Ana Sayfa Batı Trakya Haberler BÜYÜKELÇİ URAS YUNAN HABER AJANSI’NA KONUŞTU

BÜYÜKELÇİ URAS YUNAN HABER AJANSI’NA KONUŞTU

28
0

Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Kerim Uras, Türkiye ve Yunanistan’ın sığınmacı krizinin kurbanı iki ülke olduğunu söyledi.

Uras, Yunan Haber Ajansı ANA-MPA’ya verdiği demecinde, Türk-Yunan ilişkileri ile Kıbrıs sorununa ve Avrupa’da mülteci krizine değindi. Avrupa’ya mülteci akışının, ülkelerin tek başına çözebileceği bir sorun olmadığını belirten Uras, bu konuda başarının birlikte çalışma ve iyi bir koordinasyon ile sağlanacağını vurguladı.

Bu konuda Türkiye ve Yunanistan arasında açık bir diyalog ve tüm alanlarda karşılıklı anlayış bulunduğunu belirten Uras, “Şansızlık eseri olarak Türkiye ve Yunanistan, ikisi de mülteci sorununun kurbanları. Bunun idraki ikili ilişkilere olumlu etkisi oluyor. (Yunanistan Başbakanı Aleksis) Çipras’ın 17-18 Kasım tarihlerindeki Ankara ziyareti sırasında mülteci konusuyla ilgili iki ülke arasında Ortak Hükümetlerarası Çalışma Grubu oluşturuldu. Bunun ilk toplantısı yapıldı ve şimdi ikincisi için hazırlanıyoruz. Ayrıca, Türk ve Yunan sahil güvenlik teşkilatları arasında da yıllık temaslarla ilgili mekanizma bulunuyor. Bunlar, gerçekten çok olumlu” dedi.

Türkiye’nin 5 yıldır sığınmacı krizinin yol açtığı insani sorunla mücadele ettiğini ve 2,5 milyon kayıtlı mülteci ile artık barındırma gücünün sınırlarına vardığını ifade eden Uras, bu nedenle Avrupa’ya geçişlerde artış gözlendiğine işaret etti.

Uras, Türkiye’nin şu anda dünyada en çok sığınmacı barındıran ülke olduğunu ve göçmen kamplarındaki Suriyeliler için kendi kaynaklarından 7 milyar avro tutarında harcama yaptığını dile getirerek mülteci krizinin ileride daha da artabileceğine işaret etti.

 

Büyükelçi Uras, “Bölgemizde 60-65 milyon insan, savaştan ya da iç çekişmelerden olumsuz şekilde etkilenmiş durumda. Bunlar, yarının göçmenleridir. Bu, işleyebilir bir çerçeve ve gelişen bir işbirliği oluşturmanın ne kadar büyük önem arz ettiğini gösteriyor” diye konuştu.

Türk Sahil Güvenlik Komutanlığının denizlerde güvenliğin sağlanması için operasyonlarını sürdürdüğünü ancak kriz bölgelerinden yoğun göçmen akışının bir ülkenin tek başına başa çıkabileceği bir mesele olmadığını aktaran Uras, bu konuda başarıya ulaşmak için samimi çalışma ve iyi koordinasyona ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Uras, “Türk Sahil Güvenlik teşkilatının gerçekleştirdiği operasyonlarda 2015 yılında 91 bin 611 sığınmacı kurtarıldı. 190 insan taciri yakalandı. 2016’da ilk 11 gün içerisinde ise bin 696 kaçak göçmen yakalandı. Ayrıca, karada da 101 bin 646 kaçak göçmen ve bunlara yardımcı olan 3 bin 631 insan taciri yakalandı. Nereden bakarsanız bakın, bu önemli bir performans. Sorumluluğu başkalarına atma oyunu, bizi hiçbir yere götürmez. Bu toplu akını hiçbir ülke, tek başına karşılayamaz. Başarı, sert çalışma ve iyi koordinasyon ile gelecektir” değerlendirmesini yaptı.

“Türkiye’nin göçmenler için bir açık hava hapishanesine dönüşmesi beklenilmemeli”

İade anlaşmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Uras, bu konuda birçok sorun bulunduğunu anlatarak iade işleminin daha süratli ve sonuç verici şekilde olması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin, geri kabul ettiği göçmenlerin çoğunun tekrar Avrupa’ya gittiğine dikkati çeken Uras, şöyle devam etti:

“İnsanları uzun süre kontrol altında tutamazsınız. Geri iade işlemi daha süratli ve sonuç verici şekilde olmalı. İkili geri iade anlaşmasıyla ilgili Atina’da, 21-22 Aralık’ta bir araya gelen bilirkişilerin ortak görüşü de bu yöndedir. Ülkelerine dönmek istemeyen göçmenler, işbirliği yapmıyor ve geldiği ülkeleri söylemiyorlar. Bu da büyük gecikmelere ve harcamaların artmasına neden oluyor. Türkiye’nin göçmenler için bir açık hava hapishanesine dönüşmesi beklenilmemeli.”

Türkiye-AB ilişkileri

Türkiye’nin AB perspektifine değinen Uras, Türkiye-AB ilişkilerinin, sadece iki tarafa değil, tüm bölgeye yarar sağlayacak şekilde uzun süreli vizyon stratejisine dayandırılması gerektiğini ifade etti.

Türk vatandaşlarına vizesiz giriş sağlanmasının ve yeni başlıkların açılmasının uzun süredir beklenilen bir konu olduğunu dile getiren Uras, “Bunları olumlu karşılıyoruz ve tam üyelikle sonuçlanmasını umut ediyoruz. Yılda iki kez zirve toplantısı yapılması, bu konudaki gelişmeleri değerlendirmemize yardımcı olacak” dedi.

Uras, Türkiye ve AB arasındaki mülteci sorunuyla mücadelede işbirliği kapsamında, ağırlıkların ve sorumlulukların paylaşılması ve sığınmacıların yerleştirilmesi konusunda birlikte çalışılmasının önemli olduğunu bildirdi.

“Kıbrıs’ta barış, Türk-Yunan ilişkilerinde oyunun değişmesi anlamına gelecek”

Ada’da sürdürülen müzakerelerde gerçek anlamda olumlu bir atmosfer bulunduğunu vurgulayan Uras, her iki liderin de çözüm için çaba gösterdiğine işaret etti. Uras, “Kıbrıslı Türkler, umut besliyor. Biz de aynı şeyi ümit ediyoruz. En kısa zamanda, iki tarafta aynı anda referanduma sunulmaya hazır olacak bir çözüm bulunmasını ümit ediyoruz. Bu, yerel bir süreç. İki halkın kendi geleceklerini gerçek anlamda demokratik bir şekilde belirleyebilmesi doğal” dedi.

 

Türkiye ve Yunanistan’ın iki ana vatan ve garantör ülkeler olarak müzakereleri desteklediğini ancak bir değişiklik olması için, ilk başta imzası bulunanların tümünün katılımının gerekli olduğunu belirten Uras, şunları kaydetti:

“Değişiklik olması için tüm çok yanlı uluslararası anlaşmalarda olduğu gibi, ilk başta imzası bulunanların katılımı gereklidir. Bu açıdan üç garantör ülke, bir araya gelip bir noktaya kadar sürece katkı sağlamalı. İnanıyoruz ki tüm ilgili taraflar, olumlu rol oynamakta ve olumlu bir sürece katkı sağlamakta kararlı. Kıbrıs’ta barış, sadece bölgede değil, ikili Türk-Yunan ilişkilerinde de oyunun değişmesi anlamına gelecektir. Tabii ki geniş çapta uluslararası etkileri de olacak ve meşakkatli bir bölgede umut için bir deniz feneri oluşturacaktır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz