BAŞBAKAN Erdoğan’ın sözleri İstanbul’dan Atina’ya göçen Rumları mutlu etti. Atina’da yaşayan İstanbullu Rumlar, Erdoğan’ın açıklamalarını “Çok önemli adım” olarak değerlendirdiler. İçten özeleştiri Herkül Millas (Siyaset bilimcisi): Çok önemli bir adım. Temel özelliği, içten bir özeleştiri içermesi. Faşizan kelimesinin tartışılması bence tartışmayı ikincil bir alana kaydırma çabasıdır. Kullanılan kelime o kadar da önemli değildir. Önemli olan belli bir devlet politikasının eleştirilmiş olmasıdır. Bu tür bir söylemi duyan bir azınlık üyesi memleketi ile barışır. Evet Erdoğan’ın söylediği laf olabilir ama çok önemli bir laf. Hakkım teslim edildi Akis Elmacıoğlu (Yapımcı): Son derece olumlu ve cesur açıklamalar. Doğru istikamette yapılmıştır ve Türkiyeli olarak hakkımın teslim edildiğine inanıyorum. Ben doğduğum yeri seviyorum. Ayrıca bu açıklamaların Türkiye ile Yunanistan arasında kötü geçmişin aşılmasına da yardımcı olduğuna inanıyorum. Geçmişle yaşamamalıyız geleceğe bakmalıyız. Çok cesaretli Prodromos Kurukoğlu: Genel olarak hem siyaset, hem de mevcut ortam için olumlu ve cesur açıklamalar. Gerçeği söylemek önemlidir. Pek çok Türk arkadaşımdan, Erdoğan’dan çok önce aynı şeyleri duydum. Erdoğan bunları resmi olarak söyleme cesaretini gösterdi. Cesaret zaten Erdoğan’ın özelliği. İcraatta görelim Hrisula şeoktistu (İş kadını): Erdoğan çok olumlu şeyler söyledi. Umarım söyledikleri icraatta da görülür. Bir gerçeği kabul etmek, aynı zamanda İstanbul’da yaşayan Rumların hayatının iyileştirileceği anlamına gelir. Erdoğan haziranda Atina’ya gelecek. Bu açıklamalar ziyareti öncesi iyi bir ortamın oluşmasına da katkıda bulunuyor. Siyasi değilse önemli Pinelopi Çukatos (Politis Gazetesi’nin sahibi): İstanbullu değilim ama İstanbul’u yerlisiymişim gibi tanınıyorum. Politis, İstanbullu Rumların Atina’daki en popüler gazetesi. Erdoğan’ın söyledikleri iç siyasi malzeme konusu için söylenmemişse o zaman olumlu ve önemli bir adımdır. 6-7 EYLÜL’DEN SONRA 10 BİNLERCE RUM GÖÇ ETTİ Başbakan, ‘Etnik kültürleri ülkemizden kovduk’ sözleriyle, 6-7 Eylül olayları ile 1964’teki Kıbrıs olaylarından sonraki Rum göçünü kast ediyor. 6 Eylül 1955 günü saat 13.00’te, devlet radyosu Selanik’te Atatürk’ün doğduğu eve yapılan bombalı bir saldırı haberini duyurdu ve bu haber öğleden sonra İstanbul Ekspres gazetesinin iki ayrı baskısıyla yayıldı. İstanbul’da masum bir protesto gibi başlayan gösteriler, kısa süre içinde İstanbul ve İzmir’de gayrimüslimlere yönelik bir harekete dönüştü. Resmi rakamlara göre 2 gün süren olaylar, „3 ölü, 30 yaralı, 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 1 fabrika, 3.584’ü Rumlara ait olmak üzere, 5.538 ev ve dükkanın yerle bir edilmesiyle” sonuçlandı. Bu olayların ardından Türkiye’de yaşayan on binlerce Rum, doğup büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda kaldı. 1960’lı yıllarda Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki çatışmalar kızışınca, Türk hükümeti, 1930 anlaşmasıyla İstanbul’a geri dönen Yunan uyruklu Rumları misilleme amacıyla kullanma yoluna gitti. YUNAN UYRUKLU RUMLAR SINIR DIŞI 1964 yılında İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Anlaşması’nı tek taraflı olarak feshederek tüm Yunan uyruklu Rumları ülkeden sınır dışı etmeye başlayan hükümet, Rumların Türk bankalarındaki hesaplarını bloke etti ve gayrimenkullerine el koydu. Kentten sürülen Yunan uyruklu Rumların yanlarına sadece bir bavul ve 200 lira almalarına izin verildi. Sürgün edilen kişilerin içinde yaşı 70’in üzerinde olanlar, engelliler ve hastalar da vardı. 1964 yılının sonuna kadar Yunan uyruklu tüm Rumlar sınır dışı edildi. Ancak gidenler sadece Yunan uyruklular değildi. Evlilik, akrabalık ve iş ilişkisi yoluyla onlarla bağlantı halinde olan Türk uyruklu Rumlar da bu tarihten sonra İstanbul’u yavaş yavaş terk etmeye başladı. 3 BİN 6-7 Eylül öncesi Rum nüfusu 90 bin iken, 6-7 Eylül olaylarından sonra 50 bin’in altına düştü. 1964 Kıbrıs olaylarıyla da göç hızlandı 2005 yılı itibarıyla İstanbul’daki Rumların sayısı 2 bin, Türkiye’deki toplam Rum nüfusu ise 3 bin civarında.