ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2014 Ülkeler İnsan Hakları Uygulamaları Raporunun Yunanistan ile ilgili bölümünde Yunanistan’daki Batı Trakya Türk Azınlığı’na “Trakya’daki Müslüman azınlık” tanımı ile Batı Trakya Türk Azınlığı’nın çeşitli sorunlarına atıfta bulunuldu.
Batı Trakya Türk Azınlığı ayrımcılık ve sosyal dışlanmaya maruz kalıyor.
Yunanistan’da insan hakları sorunları arasında resmen tanınan Trakya’daki Müslüman azınlığa karşı ayrımcılık ve sosyal dışlanmanın sıralandığı ABD raporunda Hükümetin kendisini azınlık olarak tanımlayan pekçok kişinin kimliğini özgürce ifade etmede zorluklarla karşılaştıkları not ediliyor. Hükümetin Lozan Antlaşması’na göre antlaşmanın imzalandığı dönemde etnik Türk, Pomak ve Roman topluluklarından ayrı olarak yaklaşık 120 bin nüfuslu Müslüman azınlığı resmen tanıdığı belirtilen raporda bazı Pomak ve Romanların Türkçe konuşan toplum tarafından baskı gördüklerini kaydettikleri iddia ediliyor.
Türk ve Türkçe kelimelerinin dernek isminde kullanılması yasak!
Raporda kendisini Türk olarak tanımlayan pekçok kişi olmasına rağmen Türk ve Türkçe kelimelerinin derneklerin isminde kullanılmasının yasak olduğu kaydediliyor. Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yunanistan’ı mahkum ettiği 517 kararı uygulamadığı belirtilen raporda Batı Trakya Türk Azınlığı’nın isminde “Türk” kelimesi geçtiği için kapatılan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınan İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ile Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği davalarına değinilmiyor.
Raporda Şer’i hukuk eleştirisi tekrarlanıyor.
Raporda hükümetin Batı Trakya Türk Azınlığı’nın aile ve medeni hukuk konularında Şeriat’ı tanıdığı belirtilirken hükümet tarafından atanan müftüler tarafından evlendirilen Müslümanların şer’i hükümlere tabi olduğu, ancak isterlerse davalarını hukuk mahkmelerine götürebilecekleri ifade ediliyor. Bununla birlikte raporda Batı Trakya Türk Azınlığı’na mensup kadınların Şeri hukuk uygulaması nedeniyle bazı durumlarda erkekler ile eşit muamele görmedikleri kaydediliyor. Ulusal İnsan Hakları Konseyi’nin müftülerin(tayinli) yetkilerinin yalnızca dini görevleri ile sınırlandırılması yönünde tavsiyede bulunduğu not edilen raporda Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı’nın 20 Şubat 2014 tarihinde İslam Hukukunun Hanefi Mezhebine göre Toplumsal İlişkiler El Kitabı’nı gözden geçirmek üzere Trakya’da üç müftünün(atanmış) katılımıyla bir komite oluşturduğunu açıkladığı kaydediliyor.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “ABD Yunanistan İnsan Hakları Raporu’nda Batı Trakya Türk Azınlığı’nın pekçok sorununa değinilmiyor. Geçmiş yıllardaki raporlarda yer alan hususlar tekrar edilmekle birlikte raporda yer alan sorunlar konusunda azınlığımızın görüşüne yer verilmiyor. ABTTF olarak paralel bir rapor hazırlayarak ilgili makamlara ileteceğiz” dedi.