Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, T.C.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Görüşmelerin ardından yapılan basın toplantısında Davutoğlu’ndan önemli açıklamalr geldi. “Şunu çok açık söylüyorum, başka hiçbir ülkede eski Osmanlı, Türk, müslüman vakıfları ile ilgili benzer bir evrensel hukuk uygulaması olmadı. Türkiye’de nasıl Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde bizim vatandaşlarımız olan ve yurtdışında da tabileri olan Rum Ortodoks dostlarımızın kendi patriklerini, kendi kurumları içinde seçme hakkı nasıl bir evrensel değerse, Yunanistan’daki veya başka yerdeki müslümanların kendi müftülerini seçmesi de evrensel bir değerdir” ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Antonis Samaras ile Başbakanlık konutundaki görüşmesinin ardından, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı binasına geçerek burada Venizelos’la bir araya geldi.
Görüşmede, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs’taki yeniden başlatılan müzakere sürecinin ele alındığı belirtildi. Görüşmenin ardından iki bakan kameraların karşısına geçerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu: “Türkiye’de Rumlar Kendi Patriklerini Seçiyorya, Müslümanar da Kendi Müftülerini seçebilmeli”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’de azınlıklara yönelik atılan adımların karşılıklılık prensibine göre değil, evrensel değerler gözönüne alınarak atıldığını söyledi.
Bakan Davutoğlu, Yunan meslektaşı Evangelos Venizelos’la yaptığı ikili görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında bir Yunan gazetecinin Türkiye’deki azınlıkların durumuna ilişkin sorusuna, “Vatandaşlarımızın hakları sözkonusu olduğu, vatandaşlarımızın dini kimliği, etnik kimliği ne olursa olsun, bizim için vatandaşlık hukuku ve evrensel değerler geçerlidir. Bu anlamdada son yıllarda yaptığımız büyük reformları herhalde herkes yakından takip ediyor. Gayri müslim vakıflara mülkiyet transferi konusnuda hiçbir ülkenin yapmayacağı ölçüde geniş bir reformla 1 milyar doları aşan bir mülkün bu vakıflara iadesi sağlandı” cevabını verdi.
“HİÇBİR ÜLKEDE ESKİ OSMANLI TÜRK VAKIFLARI İLE İLGİLİ BENZER BİR UYGULAMA OLMADI”
Davutoğlu cevabının devamında, “Şunu çok açık söylüyorum, başka hiçbir ülkede eski Osmanlı, Türk, müslüman vakıfları ile ilgili benzer bir evrensel hukuk uygulaması olmadı. Buna rağmen biz bu adımı atmakta hiçbir beis görmedik. Yine benzer şeklide St. Sinot meclisinin oluşumunda Rum Ortodoks Patrikhanesi içinde Türkiye’den ne talep edilmişse, var olan anlaşmaları da bazen gerektiğinde revize ederek, by-pass ederek de evrensel hukukun gereği neyse onu yaptık. Türkiye Cumhuriyeti devleti sözkonusu olduğunda,bütün dini kurumlar aynı ölçüde değere layıktır ve hepsine bu değeri göstermek bizim devlet olarak vazifemizdir ve bu anlamda da evrensel hukuku uyguluyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’DE RUMLAR KENDİ PATRİKLERİNİ SEÇİYORYA, MÜSLÜMANAR DA KENDİ MÜFTÜLERİNİ SEÇEBİLMELİ”
Bakan Davutoğlu, “Bunu uygularken eğer şu dile getiriliyorsa, yani her müslüman azınlığın kendi müftüsünü seçme hakkı vardır deniyorsa, bu sadece bir karşılıklılık ilkesinden değil, evrensel bir prensibi hatırlatmak için. Türkiye’de nasıl Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde bizim vatandaşlarımız olan ve yurtdışında da tabileri olan Rum Ortodoks dostlarımızın kendi patriklerini, kendi kurumları içinde seçme hakkı nasıl bir evrensel değerse, Yunanistan’daki veya başka yerdeki müslümanların kendi müftülerini seçmesi de evrensel bir değerdir. Bunu karşılılılık esası üzerinden düşünmüş olsaydık, St. Sinot Meclisi’nde gerekli düzenlemeleri yapıp, ki bu talebi yerine getirmek bizim dini kurumlara olan saygımızın bir gereğidir, bunu yapmazdık, karşılıklılık esası gözetmedik. Eğer karşılıklılık esası gözetmiş olsaydık vakıflara mal transferi konusunda da adımlar atılmasını beklerdik. Geçmişte yapılan bazı hukuk olarak da doğru bulmadığımız adımları telafi edecek şekilde bugün Yunanistan’daki İstanbul Başkonsolosluğu’nun içinde bulunduğu mülkü de Aya Yorgi Vakfı’na iade edildi. Bütün bunlar yapıldı. ve bunları yaparken de bir karşılılık beklemedik” dedi.
“AZINLIK REFORMLARINA DÜNYA ŞAHİT, AB RAPORLARI ŞAHİT”
Davutoğlu konuşmasına şöyle devame etti:
“Biz Binans ve Osmanlı geleneklerini birlikte miras edinmiş iki ülkeyiz. Bunlar bizim ortak miraslarımız. Birçok Osmanlı kurumu Bizans’tan etkilendiği gibi birçok Yunan veya Türk kurumu da Osmanlı’dan etkilenmiştir. Bu bir tarihi vakıa. Burada yapılması gereken bu kültürel ortak geçmişi, bir karşıtlık meselesi olarakdeğil aksine büyük bir ortak miras olarak değerlendirmek ve örnek bir tavır sergilemek. Bu tavır içinde Türkiye’nin hiçbir zaman terk etmeyeceği prensip kendi vatandaşlarına hangi etnik mezhep ve kökenden olursa olsun, bütün özgürlük alanlarını genişletmek ve bunu yapıyoruz, dünya buna şahittir, Avrupa Birliği raporları buna şahittir.”
“SELANİK İMARET CAMİİ’NDEKİ EROTİK SERGİ TÜRK KAMUOYUNU RAHATSIZ ETTİ”
“İkinci mesele de, ortak kültürel mirası her zaman korumak ve dini konular sözkonusu olduğunda saygıyı, kurumlara saygıyı ele almak.
Dini kurumlara saygı sözkonusu olduğunda, Selanik’teki İmaret Camii’nde dini mekanlara yakışmayacak şekilde erotik sergi açılması da Türk kamuoyunu rahatsız etti. veya daha önce yine Selanik’te başka bir camide, şimdi durduruldu, pornografik film oynatılması da rahatsız etti.”
“Türkiye’de her zaman 500 yıllık bir gelenek içinde bütün kiliseler, bütün camiler, sinogoglar aynı ölçüde saygı görür. Bundan sonra da görecekler. Bu konuda Yunan hükümeti ile çok yakın bir temasımız var, bazı rahatsız olduğumuz hususları onlar bize, biz onlara aktarırız.”
“Ve dediğim gibi teşekkür ediyorum, bazı camilerdeki dini mekanlara uygun olmayan uygulamaları dile getirdiğimizde son derece olumlu tepkiler aldık. ve gerekli adımları da karşılıklı olarak atıyoruz. Hiç merak etmeyin, Türkiye’de de, Yunanistan’da da bütün bu konuları açık yüreklilikle konuşabilecek hükümetler var ve biz her zaman bu kültürel mirası koruduk ve bu kültürel mirasın intikalinde Ayasofya 16. yüzyılda büyük mimar Mimar Sinan’ın yaptığı eklemeler dahil olmak üzere, bu mirası nasıl gözümüzün bebeği gibi sahip çıktığımızı da herkes bilir.”
Ahmet Davutoğlu, Doğu Akdeniz’de barışın önemli bir unsurunun da Kıbrıs’ta barış olduğuna değindi.
“Her zaman olduğu gibi bundan sonra da bu dostluk köprülerini artırmaya, aramızdaki stratejik işbirliğini daha üst seviyelere çıkarmaya kararlıyız.” diyen Davutoğlu, Kıbrıs’ta son haftalarda yoğunlaşan müzakere ivmesine dikkat çekti. Bakan Davutoğlu, Yunanistan’la Türkiye’nin iki garantör ülke olarak bu sürece katkı verme iradesine sahip olduklarını dile getirdi. Davutoğlu, “Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs konusunda ortak perspektifle yaklaştıkça, bu eminim Ada’ya da barışın gelmesini kolaylaştıracak.” dedi. Davutoğlu, iki ülkenin verdiği destek sayesinde 2004’te Kıbrıs’ta Annan referandumunun gerçekleştiğini hatırlattı.
Doğu Akdeniz’de barışa dair bir perspektife sahip olduklarını dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi: “Türkiye ve Yunanistan olarak biz Doğu Akdeniz’de barışı istiyoruz. Doğu Akdeniz havzasında Türkiye ve Yunanistan arasındaki işbirliği ne kadar gelişirse, Avrupa kıtası içinde bir güney dayanışmasının oluşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye ve Yunanistan’ı Avrupa kıtası içinde daha güçlü kılacaktır.”
“AB DÖNEM BAŞKANLIĞI FIRSAT”
Yunanistan’ın devralmaya hazırlandığı AB Dönem Başkanlığı’nı Türkiye için bir fırsat olarak gördüklerini dile getiren Davutoğlu, AB ile ilişkilerde yeni bir döneme girdiklerine dikkat çekti. Yunanistan’ın dönem başkanlığında mümkün olan en fazla sayıda faslın müzakerelere açılması ve Vize muafiyeti diyalogunun aynı ivmeyle sürmesini dileyen Davutoğlu, Atina’nın dönem başkanlığıyla ilgili önceliklerine destek vermeye hazır olduklarını söyledi.
Davutoğlu, ortak basın toplantısında konuşmasına “Her zaman olduğu gibi Atina’da gördüğüm misafirperverlikten, sıcak karşılamadan ve son derece samimi görüşmelerden duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum” şeklinde başladı.
“ÇOK VERİMLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRDİK”
Başbakan Antonis Samaras ve Yunan mevkidaşı Evangelos Venizelos’la “çok verimli görüşmeler” gerçekleştirdiğini belirten Davutoğlu, taraflar arasında “sık” gerçekleşen görüşmelerin Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin “yoğunluğunu ve sıcaklığını çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu” söyledi.
“TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ ÖRNEK BİR MAHİYET KAZANDI”
Bakan Davutoğlu, “Türk-Yunan ilişkilerinin örnek bir mahiyet kazandığını kaydeden Davutoğlu, “Ben her yerde, her uluslararası zeminde, Türkiye ile Yunanistan’ın son yıllarda gerçekleştirdikleri bu olağanüstü iyi ilişkiyi örnek bir ilişki biçimi olarak takdim ediyorum. Çünkü 87 yılda Türkiye ile Yunanistan arasında 35 anlaşma imzalanmıştı. Son 4 yıl içinde yaptığımız iki yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi toplantısında 50 anlaşma imzaladık. Bu da iki ülke yöneticileri vizyon sahibi olduklarında, ortak bir siyasi irade sergilediklerinde daha dün imkansız gibi görülen birçok hususun nasıl kolayca çözülebileceğinin güzel bir işareti. Biz bu geleneği sürdüreceğiz” dedi.
“VENİZELOS’LA SELANİK’İ ZİYARET EDECEĞİZ”
Bakan Davutoğlu, “Bu kültürel ilişkileri her zaman daha ileri düzeye getireceğiz. Geçen geldiğimde Palaio Faliro semtini ziyaret etmiştim ve orada gördüğüm muhabbet sanki Konya’da yada İstanbul’daki dolaşıyormuş gibi gördüğüm muhabbeti hiç unutmadım. Bu sefer de İmrozlular derneğini ziyaret edeceğim. Yani sadece siyasi görüşmeler değil, bu kültürel ilişkileri de güçlendirecek bağlar kuracağız. Ümit ederiz ki, bir daha ki ziyaretimde, Sayın Venizelos’un şehri Selanik’e gitmeyi planlıyoruz birlikte. Kendisi teşrif ettiğinde de benim şehrim Konya’ya ki, birçok Anadolu’dan göçen Rum kökenli Yunan vatandaşları Karamanlı olarak anılır. Orayı da birlikte Karamanlis isminin de geldiği Karamanlı bölgesini birlikte ziyaret ederiz. Bunlar dostluğumuzu pekiştiren unsurlar. Yine Sayın Venizelos’un söylediği gibi ortak tarihi, kültürel mirasımızı da, gerek Türkiye’de, gerek Yunanistan’da korumak bizi güçlendirir, zayıflatmaz. Her zaman dini mekanlara saygı, karşılıklı insan hakları ve evrensel değerlerine paralel olarak ve vatandaşlık hukukuna bağlı olacak şekilde azınlıkların bulundukları ülkeye entegre olmalarının dışında bizim aramızda köprü oluturmaları da bu açıdan önemlidir” diye konuştu.
“KIBRIS MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ TÜRKİYE’Yİ VE YUNANİSTAN’I DAHA GÜÇLÜ KILAR”
Kıbrıs’ta son haftalarda yoğunlaşan bir müzakere ivmesi olduğunu hatırlatan Davutoğlu, “Biz Yunanistan, Türkiye olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1950-1960’da kurucu garantör ülkeleri olarak da Kıbrıs
Türk ve Kıbrıs Rum halklarının güven unsurları olan iki ülke olarak da, bu sürece katkı verme iradesine sahibiz” dedi.
Türkiye ile Yunanistan’ın Kıbrıs konusuna ortak bir perspektife yaklaştıkça, bunun adaya barışın gelmesini kolaylaştıracağını söyleyen Davutoğlu, “2004’de yürütülen müzakerelerde Türkiye ve Yunanistan’ın verdiği destek, o zaman müzakerelerin referandumla neticelenmesini sağlayan en önemli unsur olmuştu. Türkiye ve Yunanistan olarak biz Doğu Akdeniz’de barış istiyoruz. Doğu Akdeniz’deki barışın önemli bir kiliti de Kıbrıs adasında barıştır. Doğu Akdeniz havzasında barış ne kadar gelişirse Türkiye’yi de, Yunanistan’ı da Avrupa kıtası içinde daha güçlü kılacaktır. Onun için Ege konusunda sürdürülen görüşmeler de dahil olmak üzere bir barış perspektifine sahibiz. Bugünlerde Kıbrıs’ta devam eden müzakerelerde, iki toplumlu, iki kurucu devlete dayalı bir Kıbrıs inşası konusunda bundan sonraki çabalarımızı da sürdüreceğiz. Bundan sonra da bu sürece katkıda bulunmak için istişareleri sürdürme kararı verdik Sayın meslektaşımla” diye konuştu.
“YUNANİSTAN’IN AB DÖNEM BAŞKANLIĞINI FIRSAT OLARAK GÖRÜYORUZ”
Davutoğlu, Atina ziyaretinin, Yunanistan’ın yılbaşından itibaren AB dönem başkanlığını üstlenecek olması nedenyile de ayrı bir önem taşıdığını belirtti.
Bakan Davutoğlu, “Biz Yunanistan’ın AB dönem başkanlığını Türkiye için bir fırsat olarak telakki ediyoruz. Son dönemde AB-Türkiye ilişkilerinde bir ivme var. Bir faslı açtık, tıkanmış bir yolun, damarlarda bir yol açtık. Ama en önemlisi de önümüzdeki hafta Ankara’da Vize muafiyeti anlaşması ile geri kabul anlaşmasını da imzalayarak, Yunanistan’ın dönem başkanlığına böyle altın tepsi ile imkan sunarak ve yeni bir dönem, ivme başlatacak bir dönem, çerçeve oluşuyor. Yunanistan dönem başkanlığında mümkün olan en fazla sayıda faslın açılması, Vize müzakerelerinin bugünkü ivmeyle sürmesi ve Balkanlar ve diğer konularda iki ülke arasıdaki işbirliğinin artarak sürmesi, sadece iki ülkeye değil, AB’ye de katkı sağlayacaktır” dedi.