Batı Trakya’da Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) partisi Dora Bakoyanni’nin tehdit gibi sözlerine sessiz kalmadı ve tepkisini yazlı bir açıklamayla gösterdi.
DEB Partisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bırakın artık bu ucuz, çağdışı ve suçlayıcı politikaları. Azınlıkla ilgili artık empati ve samimi ilişki kurun. Sürekli aba altından sopa bizde maalesef ters tepiyor.” İfadelerine yer veriliyor.
DEB Partisinin açıklaması aynen şu şekildedir:
ABA ALTINDAN YİNE SOPA
Yeni Demokrasi Partisi’nin önemli isimlerinden olan, Başbakan Sn. Kiryakos Miçotakis’in ablası, eski Dışişleri Bakanı ve Trakya Kalkınma Komisyonu Başkanı Sn. Dora Bakoyanni 9 Haziran 2023 Cuma günü Rodop ilini ziyaret etti. Hemetli, Musacık ve Hacıören köylerindeki halkla görüşen Bakoyanni demokrasi dışı söylemlerle maalesef insanlarımızın hür iradesini ipotek altına almaya çalışmış. “Sizden destek bekliyorum. Siz beni desteklemez iseniz ben de sizi yarın destekleyemem. Atina’da herkes benim gibi azınlığı sevmiyor. Bu mesaj için buradayım. Destek bekliyoruz. Bize destek vermez iseniz, işler daha zor olacak…’’
Sanki bugüne kadar işlerimiz çok kolaydı. Azınlığın bizzat bağlı olduğu Dışişleri Bakanlığını yürütürken bizlere neden sevgisini gösterememiş acaba. Trakya Kalkınma Komisyonu Başkanlığını yürüttüğü bu dönemde azınlık için hangi hayırlı işleri yapmış da biz görememişiz. Neden kendilerini sadece tüm azınlığı rahatsız eden “240 İmama Yasası’’ ile hatırlıyoruz. Bu tehditvari söylemlerle insanlarımızı ürkütmeye çalışması, geçmişte bıraktığımıza inandığımız karanlık günleri tekrardan hatırlatmaktan öteye gitmemiştir. Babalarının kanun önünde eşitlik ilkesini de hiçe sayan bu yaklaşım bu çağda kabul edilebilir bir durum değil. Nedense o eşitlik ilkesini de hiçbir zaman göremedik.
Kısacası bütün Yunanistan maviye boyanırken sadece Rodop’un kırmızı olmasını müsebbibini çok başka yerlerde ararken işin kolaycılığına kaçmışlar, oysa aynaya bakmaları yeterliydi. Mesela bölgemizin neden Yunanistan’ın ve Avrupa’nın en fakir bölgesi olduğunu sorgulayabilselerdi, en azından bir fikir sahibi olurlardı. Gençlerimizin işsizlik sebebiyle bölgeyi terk ettiğini uzunca bir süredir haykırıyoruz. Neden duymadılar bu parçalanan ailelerin sesini? Yoksa duydular da demografik yapı için işlerine mi geldi? Eğitim, Vakıflar ve Müftülük gibi kronik sorunları azınlığı muhatap alarak çözmek istemişler de biz mi engel olmuşuz. Bırakın artık bu ucuz, çağdışı ve suçlayıcı politikaları. Azınlıkla ilgili artık empati ve samimi ilişki kurun. Sürekli aba altından sopa bizde maalesef ters tepiyor.
