Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği öyle bir konferans düzenledi ki, uzmanından dinledik desek yalan olmaz. Çünkü gerçek anlamda anaokul eğitimini konu alan gösterimli sunum herkesin anlayacağı bir şekilde çok değerli bir öğretmen tarafından anlatıldı. Konferansa katılanlar belki de ilk defa sunumdan sıkılmadılar ve salonu her zaman olduğu gibi birer birer terk etmediler. Hepimiz biliyoruz ki biz Batı Trakya Türkleri bu tür etkinliklerden sıkılır ve çaktırmadan salonu terk etme telaşı içine gireriz. Ancak bu defasında bu yaşanmadı. Bu da gösteriyor ki azınlık insanının anlayacağı dilden sunulan konferanslar yer buluyor. Kelami Dedezade’nin görsel malzemesiyle sunduğu gerçek araştırma verileri öyle güzel anlatıldı ki herkesin aklında yer bırakmış. Zihinlerde kalan örnek eğitimin bir bisikletin tekerleklerine benzetilmesi ve örnek verilmesi büyük beğeni topladı. Çift dilli eğitimin eşit şartlarda verildiği takdirde, bisikletin tekerlekleri aynı büyüklükte oluyor ve aldığı yol da eşit oluyor. Ancak tek taraflı olarak tekerleğin biri büyük, biri de küçük olması durumunda ise eğitimin eşit şartlarda gelişmesi sözkonusu dahi olamaz. ışte verilen bu basit örnekten de bu ortaya çıkmış oluyor. Kelami Dedezade gibi deneyimli ve değerli öğretmenlerin araştırmalarıyla ortaya çıkan gerçek verilerin çocuklarımızın eğitilmesinde kullanıldığı takdirde, hem toplumlar hem de ülkeler kazançlı olacaktır şüphesiz. Ancak öte yandan bu çok değerli sunumların da uygulanması gerekmektedir. Sayın Dedezade’nin de söylediği gibi, “iki dilli eğitimden kaçınmayın, çocuklarınızı ana dilinden hariç çocuklara yabancı başka bir dille eğitmeyin, yormayın, zorlamayın, çocuklarınızı Türk okullarından alarak Yunan okullarına vermeyin çünkü başarılı olamayacaklardır. Bu veriler yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Tabii ki yaşadığınız ülkenin dilini çok iyi derecede bilmelisiniz, bundan asla korkmayın, ancak ilk önce anadili ve sonra yabancı dillerin geldiğini ve çocuklara öğretilmesi gerektiğini de asla unutmayınız. Anladığım kadarıyla sizlerin eğitim alanında ciddi sorunlarınız var ve biliyorum, buraya gelmezden önce evde biraz dersimi çalıştım ve buraya geldikten sonra da yapmış olduğum bazı temaslarda bunu gördüm. Eğitim sizlerin doğal birer hakkınızdır, bu anlaşmalarla da garanti altına alınmıştır. Bu gün sizlerle birlikte burada bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk içindeyim. Her zaman sizlere yardımcı olmaya hazırım yeter ki istenilsin. Biz öğretmenler eğitim için varız. Nerede olursak olalım amacımız çocuklara düzenli bir eğitim verilmesidir. Düzenli eğitim de düzenli bir eğitim sisteminden geçer.” Dedi. “Azınlık Eğitimi ve ıki Dilde Eğitim” konulu konferansa Batı Trakya Türkleri’nin ilgisi yoğundu. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği tarafından düzenlenen “Azınlık Eğitimi ve ıki Dilde Eğitim” konulu konferans 2 Aralık Çarşamba günü Gümülcine’deki Chris & Eve otelinde gerçekleşti. Konferansa Londra’da yaşayan eğitim uzmanı ve Londra Türk Radyosu kurucularından Kelami Dedezade ve Batı Trakya’dan doktora öğrencisi Sebahattin Abdurrahman konuşmacı olarak katıldı. Başarılı Konferansı yaklaşık 300 kişi izledi. Konuşmacılar bilgi birikimlerini değerlendirerek katılımcılara mükemmel bir şekilde aktardılar. Konferansın açılış konuşmasını B.T.A.Y.T.Derneği başkanı Avukat Ahmet Kara yaptı. Sırasıyla kürsüye gelen Sebahattin Abdurrahman konulara hakim bir şekilde mükemmel bir sunumda şu hususlara dikkat çekti. ABDURRAHMAN “NEDEN AZINLIK EğıTıMı” SORUSUNA YANIT ARADI. Yunan anayasasının 16. maddesinin eğitimin dini ve milli kimliğin geliştirilmesine yönelik olduğunu ifade eden Abdurrahman “Birkaç sene önce ilkokul tarih kitabında bazı değişiklikler yapılınca kiyamet koptu. Hatta o zaman milli eğitim bakanı olan kişi sonraki seçimde milletvekili bile seçilemedi. ışte eğitim böyle önemli bir şey.” dedi. Azınlık ve çoğunluk eğitiminin birbiriyle uyuşturma görevinin devletin görevi olduğuna işaret eden Abdurrahman, “Türkçe dersine ihtiyacınız yok nasıl olsa evde, sokakta konuşuyorsunuz” anlayışının yanlış olduğunu söyledi. Sebahattin Abdurrahman “Her kesimin eğitimden beklentisi farklıdır. Azınlık ailesinin farklıdır. Azınlık kendi kültürünü benimseyerek yaşadığı ülkenin dilini öğrenerek o ülkeye entegre olmak ister. Asimile değil. entegrasyon kavramına çok dikkat etmek lazımdır. Asimilasyonla, entegrasyon arasındaki denge unsuru dildir. Çocuk mutlaka eğitime kendi dilinde başlamalıdır. Kültürü yaratacak olan dildir. Çocuk dile hakim olmazsa o kişiliğin gelişmesi zordur ve sakıncalıdır.” Dedi. Abdurrahman dil eğitiminin ancak eğitim kurumlarında olabileceğini söyledi. ABDURRAHMAN: “ENTEGRASYONU SAğLARKEN ÇOCUK KENDı KıMLığıNı KORUYAMAZSA BU ASıMıLASYONA GıRER.” Abdurrahman, Lozan antlaşmasına “demode” diyen çevrelerin, daha sonra imzalanan anlaşma ve sözleşmelerin Lozan antlaşmasının söylediklerini söylediğinin unutulduğunu kaydeden Abdurrahman, öğretmen kalitesi konusunda çocuğun eşit fırsata sahip olması gerektiğini anlattı. Yaşanılan ülke dilini es geçerek sadece kendi kimliğini geliştirme gibi bir yaklaşımın da doğru olmadığını dile getiren Abdurrahman, “Entegrasyonu sağlarken çocuk kendi kimliğini koruyamazsa bu asimilasyona girer.” dedi. KELAMı DEDEZADE: “EVSAHıBı ÜLKENıN DıLıNı ÖğREN BAşARILI OL” ANLAYIşI YANLIş.” Çocuk eğitiminde anadilin son derece önemli olduğunu söyleyen Dedezade, “Evsahibi ülkenin dilini öğren başarılı ol” anlayışının yanlış olduğunu onun yerine anadille birlikte evsahibi ülke dilinin öğretilmesinin daha doğru olduğu ifade etti. Günlük konuşma dilinin buzdağının su üzerindeki kısmına benzeten Dedezade, dil becerisinin geliştirilmesi halinde dilin buzdağının alt kısmı kadar büyüyebileceğini anlattı. Dedezade, anaokulu çocuğunun dil becerisinin geliştirilmemesi halinde o düzeyde kalacağını ve ileride başka dilde eğitim alırken büyük zorluklarla karşılaşacağını, dilin akademik dil düzeyine ulaşması sürecinin 7 – 10 yıl devam edebileceğini belirtti. Dedezade konuşmasında şu önemli konulara vurgu yaptı. “Anadilinizi öğrenmeniz temel haktır. Sizin azınlık eğitiminiz temel haktır. Anadilini öğrenmeyen bir süre sonra kültüründen olur. anadilde elde edilen birçok beceri ikinci dile de transfer olur. ıyi gelişmiş bir anadil bizim için çok faydalıdır. Kendi okullarınızda kendi anadilinizi ve anadili eğitimini geliştirirseniz en doğruyu yapmış olursunuz. Anadilde Türkçe’yi geliştirip akademik düzeye taşımak bizim için çok önemlidir. Akademik Türkçe’yi bilmeyen, akademik düzeyde Yunanca’yı anlayamaz. ıki dilli eğitim sisteminden kaçınmayın.” diye konuştu. Türkçe’yi kullanmanın bir hak olduğunu vurgulayan Dedezade, Londra’da ve Avrupa’nın bazı yerlerinde Türkçe’ye konuşma yasağı getirildiğini ancak bu uygulamanın başarılı olmadığını ifade etti. Konuşmalardan sonra koferansa katılan konuşmacılar izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Dr. Hasan Ahmet sorduğu soruyu güzel bir şiirle süsledi ve salonda bulunanları düşündürdü. Bazı azınlık çocuklarının anaokulu ve ilkokul eğitimlerini sadece Yunanca eğitim verilen devlet okullarında aldıklarını bunun nasıl sonuçlar doğuracağına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Dedezade, toplumlar açısından bunun bir asimilasyonun başlangıcı olacağını ve kültürlerinin de yok olmasıyla toplumun çok çabuk yok olabileceğini söyledi. Dolayısıyla da bunun doğru bir seçim olmadığını söyledi. Yapılan Konferansa Başkonsolos Mustafa Sarnıç, Muavin Konsoloslar Özkan Duman, Fatih Akarca, Vali Yardımcıları, Müftü ıbrahim şerif, SÖPA Derneği başkanı Mehmet Derdiman, Kozlukebir belediye başkanı Halit Mehmet, ve çok sayıda genç bayan eğitimci katıldı. Celal Bayar Lisesi müdürü Tunalp başta olmak üzere, B.T.T.Ö.Birliği başkanı Sami Toraman ve SÖPA Derneği öğretmenlerinin katılmaması her zaman olduğu gibi dikkatlerden kaçmadı. Dedezade Batı Trakya’da bulunduğu iki gün içerisinde bazı azınlık Kurum ve kuruluşlarını ziyaret etti. T.C.Gümülcine Başkonsolosluğu’ndan ziyaretlerine başlayan Dedezade sırasıyla B.T.A.Y.T.Dernegi, G.T.G.B, B.T.T.Ö.B, SÖPA Derneği, B.A.K.E.ş, Gündem Gazetesi, Birlik Gazetesini ziyaret etti. KELÂMı DEDEZADE Lefkoşa, Kıbrıs’ta doğan Kelâmi Dedezade ilk okulu bitirdikten sonra Londra’da eğitimine devam eder ve Londra Üniversitesine bağlı Roehampton Institute’tan Fizik öğretmeni olarak mezun olur. 1976 yılında itibaren Fen öğretmeni olarak görev yapar. 1984 yılında Haringey Eğitim ıdaresine eğitim danışmanı ve müfettişi olarak göreve başlar. Türkçe’nin Haringey bölge okullarında ders programlarına alınmasında büyük emeği geçen Kelâmi Dedezade bölgede bulunan 6 okulda Türkçe derslerinin başlamasını sağlar. 1993 yılında Etnik azınlıkların eğitimdeki başarısızlıkları ve özellikle iki dilde eğitim konusunda, 1993 yılında, Londra Metropolitan Üniversitesinde Master eğitimini tamamlar. Eğitim ve özellikle Londra’da yaşayan Türk çocuklarının eğitimi konusunda birçok ülke içi ve dışı konferanslarda konuşmacı olarak katılan Kelâmi Bey evli olup Esat ve Alpay adında iki oğlu bulunmaktadır. Eşi Füsun ise Middlesex Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 1990 yılında kurulan Londra Türk Radyosu kurucularından biri olan Kelâmi Bey halen bu kurumun Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmektedir. SEBAHATTıN ABDURRAHMAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde Lisansini, Londra Üniversitesine bağlı Birkbeck College’te ‘Uluslararası ve Avrupa Çalışmaları’ sertifika programını, Londra Universitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu (SOAS) Hukuk ve Sosyal Bılimler Fakültesinde Yüksek Lisansını tamamladı. Ayni universitede ‘Uluslararası Hukukta Azınlıkların Eğitim Hakları’ konulu doktora çalısmasını sürdürmektedir. Başta Birlesmis Milletler Azınlık Çalışma Grubunun 2005 yılındaki Cenevre toplantısına, 2007, 2008 ve 2009 Avrupa Güvenlik ve ışbirliği Teşkilatı Varşova Insani Boyut toplantısına, 2000 Londra, 2006 Istanbulda gerçekleşen Uluslararası Batı Trakya Türkleri Kurultaylarina katılarak azınlık hakları üzerine sunumlar yaptı. Batı Trakya Türk Azınlığı 1. Eğitim şurasında da konusmaci olarak bulunmustur. 2000 yılında ıngiltere Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneğin’de Genel Sekreter olarak basladığı Dernek çalışmalarına 2004 ila 2008 yilina arasinda baskanlik goreviyle devam etti. Halen ayni dernegin Yonetim Kurulu uyeligini surdurmektadir. . Zaman zaman Batı Trakya’da yayınlanan yerel gazetelerde insan hakları ile ilgili yazıları yayınlanmaktadır.