Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 20 Aralık 2010 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Uluslararası Din Özgürlüğü 2010 Yunanistan raporuna paralel bir rapor hazırlayarak yetkili makamlara iletti. Din Özgürlüğü 2009 Yunanistan raporu ile büyük ölçüde aynı olan 2010 Yunanistan raporunda yer alan eksikleri ve yanlışlıkları gidermek amacı ile ABTTF, raporda yer aldığı şekli ile Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını inceleyerek paralel bir rapor hazırladı. ılk olarak ABTTF, Din Özgürlüğü 2010 raporunda Trakya’da (Batı Trakya) sayıları 100 bin ila 120 bini bulan Türk, Pomak ve Roman gruplarından oluşan Müslüman azınlık olduğu yönündeki ifade ile ilgili olarak Müslüman azınlığın etnik kimliğinin Türk olduğunu, bunun da Lozan Mübadele Sözleşmesi’nde yer aldığını ifade etmiştir. Demografik sayı ile ilgili olarak ise ABTTF, Yunanistan’da etnik temelde nüfus sayımı yapılmadığını hatırlatarak Yunanistan’da Müslüman azınlığın 2001 yılı nüfus sayımına göre 150 bin olduğunu kaydetmiştir. Hükümet’in yıllık binde 5 kotası oluşturmak sureti ile Trakya’daki Müslüman öğrencilerin teknik enstitüler ile üniversiteye kabul edilmelerine önem verdiği ifade edilen rapora karşılık ABTTF, azınlık okul sistemindeki düşük kalite nedeni ile binde 5 kotasının sınırlı bir etkiye sahip olduğunu belirtiyor. ABTTF, azınlık eğitim sistemindeki düşük kalitenin sebebinin ise Selanik Özel Pedagoji Akademisi’nde düşük ve kalitesiz bir eğitim alan öğretmenlerden kaynaklandığını söylüyor. Raporda Lozan Antlaşması’nın Trakya dışındaki Müslümanları kapsamadığı ifadesine ek olarak ABTTF, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı dönemde Rodos, ıstanköy ve Onikiadalar’da yaşayan Türklerin azınlık haklarından mahrum bırakılmalarının bir gerekçe olarak ileri sürülemeyeceğini belirtiyor. Müftü ve imamların seçilmesi süreci ile ilgili olarak farklılıkların devam ettiği rapora karşılık olarak ABTTF, bugün de devam eden müftü sorununa tarihsel bir bakış açısı getirerek müftü sorunun Batı Trakya Türk Azınlığı’nın talepleri doğrultusunda çözülmesi gerektiğini belirtiyor. Müftülerin şer’i yetkileri ile getirilen eleştirilere cevap olarak ise ABTTF, müftülerin (atanmış) şer’i yetkilerinin Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan ikili anlaşmalara dayanan hukuki bir durum olduğuna dikkat çekerek Yunanistan’ın müftülerin (atanmış) şer’i yetkilerinin tek taraflı olarak kaldırılmasının uluslararası hukuka aykırı olacağını kaydediyor. Cami ve minarelerin onarımı için Eğitim ve Din Bakanlığı’ndan izin alma konusunda gecikmeler yaşandığını tespitine ek olarak ABTTF, minarelerin yüksekliği ve camiler için tahakkuk etmiş cezalar ile ilgili soruna dikkat çekiyor. Raporda yer alan Okçular Camii saldırısına ek olarak ABTTF, Batı Trakya Türk Azınlığı’nı tehdit eden nefret temelli saldırıların 2010 yılında da devam ettiğini belirterek Mart 2010’da Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne yapılan saldırı ile birlikte Kahveci ve Kırmahalle mezarlıkları, Poşpoş ve Kalkanca mahallesi mezarlığı ile T.C. Selanik Başkonsolosluğu’na yapılan iki saldırıyı rapor ediyor. Konu ile ilgili olarak ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “ABD Din Özgürlüğü 2010 raporunun Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarına yüzeysel ve eksik şekilde yer vermesi nedeni ile ABTTF, paralel bir rapor ile eksikleri ve yanlışlıkları ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu paralel raporda eğitimden din özgürlüğü alanında yaşanan sorunlar dahil olmak üzere pek çok sorun ile ilgili olarak Batı Trakya Türk Azınlığı’nın görüşü yer alıyor” açıklamasında bulundu.