Batı Trakya, Gümülcine’ye bağlı Karacaoğlan köyünde 61 yaşında bir kadın geçen hafta yüksek ateş, öksürük belirtileriyle Gümülcine Sismanoglio Hastanesi’ne başvurmuş ancak burada kendisini kene ısırdığını doktorlardan sakladığı iddia ediliyor. Bunun üzerine evine giden kadın gittikçe durumu fenalaşınca bu defasında Dedeağaç Üniversite Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı ancak Selanik Aristotelio Hastanesi’ne gönderilen kan tahlilleri sonucunda 61 yaşındaki talihsiz kadının Kırım-Kongo virüsü taşıdığı kesinlik kazanmıştı. Hastane’den yapılan açıklamaya göre, kadının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığından öldüğü bildirildi. Böylece Yunanistan’da hastalığın çıktığı günden bu yana iki kadın hayatını kaybetmiş oldu. BU HABERE BİR YORUM YAKIŞIR. Öte yandan yetkili birimlerin özellikle Rodop Valiliği’nin azınlık insanını bilgilendirecek duyuruları Türkçe olarak yapmaması sonucunda, insanların nelere nasıl dikkat edeceğini anlamadıkları bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Günün belirli saatlerinde Yunanca yayın yapan radyolarda kene vakaları ile alakalı korunma yöntemleri reklamları duyuluyor, Yunanca yayımlanan gazetelerde çarşaf çarşaf reklamlar varken azınlık radyoları ve gazetelere Türkçe bir broşürün verilmemesi dikkat çekiyor. Valilik ve tüm Yunanistan batı Trakya’da yaşayan azınlık insanının birçoğu Yunancayı bilmiyor. Belediyeler ise bu durumda hiç insiyatif almış değiller. Acaba daha kaç Türk insanı ölecek merak ediyoruz. Ondan sonar mı gereken yapılacak sayın Vali Aris Yannakidis veya Bölge Genel Sekreteri Stamatis? Türkçe broşür de mi sizi ürkütüyor? Korkmayın, Türkçe broşür dağıtmakla bu azınlığın kimliğinin Türk olduğunu tanımazsınız, korkunuzu yenin beyler. Türk’ten Yunana zarar gelmez. Ama Yunan’dan Türk’e hep zarar geliyor. İşte örneği ve insan yerine konulmadığımızın kanıtı.