – Kapadokya Kültürü Monografik Müzesi bulunuyor. Aynı bina, içinde 6 farklı üniteyi barındırmakta. Bu ünitelerde günlük yaşama ait kostümler, halı, tekstil malzemeleri, eşyalar, müzik aletleri, Hititler zamanından 1924″e kadar gelen antikalar ve objektifler eğitim ve toplum, kilise hayatının nesneleri bu ünitelerde yer almaktadır.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz