ÇETİN MANDACI: „HÜKÜMETİN HER KONUDA AYNI ŞEKİLDE UYGULADIĞI SİYASET, TUTUCU, OTORİTER VE ÇIKMAZA GİDEN SİYASETTİR.”

PASOK Partisi İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı, hükümetin son günlerde sürekli gündemde tuttuğu din eğitimcileri ataması konusundaki almış olduğu karar hakkında, Yeni Demokrasi Partisi hükumetinin yaklaşımıyla ilgili olarak suskunluğunu bozdu ve bu olayı adeta protesto edercesine bir yazılı açıklama yaptı. Milletvekili Çetin Mandacı yazılı olarak basına gönderdiği açıklamada şunları açıkça ifade ediyor. Hükümet ve hemşerimiz Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanı, çıkmaza giden tehlikeli politikaları ile azınlığı kışkırtmaya devam etmektedirler. PASOK partisinin Meclis’te şiddetle kınadığı ve bütün partiler tarafından red oyu alan, 3536 sayılı kışkırtıcı Yasa ile, Yeni Demokrasi hükümeti, bir kez daha, dini özgürlüklere hakaret ediyor ve azınlığın din görevlilerini zorla azınlığa dayatmaya çalışarak, ata yadigârı gelenek ve görenekleri resmen ?‘çöp kutusuna’ atıyor. Hükümet, ilerici ve çağdaş bir Avrupa azınlık politikası uygulayıp, içler acısı – kanayan azınlık eğitimi ve hiç değişmeyen azınlığın dini liderlerini seçme talebi gibi var olan sorunları iyileştirmek yerine, imamların beş kişilik hristiyan heyet tarafından seçilmesini ve bunların belirli-süre- sözleşmesi ile işe alınmalarını öngören acayip, kanserojen bir Yasayla ?‘yeni yaralar açmaktadır’. Neden Sayın Bakan, ata yadigârı bir alışkanlığın, yani köylerde ve değişik yerleşim bölgelerinde halkın kendi imamlarını seçmesi ve bunun maddiyatını üstlenmesi alışkanlığının, değişmesi için bu kadar ?‘inat’ ediyorsunuz? Ne zaman azınlık, kendi din görevlilerinin devlet hazinesinden ödenmesini talep etti Neden bu maksatlarınızı dialoga sunma girişiminde bulunmadınız Yoksa gerçek maksatlarınızın ortaya çıkmasından mı korktunuz Nasıl olur da, tamamı Hristiyanlardan oluşan bir heyet, ?‘bu konu hakkında’, bildiride öngörüldüğü gibi, bilir kişi rolünde olur Neden din eğitimcileri belirli-süre-sözleşmesi ile işe alınıyorlar Fakat maskeler zaten düşmüş durumda. Entrikalar bir bir ortaya çıkıyor. Panik içindeki hükümet ve Bakan maksatlarını ortaya koymaktan çekinmiyorlar: bir yandan son seçimlerde yapmış olduğu tercihten dolayı azınlığı cezalandırmak isterken, aynı anda da, seçim öncesi dönemde bir iş sözleşmesi ile tehdit edilebilecek bir siyasi ordu oluşumunu düzenleyerek gelecek seçimler için ortamı hazırlıyorlar. Bu siyaset, hükümetin her konuda aynı şekilde uyguladığı, tutucu, otoriter ve çıkmaza giden siyasettir. İnsanların vicdanlarına, toplumsal hassasiyetlere ve dini özgürlüklere saygı duymayan bir siyaset. Hükümet ve Eğitim Bakanı sadece azınlığa karşı mahçup duruma düşmüş değil, aynı zamanda bu ülkenin ilerici her vatandaşına karşı da mahçup durumda, hatta artık onların vicdanları karşısında da mahkûm durumdadırlar. Çetin Mandacı bu konuyla ilgili Meclis konuşmasında şunları söylüyordu: Vakıf Yasası’yla ilgili oturumdaki konuşmadan alıntı- 6/2/2008 Aynı problemin imamlarla da ortaya çıkması bekleniyor. Yeni Demokrasi hükümetinin, neredeyse bir yıl önce onaylamış olduğu,PASOK partisi ve diğer partilerin büyük tepkisine sebep olan 3536 sayılı Yasa’dan söz ediyorum. Bu Yasa, imamların 5 kişilik hristiyan heyet tarafından seçilmelerini ve belirli-süre-sözleşmesi (dokuz aylık bir süre için) ile işe alınmalarını ön görüyor. Azınlık din görevlerinin ödenmelerini hiçbir zaman sorun etmemiştir. Yeni Demokrasi böyle bir yasayla neyi amaçlıyor Aslında basit, Yeni Demokrasi kendi parti ordusunu, geçmişte olduğu gibi şimdi de oluşturmaya çalışmaktadır, öyle ki bu orduyu seçim öncesi dönemlerde harekete geçirebilsin. Bu tür uygulamaların sizi hiçbir yere götürmediğini son ulusal seçimlerde anlamadınız mı? Yeni Demokrasi hükümetleri, azınlığı alâkadar eden bir çok yasa getirmiştir fakat bu yasalar hiçbir zaman uygulanmamıştır. Bu bir tesadüf değildir. Her defasında dini özgürlükler ve sözde ?‘çağdaş bir Avrupa azınlık politikası’ adına yasa yaptığınızı iddia ediyorsunuz Ama maskeler çok yakında düşüyor. Ve tabi ki, hem azınlıktaki hemşerilerim hem de her ilerici vatandaş bunu çok iyi anlıyor. Çünkü, insanların vicdanlarına, toplumsal hassasiyetlere ve dini özgürlüklere saygı duymayan, çağ dışı, tutucu, parti ruhlu ve çıkmaza giden bir siyaset uygulanmaktasınız.