Her geçen gün büyümeye devam eden Birlik Gazetesi, bir yandan da öngörüleri ve tahminleriyle her geçen gün haklı çıkmaya devam ediyor. Defalarca yazdık, çizdik ve söyledik, bu iş silahlanmayla olamaz, olmayacak, ülke olarak batacağız, iflas edeceğiz diye uyarmıştık. Ancak Yunanistan’ın taşrasında, Batı Trakya’nın Gümülcine’sinde kendi yağıyla kavrulan, Türk Azınlığın sesi olan, Yunanlı komşularıyla birlikte iki toplumun huzur, barış, birliktelikle, sağduyuyla, ayrımcılık gözetmeden yaptığı ciddi yayımcılık anlayışıyla hareket ederek yazılar yazdık. Halen yazıyoruz, bu bölgede özellikle ayırımcılığın danışkasını yapan Yunan basını, televizyonları, köşe yazarları azınlığı ağır bombardumana tutanlar halen piyasada düdük öttürüyorlar. Bunlar aslında bu ülkeyi batırıyorlar, farkında değiller. Yunan halkına Türkiye korkusu salarken, azınlığa da aba altından sopa gösteriyorlar. Batı Trakya’da sistemin çalışmaması için elinden geleni yapıyorlar. Batı Trakya’yı Kıbrıs yapmak isteyenler, burada yaşayan Türkleri köle olarak görüyorlar. Aynen Kıbrıslı Rumların orada yaşayan Türklere davrandığı gibi, yönettikleri gibi burada da aynısını oturtmak istiyorlar. Elbette ki kendilerini de zügürt ağası zannediyorlar. Ama aslında yaptıkları yanlışın farkında değiller. Beyler, “belde sıkılan kemer, sıka sıka kopar” bu da bir ılhan Tahsin Atasözüdür. BıZı, “TEHTıD DOğUDAN GELıR” (APıLı EKS ANATOLAS) BATIRDI Yunanistan farkında olamadı. Yunanistan, bir ömür Türkiye’yi “hırçın komşu” “saldırgan komşu” “barbar Türkler” “soykırımcı Türkler” olarak gördü. Yunan halkı kin ve nefretle beslendi. Kilise ayinlerinde dini mesajlar yerine, Türkiye konuşuldu. Çocukların beyinleri yıkandı. Al sana bir nesil daha ki dostluğa, Türkün dostluğuna inanmayacaktır. Türkün samimi komşuluğuna inanmayacaktır. Bu daha 63 yıl bu şekliyle gider. ınsan ömrü ortalama 70 yıl varsayımıyla hareket edersen bugün 7 yaşında olan çocuklar yarının gelecek komşularıdır. Peki bu zihniyetle mi? nereye kadar? Bu iki komşu ülke, Anadolu’da, Girit’te, Kapadokya’da, Kozani’de içiçe yaşamış iki değişik ırka mensub insanlar, aşını suyunu paylaşmış, evinin anahtarını birbirine güvenmiş teslim etmiş toplumu kim bukadar fanatik yaptı? Tabii ki Kilise. ışin başı Kilisedir. Ülkemiz Yunanistan’ın silahlanmasını da Kilise sağladı. Siyasileri düşmanca davranmaya zorladılar. Kilise adeta şunu yaptı; “Türkiye Uçak aldı, denizaltı aldı, biz de alalım, neden almıyorsunuz? Dediler durdular. Anadolu’yu da karıştıran Papazlar değil mi? “Siz Türkleri bilmezsiniz” diyen Metropolitleri biliyorum. ışte bu olumsuzluklar bu ülkenin içine düştüğü durumu belirledi. AB’den gelen paralar, S-300, F-16, Miraj-2000, Apache, MLRS, TOP M-1, MILAN daha dergilerde gazetelerde okuyamadığımız ve adını bilmediğimiz silahların alımına harcandı. Hepsi birer demir yığını aslında. şu an kışlalarda eskiyorlar, hurda haline dönerken de tamir ve bakımları için para yutuyorlar. Bu havuz hiç bir zaman dolmayacak. Hep yutacaktır. şu an batmanın eşiğine gelen ülkemiz Yunanistan, sorumluluğu şimdi de Türkiye’nin kucağına atmaya çalışıyor. Hükümetlerin yaptığı yanlışları, sanki Türkiye kendilerini mecbur etmiş olarak Avrupa’lılara yutturmaya çalışırken, Ege sorununu da aynen Kıbrıs sorunu olduğu gibi AB’nin kucağına atmaya çalışıyor. Yani sizin anlayacağınız yanlış üstüne yanlış yapıyorlar. Doğrusu yine üzüldüm. Karamanlis döneminde başlayan yakınlaşma Papandreu döneminde devam eder derdim ama nafile. Sanki olmayacak gibime geliyor. Yine siyasiler işi yanlış yerden tutuyor. Bizden uyarması. Taşrada küçük bir gazete olmamamıza rağmen geleceğe yönelik büyük düşünüyoruz. Oysa şu sözlere bakınız. “Avrupa Parlamentosu’nun Yunanistan kökenli üyeleri Niki Cavela ve Nikolaos Salavrakos’un “TBMM’nin Yunanistan’a karşı “Casus Belli’ ilanına başvurması” konulu soru önergesini yanıtladı. Yunan vekiller önergelerinde “Yunanistan’ın bütçe açığının temel nedenlerinden biri muazzam miktarlara ulaşan savunma harcamalarıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Yunanistan’a karşı savaş tehdidini (casus belli) sürdürmesi, ülkeyi bir silahlanma yarışına zorlamakta, bunun maliyeti Yunanistan GSYıH’sının yüzde 4.7’sini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Komisyon TBMM’nin Yunanistan’a karşı “casus belli’ tehdidini kaldırmasını sağlamak için ne gibi önlemler alacak” diye sordular. Birde bu sözlere bakınız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Biz adalar üzerinde hiç uçuş olmasın istiyoruz. ıki ülke kamuoyunun duruma askeri açıdan bakması da önlenmelidir.” Başbakan Erdoğan, iki ülke halklarının psikolojisini değiştirmek gerektiğini de kaydetti. Erdoğan, “Kamuoyları konuya askeri açıdan bakmamalı” derken karşılıklı anlayışla askeri harcamaların büyük oranda düşürülebileceğini hatırlattı. Bu aşağıdaki haberi okuduktan sonra yine ne yapılmak istendiğini muhakkak anlayacaksınız. “YUNANıSTAN’I TÜRKıYE BATIRDI” Avrupa Parlamentosu’ndaki Yunan vekiller, Yunanistan’ın bütçe açığının “muazzam” boyutlardaki askeri harcamalar olduğunu belirterek bundan TBMM’nin ülkeye karşı savaş tehdidinde bulunmasını sorumlu tuttular. Yunanistan’dan gelen üyeler konuyla ilgili bir soru önergesi vererek sorunu Avrupa Parlamentosu gündemine taşıdılar. AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise Türk savaş uçaklarının Yunan adaları üzerinde uçmasıyla ilgili soru önergesine yanıtında, Türk askeri uçaklarının Yunan adaları üzerindeki uçuşları sonucu ortaya çıktığı iddia edilen “sınır anlaşmazlıklarının”, Türkiye ve Yunanistan tarafından barışçı bir şekilde çözümünü desteklediklerini bildirdi. Füle, Avrupa Parlamentosu’nun Yunanistan kökenli üyeleri Niki Tzavela ve Nikolaos Salavrakos’un “TBMM’nin Yunanistan’a karşı “Casus Belli’ ilanına başvurması” konulu soru önergesini yanıtladı. Yunan vekiller önergelerinde “Yunanistan’ın bütçe açığının temel nedenlerinden biri muazzam miktarlara ulaşan savunma harcamalarıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Yunanistan’a karşı savaş tehdidini (casus belli) sürdürmesi, ülkeyi bir silahlanma yarışına zorlamakta, bunun maliyeti Yunanistan GSYıH’sının yüzde 4.7’sini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Komisyon TBMM’nin Yunanistan’a karşı “casus belli’ tehdidini kaldırmasını sağlamak için ne gibi önlemler alacak” diye sordular. FÜLE: “TÜRKıYE’Yı ıZLEYECEğıZ” AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise yanıtında Yunan adaları üzerindeki askeri uçuşlara ilişkin Yunanistan tarafından yapılan birçok şikayetin Türkiye hakkındaki ilerleme raporlarına yansıdığını belirtti. Sınır anlaşmazlıklarına barışçı çözüm ve iyi komşuluk politikası izlemenin, AB’ye katılmak isteyen her ülke için uyulması gerekli temel ilke olduğunu kaydeden Füle, konunun Türkiye için 2005 Ekim ayında uzlaşılan müzakere çerçevesinde belirtildiğini hatırlattı. Füle, “Çerçevenin 6. Paragrafı katılım müzakerelerinde ilerlemeyi bazı koşullara bağlanmıştır. Bu koşullardan biri “Türkiye’nin, iyi komşuluk ilişkileri hakkında net taahhüdü ve gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı’nın zorunlu yargılama hakkının kabulü dahil, herhangi bir olağanüstü sınır uyuşmazlığının çözümünün BM Sözleşmesi’nin anlaşmazlıkların barışçıl çözüm ilkesiyle uyum içinde üstlenilmesi’dir” dedi. Bu konunun gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı’nın kısa vadeli önceliğini oluşturduğunu, AB tarafından Ortaklık Konseyi ile Ortaklık Komitesi toplantılarında ve Türkiye’deki görüşmelerde sistematik olarak gündeme getirildiğini kaydeden Füle, “Komisyon, Başbakan Papandreu ve Başbakan Erdoğan’ın son girişimlerine ek olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki istikşafi görüşme sürecinin olumlu sonuca ulaşmasını ummaktadır. Komisyon Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümü ilkesi ışığında izlemeyi sürdürecek ve konuyu 2010 Kasımında yayınlanacak olan yıllık ılerleme Raporu’nda ele alacaktır” dedi. “ERDOğAN ASKERı UÇUşLARIN DURMASINI ıSTıYOR” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Füle’nin soru önergesine vermesinden bir gün sonra 19 Ekim’de bir Yunan televizyonuna verdiği demeçte, “Biz adalar üzerinde hiç uçuş olmasın istiyoruz. ıki ülke kamuoyunun duruma askeri açıdan bakması da önlenmelidir” demişti. Atina ziyareti öncesi SKAI TV’de bir demeci yayınlanan Başbakan Erdoğan, “Yunanistan’ın savaş uçakları çok büyük bir alanda uçuyor. Bizim kıta sahanlığımıza kadar geliyor. Bizim kat edecek bu kadar büyük mesafemiz yok. Bu noktada karşılıklı bir anlayış gerekiyor” derken bu durumun kendisini üzdüğünü belirtmişti. Başbakan Erdoğan, iki ülke halklarının psikolojisini değiştirmek gerektiğini de kaydetti. Erdoğan, “Kamuoyları konuya askeri açıdan bakmamalı” derken karşılıklı anlayışla askeri harcamaların büyük oranda düşürülebileceğini hatırlattı. Yunanistan’ın geçen yıl Ege’deki it dalaşı maliyetinin 25 milyon euro olarak hesaplandığı iddia edildi. (ANKA)
Ana Sayfa Arşiv BıRLıK GAZETESı
YAZDIKLARIYLA VE TAHMıNLERıYLE GÜN GEÇTıKÇE HAKLI
ÇIKMAYA DEVAM EDıYOR