Bulgaristan Türkleri, 28 yıl önce soykırım sürecini protesto etme esnasında şehit düşen 17 aylık Türkan bebeğin ve tüm şehitlerin anısına Kirkovo’nun (Kızılağaç) Mogilyane (Kayaloba) köyünde düzenlenen anma töreninde binlrce kişi bir araya geldi. Kırcaali bölgesi ve yurdun çeşitli yerlerinden gelen Türklerin yanı sıra, Türkiye ve yurtdışından da katılan çok sayıda Türk anma törenine katıldılar.
26-27 Aralık 1984 tarihleri arasında Kirkovo Belediyesi’nde Kayaloba, Yurtçular ve civar köylerden yaklaşık 10 bin Türk kadın, erkek ve çocuk, soykırımı protesto etmek amacıyla Mogilyane köyüne toplanır. Milisler, toplananları dağıtmak için müdahale edince halkın tepkisiyle karşılaşır. Bu sırada milislerin ateş açması sonucu üç kişi hayatını kaybeder. Hayatını kaybedenler arasında Kitna köyünden Musa Yakup ve Kayaloba köyünden Ayşe Hasan ile Türkan bebek de vardır. Köylülerin evlerine dönme esnasında yollarda bir katliam daha yaşanır ve sayısı bilinmeyen birçok Türk de buralarda vurulur. Zorluk çıkaran ve karşı gelenler ise Belene kampına sürgün edilir.
Anma töreni programı Hak ve Özgürlükler Hareketi /HÖH/ Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Mustafa Karadayı’nın kızı Aysel Karadayı’nın gitar eşliğinde Türkan Bebek adına bestelediği şarkıyı seslendirmesiyle başladı.
Eskiden Türk Tiyatrosu adıyla bilinen Kırcaali tiyatrosunun “Kadriye Latifova” Sahnesi oyuncuları, Türkan ve tüm şehitler anısına hazırlanan özel bir temsil sundular. Uygun müzik eşliğinde okunan Türkçe ve Bulgarca şiirler, yaşanan feci olayları ve dehşeti adeta canlandırdı ve herkesi çok duygulandırdı. Bu yıl da Türkan Bebek’e hasredilmiş şarkı dinleyenleri gözyaşlarına boğdu.
Temsilin sonunda anma törenine katılanlar Bulgaristan’ın milli marşı ve ardından da Avrupa Birliği’nin marşlarının çalınmasıyla saygı duruşunda bulundular.
Anma töreninde resmi konuklar arasında Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi İsmail Aramaz, T.C. Filibe Konsolos Vekili Ahmet Keloğlu, Batı Trakya’dan Avrupa Gazeteciler Derneği Yunanistan Temsilcisi Birlik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlhan Tahsin, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel Başkan Yardımcıları Lütfi Mestan ile Ruşen Riza, HÖH Gençlik Kolları’nın tüm yönetimi beraberinde olarak HÖH Gençlik Kolları Başkanı İlhan Küçük, HÖH Kırcaali İl Başkanı ve Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer, Bulgaristan Müslümanları Yüksek İslam Şura Başkanı Şabanali Ahmet, Kırcaali milletvekilleri Necmi Ali, Ünal Tasim, HÖH Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Mustafa Karadayı, Merkez Yürütme Kurulu üyeleri Ceyhan İbramov ve Arif Aguş, Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk, Bursa BAL-GÖÇ Başkan Yardımcısı Sadık Yılmaz ve beraberinde Günaydın İzmirli ve Veli Öztürk, Bursa Balkan ve Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Başkan Yardımcısı ve Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Zülfettin Hacıoğlu, Lüleburgaz BAL-GÖÇ Başkanı Nedim Dönmez ve Babaeski BULTÜRK Derneği Başkan Yardımcısı Seyit Aliş, Sarnıç BAL-GÖÇ Şube Başkanı Halim Garip, İzmir BAL-GÖÇ Başkan Yardımcısı Ayvaz Öztürk, Buca BAL-GÖÇ başkanı Hüseyin Paşaoğlu, HÖH Ege Bölgesi temsilcisi Mehmet Serbest, Bursa Killiler Derneği Başkanı Mümün Kaşmer, Siyasi Tutuklular Vakfı Başkanı Halil Rasim, Türkan’ın annesi Fatme Öztürk ve babaannesi Ayşe Mollahasan ve şehit Ayşe Hasan’ın oğlu Fikri Aliosman ve torunu Zekeriya Hasanoğlu hazır bulundular. Ayrıca Kırcaali, Smolyan, Haskovo illerinden Belediye başkanları, Meclis başkanları, ülke çapından siyasi mağdurlar, şehitlerin yakınları, Türkiye’ye göç eden vatandaşlar da anma törenine katıldılar.
Ev sahibi konumundaki Kirkovo Belediye Başkanı Sali Ramadan, törende yapmış olduğu konuşmasında, “26 Aralık 1984 tarihi yerel halkın etnik ve dini kimliğinin korunması adına verilen mücadeleyi yansıtıyor. O yüzden biz bugün sadece soykırım süreci kurbanlarını anmıyoruz, onlara ve tüm bu hakaretlere tanık olanlara karşı sonsuz şükranımızı da ifade ediyoruz. Bizler her yıl bu tarihte buraya toplanacağız, çünkü tarihte yapılan hatalardan ders alınması için bazı olaylar hiçbir zaman unutulmamalı. Çocuklarımıza babalarının yaşadığı acı olayları hatırlatıp hiçbir zaman tekrar edilmeyeceklerine kanaat getirmek istiyoruz. Çünkü arkamızda demokrasinin direği Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) duruyor” diye belirtti.
Zülfettin Hacıoğlu, Türkan bebeği anma törenine ilk defa katıldığını ve şehidin annesiyle tanışmaktan şeref duyduğunu ifade etti. 22 yaşında Bulgaristan’ı terk etmek zorunda kaldığı için aynı acıları paylaştığını dile getirdi. Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Turhan Gençoğlu’nun sevgi, saygı ve selamlarını iletti. Türkiye’de yaşayan milyonlarca Bulgaristan Türkü’nün buradaki Türkler ile birlikte olduğunu söyledi. Sayın Hacıoğlu, kendisinin Türkçe okumayı babasının Mevlid-i Şerif kitabından öğrendiğini kaydederek, kalabalığa “Çocuklarınızı, torunlarınızı, ne olusunuz Türkçe okutun!” diye çağrıda bulundu. Zülfettin Hacıoğlu, “Türkiye’de yaşayan Bulgaristan Türkleri, HÖH partisini tek yumruk olarak desteklemeye devam etmektedir. Aksini iddia edenler bireysel, halktan kopuk ve maceraperesttir. Sizler yeter ki bu birlik ve beraberliğinizi bozmayınız, bizler her zaman yanınızdayız” diye sözünü tamamladı.
Mehmet Serbest, selamlama konuşmasında, “1984-1985 yıllarında Bulgaristan’da totaliter rejimin uygulamış olduğu yanlış bir siyaset sonucunda Bulgaristan Türkleri üzerinde kanlı bir tarih yazıldı. Şair olan Mehmet Serbest, bu acı olayları bizzat yaşadığını ve Bulgaristan Türkü’nün dramı üzere gözlerinden dökülen yaş ile yazdığı çok duygulu bir şiirini okudu.
Bursa Killiler Derneği’ni temsilen konuşan Perihan Yakupoğlu, “Biz Killiler Türkan Çeşmesi’ni şehitlerimizin soykırıma yanaşmış komünist zihniyetin karşısında boyun eğmedikleri, göğüslerini siper ederek, kanlarıyla süsledikleri Söğütlü çayının kenarında bir demokrasi destanının anıtı olarak görüyoruz. Türkan Çeşme, bizler, Müslümanlar ve Türklerin tarihi boyunca aldığımız en değerli şehadetnamesidi” dedi. Sayın Yakupoğlu da şehit Türkan’ı ifade eden bir şiir okudu.
Bursa Bal-GÖÇ Başkan Yardımcısı Veli Öztürk, “Burada kalan hemşirelerimizin omuzlarında büyük bir yük olduğunu biliyoruz. Bu yükün taşınmasında bazı çelişkiler, çıkar kavgaları olabilir. Bizim BAL-GÖÇ olarak sizlere desteğimiz sonsuz. HÖH öncülüğünde başkasına fırsat vermeden dim dik yolumuzda yürümek mecburiyetindeyiz” diye mesaj verdi.
İlhan Küçük, “Burada bulunmak çok ayrı bir durum. Çünkü bu meydanda 28 yıl önce Bulgaristan’da demokrasinin standartları belirlenmiştir, bu bölgelerde temel hak ve özgürlükler uğruna mücadeleye başlanmıştır. Bu hak ve özgürlükler hakları ise bugün demokratik Bulgaristan’da tehlike içindedir. Bunun için bizler HÖH Gençlik Kolları partisi olarak 28 yıl önce büyüklerimizin verdiği bu mücadeleyi devam ettirmek zorundayız” diye konuştu.
Cebel’in Ustra (Deveciler) köyünden göç eden Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk, “İnsanlıkta yeri olmayan ancak insanlıktan nasibini almamış insanların yapacağı işlerdir. 17 aylık bir bebek, bir ilham kaynağı oluyor, sizin geleceğinizle ilgili bir ışık oluyor, yolunuzu aydınlatıyor, bir kahraman oluyor, bir kahramanlık destanı yazıyor. Bunu nerde görürsünüz. İşte, bizi millet yapan bu duygulardır” diye kaydetti. Sayın Öztürk, “Bulgaristan’ın veya Dünyanın neresinde olursa olsun, bizim bir soydaşımıza, bir Müslüman kardeşimize yapılan bir hareket bize yapılmıştır demektir. Biz her zaman yanınızdayız” diye vurguladı.
Büyükelçi İsmail Aramaz: “Çocuklarınız mutlaka okulda Türkçe okumaları gerekiyor.”
Büyükelçi İsmail Aramaz, Türkan bebeğin annesiyle tanışma şerefi kazandığını ifade ederek, geçen yıl Ankara Gazi Üniversitesi’nde Türkan için yapılan anma törenine katıldığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Bulgar Masası’nda görevli olarak 1989 yılında soydaşların Kapıkule’ye yığıldığında karşı tarafta karşılama ekibinde bulunduğunu dile getirdi.
Büyükelçi, “21.yüzyıla baktığımızda buradaki soydaşlarımızın eşit vatandaş olduklarına inanıyoruz. Mademki Bulgaristan bir AB üyesi bütün soydaşlarımız da birer AB vatandaşıdır ve dolayısıyla tüm hakları harfiyen yerine getirilebilinmesi gerekir. Bunların arasında az önce de değinildi, Türkçe dil derslerini ben ayrı bir yere koyuyorum. Bir kardeşiniz olarak, şunu söylüyorum, Çocuklarınız mutlaka okulda Türkçe okumaları gerekiyor.” Büyükelçi, aynı şekilde Bulgarcanın da iyi öğrenilmesini tavsiye etti. İsmail Aramaz, Türkiye’nin Bulgaristan’la iyi ilişkiler içerisinde olmak için gayret sarf ettiğini ve bunun sebebinin sadece komşuluk ve dostluk olmadığını, buradaki soydaşların da daha rahat yaşamalarını sağlamak olduğunu belirtti. Büyükelçi, 2013 yılında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi ziyaret edebileceğini duyurdu.
Milletvekilleri Ünal Tasim ve Necmi Ali konuşmalarında GERB hükümetinin başarısız politikalarına değindiler ve tüm siyasi partilerden temsilcileri olan uzman kişilerden oluşan bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu dile getirdiler. Necmi Ali, GERB’in Türkiye ile sürdürdüğü ilişkilerinde samimi olmadığını belirtti. Kasim Dal’ın GERB’in koltuk değneği olduğunu ve onun partisine oy verenin Boyko Borisov’un partisini desteklediği anlamına geldiğini ileri sürdü.
Anma töreninde Ruşen Riza, dün akşam Momçilgrad (Mestanlı) kentinde ülke çapından siyasi tutuklularla bir araya geldiklerini açıkladı. Sayın Riza da zamanında Türkçe okuma fırsatı olmadığını, fakat çocuklarımızın Türkçe okuması için elden gelenin yapılması gerektiğini vurguladı. 1999 yılında, ayrıca bu yıl da Türkçenin zorunlu olarak okutulması için kanun değişikliği yapılması girişiminin başarısız olduğunu hatırlattı. Ruşen Riza yine de seçmeli ders olarak okunma imkanı olduğunun altını çizdi. Zorunlu ders olması için HÖH partisinin her şeyi yapacağını ve bir gün bunun gerçekleşeceğini kaydetti.
Ruşen Riza, Boyko Borisov’un Kasim Dal’ı kullanarak, HÖH partisini bölmeye ve Türklerin birliğini bozmaya çalıştığını ileri sürdü.
Lütfi Mestan: “TÜRKÇE KONUŞTUM DİYE YARIN 5.000 LEVA CEZA ALACAĞIM AMA HELAL OLSUN SİZE”
Lütfi Mestan da ceza alacağını bildiği halde anma töreninde Türkçe konuştu. Sayın Mestan, “Ey, 23 yıl karşılıksız vatana, demokrasiye hoşgörü gösteren kıymetli milletimiz” diye hitap ederek acı olaylardan doğan gözyaşların bile dışarı değil de kalbimize aktığını ifade etti. Bulgaristan’da iktidara boyun büken Türklere karşı hoşgörü olduğunu, fakat eşit haklarını arayan vatandaşlara hoşgörülü davranılmadığını ileri sürdü. Lütfi Mestan bu hususta birçok örnekler verirken ezan okunduğu için sözünü keserek binlerce Müslüman’ın mesken ettiği Gotse Delçev kentinde yapılacak cami için GERB partisinin referandum istediğini paylaştı.
Lütfi Mestan, ülkede gizli asimilasyon siyaseti yapıldığını ve bunun açıkça görülen asimilasyon politikasından daha tehlikeli olduğunu vurguladı. Gizli asimilasyon politikasının kanunların, referandumların arkasına gizlenerek yürütüldüğünü kaydetti. Metan, “bugün burada sizlere Türkçe konuştuğum için yarın 5.000 Leva ceza alacağım ama size helal olsun” dedi.
Anma töreni Şabanali Ahmet’in tüm şehitlerin ruhu için dua etmesinden sonra, Türkan Çeşme anıtına çelenk ve çiçek koyulmasıyla sona erdi.
Kırcaali Haber’in katkılarıyla.
Video İzle:http://www.dailymotion.com/video/xw8fzu_bulgaristan-kayaloba-da-turkan-cesme-2012_news#.UNwYGeTZZU0