BU SENARYOYA KARGALAR DA GÜLER

Batı Trakya’da birileri inatçı bir şekilde olayları başlatmak istercesine her gün meydana yeni senaryolarla günden yaratmaya çalışıyor. Nedendir bilinmez ancak, son aylarda bölgede tansiyon giderek tehlikeli boyutlara doğru yol alıyor. Her ne kadar yazdığımız yazılar okuyuculara senaryo gibi görünse de yaşanan olaylar bunun hiçte böyle olmadığını kanıtlıyor. Seçek Yaylası’nda yıkılan çeşmeden başlamak üzere, her geçen gün bir olay yaşanıyor. Batı Trakya’da özellikle gerçekçi olarak azınlığa ait cami ve buna benzer yapılara yapılan saldırılar neticesinde bu değerler bir bir yok oluyor. Daha geriye gitmemize gerek var mı bilmem ancak Okçular camiini yakan zihniyetin halen bu gün bölgede kargaşa çıkartmak için elinden geleni yapıyor. Geçtiğimiz günlerde İskeçe’nin dağlık bölgesinde Ilıca Nahiyesine bağlı bölgede Halilaga yokuşunda bulunan kiliseye birileri saldırı süsü senaryosuyla yine sahneye çıktı. Kilisenin içerisinde bulunan ikonları elleriyle alarak dışarıda çimenlerin üstüne bırakan kişiler gönülleri vermeye vermeye ve İsa Peygamberin kendilerini çarpabilir düşüncesiyle de korka korka bu senaryoyu gerçekleştirmişler. Bizde bir atasözü vardır, „başımı koydum çalıya, popomu Allah koruya” derlermiş. Saldırıyı kendi dini mekanlarına korku ve dikkatle yapan kişiler, Batı Trakya Türklerine ait Camileri ise temelinden yakmaya hem cesaret buluyorlar, hem de kin ve nefretle saldırıyorlar. Örneklerini saymaya kalkmayalım aylar geçer. Hele hele yakın tarihe baktığımızda ise artık yakma işleminin yanına bir de güpegündüz iş makinesiyle yıkma operasyonları eklendi bu da yetmedi şimdi de ordusuyla devletiyle birlikte azınlığın tapulu arazilerine her gün kiliseler dikiliyor. Tarihi Türbelerimiz her biri manastıra çevriliyor. Örnek mi? Taşlık Bölgesi Hıdır Baba Türbesi, İskeçe Kereviz köyünde Kütüklü Baba Türbesi, bunlara daha eklenecek birçok tarihi eserlerimiz yok ediliyor. Son söz, „Güneş Balçıkla Sıvanmaz.”