Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Gününün 28. yılı nedeniyle İstanbul Taksim Meydanı’nda bir anma etkinliği düzenleyerek Taksim Atatürk Anıtına çelenk sundu. Anıt şeref defterini dernek adına imzalayan Genel Başkan Av.Necmettin Hüseyin Türk-Yunan ilişkileri ve Milli Direniş Günü ile ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Taksim Atatürk Anıtındaki anma etkinliğine eski Genel Başkanlar Tahsin Salihoğlu, Opr. Dr. Erol Kaşifoğlu, Av. Ahmet Uztetik, Selahattin Yıldız, Şube Başkanları, Genel Merkez ve Şube Yöneticileri ile Batı Trakya Türkleri Spor Kulübü Başkanı ve çok sayıda üye de katıldı.
AZINLIK TÜRK’TÜR VE TÜRK OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEKTİR
Av.Necmettin Hüseyin yaptığı açıklamalarda “geçtiğimiz yıl yapılan etkinlikte Yunanistan’da değişen iktidar nedeniyle umutlu olduğumuzu, geçmişte yaşanan olayların görmezden gelinmesinin ve unutulmasının mümkün olmadığını ancak çözüm arayışları içerisinde Batı Trakya Türklerinin 29 Ocak olaylarında can ve mal güvenliğine karşı yapılan saldırıların sorumlularının bulunması ve maddi zararların karşılanması kaydıyla, Türk azınlığın etnik kimliğinin inkarından vazgeçecek bir politik anlayışın ortaya konması ile çözüm getirebileceğini inandığımızı belirtmiştik.
Bugün 28. Yılını kutladığımız Milli Direniş Gününde maalesef seçilmiş yöneticilerin halen gerçek iktidar sahipleri olamadığını görmekteyiz. Bünyesinde hem de rekor oranda azınlık mensubunun oyu ile seçilmiş 3 Türk milletvekilini barındıran ve milletvekillerimizin kimliğini inkar etmeyen iktidar partisinden onları oraya gönderen iradenin inkarından da vazgeçmeye çağırıyoruz. Seçilmiş vekilleri meclise gönderen Batı Trakya Türk Azınlığının iradesinin ta kendisidir. Azınlık Türk’tür ve Türk olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bunun kabulüyle peşi sıra tüm sorunların kökten çözülebileceğine inancımız tamdır, beklentimizde budur. Bugün aynen 28 yıl önce olduğu gibi biz Türk’üz diye haykırmaya devam ediyoruz. Yasal kazanımlarımız olan vatandaşlık ve azınlık haklarımızı bu bağlamda talep ediyoruz” dedi.
28 yıl önce 29 Ocak’ta ne oldu?
1920’li yıllardan itibaren tüm baskılara rağmen Batı Trakya Türkleri’nin kendi kimlikleriyle var olma gayreti devam ederken, 1980’li yıllarda baskılar hat safhaya çıkmış isminde Türk kelimesi olması nedeniyle yerel mahkemelerden azınlığa ait sivil toplum örgütleri için birer birer kapatma kararları verilmiştir. Bu kararlara karşı hukuk mücadelesine devam eden Batı Trakya Türkleri Yunan Yargıtayının 4 Kasım 1987 tarihinde aldığı kararla büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. İskeçe Türk Birliği, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği ve Gümülcine Türk Gençler Birliği kapatılacak, bu kararın gerekçesi ise kararın kendisinden daha ağır; “Batı Trakya’da Türk yoktur” olacaktır..
Batı Trakya Türkleri bu karardan ancak 5 Ocak 1988 tarihinde haberdar olmuşlardır. Bunun üzerine toplumun önde gelenleri 29 Ocak 1988 günü Cuma namazı sonrası Gümülcine Eski Camii’nden Valilik binasına kadar geniş katılımlı bir protesto yürüyüşü yapılması kararlaştırmışlardır. Yunan makamlarının bu yürüyüşe izin vermemesi, yasaklaması ve yollara kurulan polis barikatlarına rağmen Batı Trakya’nın her tarafından binlerce azınlık mensubu Gümülcine meydanına akın etmiştir. Meydanlara inen 20.000 üzerinde Türk “biz buradayız ve Türk’üz” diye haykırmış, bu gösterilerde polis şiddetine maruz kalmış ve haksız tutuklamalar yaşamışlardır.
29 Ocak tarihinde toplumun kararlı şekilde kimliğine sahip çıktığı bugün Batı Trakya Türkleri adına Milli Direniş Günü olarak belleklerde yerini almıştır.
1988 yılında gösterilen bu reaksiyona rağmen Yunanistan’da Batı Trakya Türklerine yönelik baskı ve yıldırma politikaları her alanda ağırlaştırılarak devam ettirilmiştir. Bu nedenle Azınlık Yüksek Kurulu 29 Ocak 1990 tarihinde, yani Milli Direniş Gününü iki yıl sonrasında o gün yaşanan üzücü olayları anmak ve sürdürülen baskıları gündeme getirmek üzere Eski Cami’de bir mevlit düzenleyerek anma kararı almıştır. Bu kararın duyulmasından itibaren fanatiklerce korkunç bir provokasyonun fitilini ateşlenmiştir. Yerel radyolardan bir Türk’ün tedavi gördüğü hastanede bir Yunanlıya saldırdığı haberi yapılmıştır. Solakidis isimli bir Helen kökenli Yunan vatandaşının bir Müslüman Türk’ün saldırısına uğraması haberiyle birlikte Yunanlılar 29 Ocak mevlidini engellemeye çağrılmıştır. Yunan fanatikleri harekete geçiren bu çağrı üstüne yerel basında Solakidis’in öldüğü haberleri yayılmış fanatiklerin Türklere karşı saldırıya geçmesi için zemin hazırlanmıştır. Bu yalan haberlerle ve dedikodularla gruplar halinde toplanan Yunan fanatikler önce Türklerin bulunduğu kahvehanelere saldırmış sonrasında da Gümülcine’de bulunan Türk dükkanların neredeyse tamamını tahrip etmiş ve yağmalamıştır. Polisin seyirci kaldığı olaylarda İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga başta olmak üzere birçok Türk taş, sopa, bıçak ve demir çubuklarla yaralanmıştır.
Daha sonra bölgede inceleme yapan izleme komitelerinin raporlarına geçen bu olaylarda hiçbir Yunanlının can ve mal güvenliği bakımından zarara uğramadığı ancak tüm Türk dükkanlarının tahrip edildiği 300’ün üzerinde dükkanın yağmalandığı ve çok sayıda Türk’ün yaralandığı tespit olunarak raporlara geçmiştir.
İşte Batı Trakya Türk Azınlığı adına azınlık olma sürecinde baskıların ve sindirme politikalarının hat safhaya çıktığı bu iki önemli günü Batı Trakya Türkleri 28 yıldır Milli Direniş Günü olarak anmakta, anlatmakta, unutmamakta ve unutturmamaktadır.