Değerli okurlarım, bu hafta sizlere sadece ve sadece azınlığın ekonomik durumundan değil bölge ve ülkenin ekonomik durumundan bahsetmek istiyorum. Hani bir ekonomist değilim ama az çok bu sistemin nasıl ilerlediğini ben de bir aydın olarak görüyorum. Gelelim ülke ekonomisine, son zamanlarda giderek artan devletin ekonomik açığı hükümeti de zora soktu. Hükümet günlük müdahalalerle krizi aşmaya çalışıyor ama nafile. Avrupa Birliği bastırıyor, zarar eden ve bünyesinde 17 bin işçi bulunduran Olimpic Hava Yollarını kapat diyor. Nihayet satıldı. Haaa, ülke kurtuldu mu? Tabii ki hayır. Hükümet düğmeye bastı, bankalara 28 milyar euro verdi piyasaları canlandırsınlar diye ancak hani yapacak pek fazla bir şeyi de yok. Bu verdiğim örnek sadece bir tanesi. Buna benzer o kadar çok örnekler var ki, emeklilik sandıklarının içinin oyulması, emeklilik sandıklarının birleştirilmesi, neden diyecek olursanız, saglıklı emekli sandıkları batmış olan emekli sandıklarını diriltmeleri için. Çünkü devletin kasasından koyacak bir kuruşu kalmadı. Bütün bu tablo nasıl oluştu derseniz, tabii ki geçmiş hükümetlerin de bunda çok payı var. Bu hükümet te geçmiş hükümetlerin izinden gidiyor. Son olarak insnların devletten alacakları hesaplarına yatırılmazken, Avrupa Birliği’nden gelen tarım destek primleri hak sahiplerine verilmezken, bir bakmışsınız ki hükümet 15 veya 20 adet Miraj 2005-6 almış. Akşam parasızıs, sabah savaş uçağı alıyoruz. Sizi bimem ama ben anlamadım. Bu uçaklar neden alınıyor? Hani bölgemizde barış ve iyi komşuşluk ilişkilerini arzuluyoruz, ama gelin görün bu yapılanlar ülke ekonomisini vurdu ve bu anlayış devam ederse vurmaya da devam edecek. Gelelim bizim azınlık ekonomisine, halk kan ağlıyor, halk her gün yollarda önüme geçerek ödenmeyen paralarını soruyor. Pamuklar satıldı kaç paraya gitti, paramızı şirket nezaman verecek diye soruyor herkes. Bütün bunlar azınlık ekonomisinin de, ülke ekonomisinin de iyi gitmediğinin bir belirtisi. Ama daha kötü günler gelecek mi derseniz, tabii ki gelecek, hem de her yıl gittikçe daha kötüye gidecek. Onun için devletin bir an önce ekonomi politikasını yeniden baştan derin ve kararlı bir biçimde gözden geçirmesi lazım. Silahlara harcanan para halkın refahında kullanılsın. Sağlık sistemi çökmüş, emeklilik sistemi çökmüş, halk geçimini günlük olarak sürdürüyor. Geleceği için ise özellikle de azınlık insanı endişe ediyor. Bütün bunlar bizim içimizde yaşanıyor ama bilirsiniz ki azınlık insanı kan kussada kızılcık hoşafı içtim dedi ve demeye bir yere kadar daha devam edecek. Evet, dünya ekonomisi zorda, ülkemizi de etkiliyor ve etkilemeye de devam edecek. Görünen o ki, bizi zor günler bekliyor. Onun için herkes kontrollü bir biçimde hareket etmek mecburiyetindedir diye düşünüyorum. Çocuklarımızı eğitmemiz lazım. Toplumumuzun geleceği her açıdan önem arzetmektedir. Eğer kendi kimliğimizle buralarda yaşam sürdürmeye niyetimiz var ise ozaman herşeyi dengeli yapmak zorundayız. Devetin ekonomisi bozuk olsada onların yani Yunanlıların ekonomisi bozulmaz. Onlar yaşayacağı gibi yine yaşayacak. Olan bize oluyor farkındamısınız? Haydi toparlanalım toplum olarak ve ileriye bakalım.