Alman Der Spiegel dergisi, Yunanistan’ın Türkiye sınırı yakınlarındaki Demirören (Sidiro) köyünde 167 cesedin gömülü olduğu bir toplu mezar bulunduğunu öne sürdü. Der Spiegel dergisinin haberinde, cesetlerin Meriç Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulan veya güvenlik güçlerince öldürülen göçmenlere ait olduğunun tahmin edildiği belirtiliyor. Almanya’nın önde gelen TV kanallarından RTL’de de yayımlanan görüntülerde, toplu mezarın bir futbol sahasının yarısı büyüklüğünde olduğu ifade ediliyor.
Der Spiegel’in yapmış olduğu haberin devamında, şöyle deniliyor:
“150 nüfuslu Sidiro köyünün muhtarı Mehmet Saremet, toplu mezardaki cesetlerin büyük bölümünü Dedeağaç (Alexandroupolis) kentindeki hastaneden alarak toplu mezara getirdiğini söyledi. “Göçmenlerin Afganistan, Somali, Irak ve Cezayir gibi ülkelerden geldiklerini tahmin ediyoruz, ancak kimliklerini tespit etmek için yapabileceğimiz bir şey maalesef yok. Burada yatan insanlar daha iyi bir hayata kavuşmak için her şeylerini insan kaçakçılarına verdi. Ancak sonları ölüm oldu. Bu utanç verici bir gerçek” dedi. Saramet, cesetlerin büyük bölümünü Alexandroupolis kentindeki hastaneden alarak toplu mezara getirdiğini söyledi.”
“TOPLU MEZAR YOK”
Birlik gazetesi olarak bu haberin ardından 25 Ocak 2013 tarihinde Demirören’e giderek yaptığımız araştırmada, Der Spiegel’in haberiyle gördüğümüz manzara karşısında uzaktan yakından bir doğruluk payı olmadığını bizzat yerinde gördük. Demirören köyüne yaklaşık 2 km mesafede bir tepenin üzerinde bulunan mezarlıkta, sınırı geçerken herhangi bir şekilde hayatlarını kaybeden kaçak mültecilerin her birinin tek tek mezarlara gömüldüğünü tespit ettik ve sizlerinde gördüğü gibi fotograflarıyla belgeledik.
Yaklaşık 15-20 dünümlük ormanlık bir alana yapılan mezarlığın etrafı tel örgü ile çevrili ve bir de demir kapısı var. Mezarlık içerisinde bulunan mezarların sıralı bir şekilde olduğu açıkça görülmektedir. Dolayısıyla Der Spiegel’in vermiş olduğu haber ve Türkiye’de bazı gazetelerde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığı açıkça görülmektedir.
Konu ile ilgili Meriç (Evros) genel Sekreter Yardımcısı İoannis Papaioannou, yerel Yunan basınına konu ile ilgili yapmış olduğu değerlendirmede çıkan haberleri yalanladı. Papaioannou, Evros Nehri yakınlarında zaman zaman tespit edilen cesetlerin toplanarak Dimetoka veya Dedeağaç hastanelerine sevkedildiğini, Bölge Genel Sekreterliği’nin denetimi ve sorumluluğunda bir cenaze şirketi ile anlaşıldıktan sonra cenazelerin sözkonusu hastanelerin morgundan alınarak Dimetoka tayinli Müftülüğü’ne ait olan Demirören’deki Müslüman mezarlığına defin işlemlerinin yapıldığını belirtti.
Flüchtlingsdramen: Massengrab des europäischen Traums
Aus Sidero berichtet Peter Hell
Sie leben auf Abruf: Klingelt das Handy, dann geht es weiter Richtung Griechenland. In der “Somali-Street” in Istanbul warten Zehntausende Flüchtlinge darauf, endlich nach Europa aufzubrechen – ein Weg, der für viele in den Fluten des Grenzflusses endet. SPIEGEL TV hat sie begleitet.
Die letzte Lieferung, die Mehmet Saramet aus dem Krankenhaus von Alexandroupolis abholt, ist in weiße Leinentücher verpackt. An diesem Tag sind es sieben Körper, die er in seinen Kleintransporter stapelt. Die Namen der Toten kennt er nicht, auch nicht ihre Herkunft oder die genauen Umstände ihres Todes. Was er jedoch kennt, ist dieser unerträgliche Leichengeruch, den er niemals vergessen wird.
Mehmet Saramet, 33, ist ein junger Imam aus dem griechischen Dorf Sidero. Die 150-Seelen-Gemeinde liegt auf einer grünen Anhöhe, dreißig Kilometer südlich der bulgarischen Grenze. Die Bewohner gehören zur muslimischen Minderheit in dieser Region, die Dorfmitte ziert eine Moschee.
Sidero hat sich als Gemeinde bereiterklärt, eine letzte Ruhestätte für jene zur Verfügung zu stellen, deren Leben auf der Flucht in den Fluten der Maritza ein Ende findet. Denn der Grenzfluss trennt die Türkei von Griechenland.
In Sidero liegen 167 Flüchtlinge aus der Dritten Welt in einem Massengrab. Die meisten von ihnen hat Mehmet Saramet aus der Pathologie des Krankenhauses in Alexandroupolis abgeholt und nach Sidero gefahren.
Das Massengrab ist etwa halb so groß wie ein Fußballfeld und liegt auf einem Hügel in Sichtweite des Dorfes. Ein drei Meter hoher Gitterzaun soll die Ruhestätte vor allzu neugierigen Besuchern schützen. Der Boden ist lehmig, die Gräber hastig aufgeschüttet. “Mehr können wir nicht machen”, sagt Mehmet Saramet. “Wir wissen ja noch nicht einmal die Namen der Toten, die wir hier beerdigen müssen.”
Andächtig steht der Imam vor der Gräberreihe. Er gibt sich Mühe, seine Wut zu unterdrücken. “Sehen Sie, wir haben lediglich Holzpfähle aufstellen können, um die Gräber zu markieren. Die Menschen, die hier liegen, verkaufen ihr Hab und Gut. Sie geben alles den Menschenhändlern, in der Hoffnung, in Europa ein besseres Leben führen zu können. Und dann landen sie hier. Es ist beschämend.”
Der Exodus der Flüchtlinge aus der Dritten Welt – hier in Griechenland bekommt er ein Gesicht.
Mehr dazu in “SPIEGEL TV”: Sonntag, 22.45 Uhr, RTL
Mitarbeit: Ferry Batzoglou
