Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) Dışişleri Bakanlığı’nın 2016 Yunanistan İnsan Hakları Raporu’ndaki Batı Trakya Türkleri ile ilgili hususlara yorum ve cevap niteliğinde bir rapor hazırlayarak ABD Dışişleri Bakanlığı ile diğer ilgili diplomatik misyonlara iletti. Paralel raporunda ABTTF, ABD raporunda yüzeysel ve eksik bir biçimde yer alan konulara açıklık getirmekle birlikte bölgede yaşanan yeni gelişmeleri aktardı.
ABTTF: Batı Trakya Türklerinin Pomak ve Romanlara baskı uyguladığı iddiası gerçek dışı!
“Trakya’daki Müslüman azınlık” ifadesi ile Batı Trakya Türklerinin sorunlarının kısmen yer bulduğu rapora karşılık olarak ABTTF, Lozan Barış Antlaşması ile azınlık statüsü tanımlanan Müslüman azınlığın etnik kimliğinin Türk olduğunun mübadele sözleşmesinde açıkça belirtildiğini kaydetti. Raporda Trakya’daki Müslüman azınlık içerisindeki Pomak ve Roman toplulukların “Türkçe konuşan topluluk”un baskısına maruz kaldığı yönündeki iddialara yanıt olarak ABTTF, bu iddianın gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.
Bekir Usta grubu davalarında Yunanistan somut bir adım atmazsa Bakanlar Komitesi ikinci ara karar alacak.
Batı Trakya Türklerine ait isminde “Türk” kelimesi geçen derneklerin kapatıldığını ve yeni derneklerin kayıt edilmediğini belirten ABTTF, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınan Bekir Usta grubu davaları ile bilinen üç ayrı davada haksız bulunmasına rağmen Yunanistan’ın mahkeme kararlarını ısrarla uygulamadığını dile getirdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Mart 2017’deki son incelemesini aktaran ABTTF, Eylül 2017’ye kadar Yunanistan’ın somut sonuçlar doğuran adımlar atmaması halinde Bakanlar Komitesi’nin ikinci bir ara karar alacağını belirtti.
Batı Trakya Türk temsilcilerine yönelik adli kovuşturmalar toplum geneline gözdağı vermek ve toplumu yıldırmanın aracı haline dönüştü.
Polisin sahip olduğu aşırı yetkiye ilişkin olarak ABTTF, Batı Trakya Türk temsilcilerine yönelik adli kovuşturmaların toplum geneline gözdağı verme ve toplumu yıldırmanın bir aracı haline dönüştüğünü ifade ederek Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı’nın sözlü talimat üzerine polis tarafından yolu kesilerek göz altına alınmasını eleştirdi. Paralel raporunda ABTTF, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ile Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’in müftülük makamını gasp iddiasıyla suçlanmalarının toplum geneline verilmek istenen bir mesaj olduğunu belirtti. Yine ABTTF, Batı Trakya Türklerinin siyasi alandaki temsilcisi olan Dostluk, Eşitlik, Barış(DEB) Partisi Başkanı ve Başkan Yardımcısına yönelik suçlamalar kapsamında başlatılan adli kovuşturmaların bölgede yaşayan Türk toplumuna gözdağı verilmek amacını taşıdığını belirtti.
Yunan hükümeti tek taraflı bir dayatma ile müftü sorununa çözüm getirme bahanesiyle dini özerkliği tamamen yok etmeye hazırlanıyor.
Miras ve medeni hukuk alanlarında müftülerin şer’i hukuk yetkileri ile donatılmış olduğu ifade edilen rapora yanıt alarak ABTTF, Batı Trakya Türklerinin uluslararası antlaşmaları ile tanımlanmış kendi dini liderlerini seçme hakkının Yunan devleti tarafından 1991’den bu yana gasp edildiğini ifade ederek bugün şer’i yetkileri kullanan müftülerin devlet tarafından atanmış müftüler olduğunun altını çizdi. Müftü konusunda yaşanan son gelişmeleri aktaran ABTTF, son olarak müftü makamının modernize edilmesi amacı ile bir komisyon kurulduğunu ancak bu komisyonda Batı Trakya Türkü bulunmamasını eleştirerek devletin tek taraflı bir biçimde dini alandaki özerkliği kaldırmaya hazırlandığı yönünde endişelerin olduğunu dile getirdi.
Batı Trakya Türklerinin eğitimdeki özerkliği hiçe sayılıyor.
Ayrımcılık başlığı altında eğitimdeki özerk yapının tahrip edildiğini belirten ABTTF, Rodop ve İskeçe’de Batı Trakya Türklerinin nüfusunun çok olmasına karşın bu illerde yalnızca birer ortaokul bulunmasını eleştirdi. Bununla birlikte ABTTF, Batı Trakya Türklerinin eğitimde özerk olmasına karşın ekonomik gerekçeler ile öğrenci sayısının az olduğu okulların kapatılması uygulamasına azınlık okullarının da dahil edilmesini neticesinde bölgedeki azınlık okullarının sayısının azaldığını kaydetti.
ABTTF Batı Trakya Türklerine karşı fiziki ve sözlü saldırıları rapor etti.
Batı Trakya Türklerine yönelik nefret temelli fiziki ve sözlü saldırıların raporda yer bulmamasını eleştiren ABTTF, 2016 yılı ile Ocak-Nisan 2017 döneminde yaşanan saldırıları ayrıca rapor etti. Bu çerçevede diğer saldırılar ile birlikte ABTTF neo-Nazi Altın Şafak Partisi’ne mensup milletvekillerinin Mart 2016’da Brüksel’de ABTTF tarafından gerçekleştirilen bir etkinliğe yaptığı saldırı ile Aralık 2017’de Atina’da DEB Partisi tarafından gerçekleştirilen etkinliğe yaptığı saldırıyı ayrıntıları ile aktardı.