Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) 27 Mart 2015 Cuma günü Gümülcine’de (Komotini), “Okul Öncesi Eğitimde Çift Dilli Eğitim Uygulamaları ve Anadilin Önemi“ konulu bir konferans düzenledi.
Konferansa konuşmacı olarak Türkiye’den Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç.Dr. Binnur Genç İlter ve Doç.Dr. Zeliha Yazıcı katıldı.
Konferansa Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğu’ndan Muavin Konsolos Murat Ertaş, Rodop SYRİZA Milletvekili Mustafa Mustafa, İskeçe SYRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek, BAKEŞ Başkanı Galip Galip, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı Mustafa Katrancı, Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB) Başkanı Koray Hasan, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Başkanı Ahmet Kara, BİHLİMDER Başkanı mehmet Emin Ahmet, diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda izleyici katıldı.
Başkan Galip Galip‘in yaptığı açılış konuşmasında, Azınlık eğitiminin “Lozan Barış Antlaşması“na göre özel ve özerk olduğunu, ancak bu durumun zamanla günümüze kadar adeta yok edildiğini ve azınlık eğitimine büyük darbeler vurulduğunu söyledi.
“Daha fazla dil bilen çocuklarimizin yetişmesini istiyoruz.”
Rodop SYRİZA Milletvekili Mustafa Mustafa da kürsüye gelerek yaptığı selamlama konuşmasında, “bizler ilkokullarımızdan mezun olacak çocuklarımızın iki hatta daha fazla dil bilen çocukların yetişmesini istiyoruz. Hedefimizin bu olması gerekir. Avrupa Birliği içerisinde yaşayan bir Azınlık olarak çocuklarımızı gerçekten güzel bir sistem çerçevesinde İlkokuldan daha çocuklarımızı üç dil temelinde yetiştirebiliriz. BAKEŞ’i bu konferansı düzenlediği için kutluyorum” dedi.
“Azınlık okullarını devlet okullarıyla birlikte rekabete koyarak Türkçe okullarımızı kapatmaktır.”
İskeçe SYRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek‘te yaptığı konuşmasında, “özellikle eğitimde sorunlarımız çok büyük. Son dönemde Azınlık eğitimine yapılan düzenlemeler eğitimimizi baltalamıştır. Burada amaç, eğitimi düzeltmek değil, baltalamaktır. Bunun yanında Azınlık okullarını devlet okullarıyla birlikte rekabete koyarak Türkçe okullarımızı kapatmaktır. Bizler bunun engellemek istiyoruz. İnanıyorum ki yeni hükümetin bu konuda değişik bir yaklaşımı olacaktır. Bizler her şeye rağmen Azınlık eğitiminde ısrar ediyoruz. Bir toplum diniyle, diliyle ve kültürüyle ayakta kalır. Eğer siz dilinizi ve kültürünüzü kaybederseniz, bir toplumdan bahsedemezsiniz. Bizler madem ki bu ülkenin birer vatandaşlarıyız, bizler de hak ettiğimiz eğitimi almak istiyoruz” dedi.
“Anadil ve çift dilli eğitim, Batı Trakya’da hepimizin bizzat yaşadığı ve yaşamakta olduğu bir sorundur.“
Konferansa katılan Muavin Konsolos Murat Ertaş, bu anlamlı ve bir o kadar da önemli olan konferansa davetlerinden dolayı BAKEŞ yetkililerine teşekkür ederek konuşmasına başladı ve Başkonsolos Ali Rıza Akıncı ve eşi Hülya Akıncı’nın selamlarını iletti. Murat Ertaş, “Anadil ve çift dilli eğitim, Batı Trakya’da hepimizin bizzat yaşadığı ve yaşamakta olduğu bir sorundur. Böyle bir konuda ne kadar bilgi edinebilirsek ve ne kadar tecrübemiz artarsa o kadar iyi olacağını düşünmekteyim. Bu konuları her defada dinlemenin insanlara farklı faydaların olacağını düşünüyorum” diyerek herkesi selamladı.
“Anadilini iyi bilmeyen bir kişi başka bir dili öğrenemez.“
Akdeniz Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Binnur Genç İlter söz alarak anadilin eğitimde önemini anlattı. Genç İlter, “öncelikle anadilini herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Anadilini iyi bilmeyen bir kişi başka bir dili öğrenemez. Kullandığımız dilimizin sınırları ne kadar geniş olursa, dünyamızın sınırları da o kadar geniş olacaktır. Kültürümüzün oluşması ve diğer kuşaklara aktarılması anadil ile mümkündür. Kültürlerarası etkileşimde anadil eğitimine gereksinim vardır. Anadilini öğrenemeyen çocuklar, sosyal ve akademik hayatta başarılı olamazlar. Sağlam temellere oturtulmuş bir anadili yapısıyla, çocuklar ikinci ya da üçüncü dili çok daha iyi ve kolay öğrenebilir. Anadili eğitimi süreci biten bir süreç değildir. Anadili eğitimi her zaman devam eden bir süreçtir” ifadelerine yer verdi.
“Dil bir ağaç gibidir.”
Son olarak Akdeniz Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Zeliha Yazıcı yaptığı sunumunda anadilin anne karnında başladığını söyledi. Yazıcı, bir anne karnındaki çocuğuyla 4. aydan itibaren iletişime geçebilir. Çocuk dünyaya geldikten sonra jest ve mimik hareketleriyle iletişime geçer. Çocuk dünyaya geldikten sonra ilk bir haftada anne çocuğun dilini, çocuk da annenin dilini anlamaya başlar. Çocuk annesiyle ağlayarak iletişime geçer. İki dil kullanımı çocuğun algılama kapasitesini arttırmaktadır. Anadili sağlam olduğu sürece çocuğun ikinci dili öğrenmesi halinde bile çocuk anadilini unutmaz. Dolayısıyla dil bir ağaç gibidir. Biz bunu ne kadar çok beslersek yetişkinliğe de geldiğinde bunu karşılığı alınır” diyerek sözlerini tamamladı.