“Dikkat!!! Uzun vadeli hedef belli, Batı Trakya’da devlet okullarına giden Azınlık çocuklarına İslam Dini’ni Yunanca kitaplarla öğretecekler.”
Yunanistan’da Yaşam Boyu Eğitim proğramları kapsamında ilahiyatçılar ve din öğreticilerinin eğitim proğramının sona ermesi dolayısıyla 10-11 Ekim 2015 tarihlerinde Kavala’da uluslararası bilimsel bir konferans düzenlendi. Konferansta bir kez açıkça ortaya çıktı ki, Batı Trakya’da devlet olkullarına giden Azınlık çocuklarının dinlerini Yunanca olarak hazırlanan ve çok yakın zamanda dağıtılacak olan din dersi kitaplarından öğrenmeleri hedefleniyor. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in de Yunanca olarak basılmasının çalışmalarının devam ettiği belirtiliyor.
Selanik Aristotelio Üniversitesi’nin, İlahiyat Fakultesi İlahiyat Bölümü Araştırmalar Heyeti ve Avrupa Sosyal Fonu ile Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Dinişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla desteklenen proğramın sona ermesi nedeniyle 10-11 Ekim 2015 tarihlerinde Kavala’da düzenlenen uluslararası bilimsel konferansa yaklaşık 150 kişi katıldı.
Kavala’da MOHA Research Center ev sahipliğinde düzenlenen konferansta proğramın uygulanması neticesinde elde edilen bulgular, dinlerarası eğitim becerilerini geliştirmek için kullanılan kültürlerarası din eğitimi ele alındı.
Konferansa, “240 İmam Yasası” kapsamında Yunan devleti tarafından kısa dönem sözleşmeli memur olarak işe alınan görevlendirilen İlahiyatçılar, Din Öğreticileri, Selanik özel Pedagoji Akademisi (SÖPA) mezunu öğretmenlerinden Yunan devlet okullarında yaklaşık 2 yıldan beri çalışanlar katıldı.
Proğramın sorumlusu Selanik Aristotelio Üniversitesi İlahiyat Bölümü’nden Aggeliki Ziaka seminerde yaptığı sunumunda, devlet okullarında İslam’ın okutulması için Yunanca ders kitaplarının hazır olduğunu ve en kısa zamanda dağıtılacağını dile getirdi.
Konferansın ilk günkü oturumunda söz alan Gümülcineli İlahiyat Bölümü öğretim görevlisi Marios Kukunaras-Liagis ve İlahiyat öğretim görevlisi Dr. Aggelos Vallianatos, din bilgisinin genel yaşam tutumuna değişiklikler getirdiğini ve Trakya için özel tasarlanmış bir dini müfredat proğramına ihtiyaç olduğunu dile getirdiler.
Sırasıyla söz alan öğretim görevlileri Anna Kolçiu ve Dimitrios Nikitas, proğramın bir diğer parçasını oluşturan dini terimlerin Yunanca olarak kullanılması konusunu ele alarak, din öğreticilerinin ve akabinde de öğrencilerin dini terimleri din derslerinde Yunanca olarak kullanabilmeleri açısından elektronik ortamda dini terimler sözlüğü hazırlanmasını önerdiler.
Konferansta söz alan Gümülcine’den iki ilahiyatçı Çihat Halil ve Yaşar Damatoğlu, proğramın Batı Trakya’da devlet okullarında uygulanmasında ilk iki yılın sonuçlarının değerlendirmesini yaptılar ve bu alanda İlahiyatçı ve Din Öğreticilerinin yeterli sayıda var olduğunu dile getirdiler.
Konuşmacı Çihat Halil, uygulanan proğram kapsamındaki eğitimlerde kurslara katılanların ilk başlarda uygulamaya şüpheyle yaklaştıkları, ancak zaman içerisinde bunun giderildiğini dile getirdi.
Diğer konuşmacı Damatoğlu da, var olan sorunlara rağmen uygulanan proğramın doğru yolda devam ettiğini, insanların giderek dinden uzaklaştığını, bunun başlıca sebeplerinden birinin de “yüzeysel din” uygulamasıyla başkalarıyla sorunları ortaya çıkardığını dile getirdi.
Bir diğer konuşmacı öğretim görevlisi Hristos Çironis ise yaptığı sunumunda, kültürlerarası eğitim ile ilgili on yıllık stratejik modelin oluşturulması ve ara değerlendirmelerle uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Son olarakta öğretim görevlisi Vasiliki Mitropulu, devamlı eğitimlere ihtiyaç olduğunu ve bu eğitimlerin din çizgilerinin birleştirici ve asla ayırımcı olmadığınını dile getirdi.
Proğramın sorumlusu Selanik Aristotelio Üniversitesi İlahiyat Bölümü’nden Aggeliki Ziaka en son konuşmacı olarak yaptığı değerlendirmede, 2014 yılının Eylül ayından 2015 yılının Eylül ayına kadar tamamlanan proğramın muhasebesini yaparak, 460 saatlik eğitimde toplamda 150 kursiyer arasında, 66 ilahiyatçı, 84 Din Öğreticisi’nin 21 eğitmen tarafından eğitildiğini dile getirdi. Aggeliki Ziaka, Batı Trakya bölgesinde Müslümanlar ve hristiyanların 5 asırdan beri birlikte yaşadıklarını, ancak Müslümanların genel anlamda herhangi bir anlayış ve bilgisi olmadan, Ortodoksluk ve Hristiyan dini ile ilgili pek fazla bilgilerinin olmadığını, aksine Hristiyanların hoşgörü içerisinde İslam hakkında daha fazla bilgilerinin olduğunu söyledi.
Son olarak proğramı izleyenlere sertifikaları verildi ve bundan böyle proğramın devam etmesi ve değerli çalışmaların yapması temenni edildi.
Konferansa Güney Danimarka’dan Tüm Jensen, Amerika’dan heidi Hadsell, Londra’dan farid Panjawani, Bulgaristan’dan Simeon Evstatiev katılarak birer sunum yaptılar.