Değerli okurlar, ne zaman Yunanistan’da PASOK Partisi iktidara gelse her defasında bir “soykırım hikayesi” iddiası ortaya atılıyor. ışte yine PASOK Partisi iktidarda ve yine bir yeni “soykırım” iddiası ile çalkalanıyor ortalık. 19 Eylül Pazar günü Dedeağaç’tan başlamak üzere ülke genelinde tüm kiliselerde matem havası esecek. Geçen hafta bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım ve orada da söyledim. Bu kafayla asla olmaz, olamaz!!! Yunan parlamentosu’nun başkanı Filipos Peçalnikos gayet açık bir şekilde ifade etmiş ve demiş ki, “Soykırım, Yunan varlığının silinmesi için yapılan ve 1922’de zirveye ulaşan sistematik bir çabanın sonucuydu. Soykırım sonucunda Küçük Asyalı Yunanların akan kanının çok pahalıya mal oldu. Yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybetti” demesi akıllara şu soru işaretini getiriyor. Yunanistan bu asılsız sevdadan nezaman vaz geçecek? Bu iki ülke ne zaman gerçek anlamda dost olacak? YUNAN PARLAMENTOSU’NDA “SOYKIRIM ıÇıN BıR DAKıKALIK SAYGI DURUşU Yunanistan Parlementosu, sözde “Küçük Asya (Anadolu) Yunanlarının Türk Devleti Tarafından Soykırıma Uğratılmalarının Yıldönümü”nü düzenlenen bir programla andı. ıçişleri Bakanlığı’nın valiliklere gönderdiği genelgede ise 19 Eylül Pazar günü ülke genelinde anma etkinlikleri düzenlenmesi istendi. Yunanistan, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandırılmayı amaçlayan işbirliği sürecine zarar verecek, sözde “Pontus ve Küçük Asya (Anadolu)” soykırımı etkinlikleri düzenlemeye devam ediyor. Atina’dan etkinliklerin 2007’de durdurulmasını isteyen Türkiye’nin, bu yıl düzenlenecek anma törenlerine de tepki göstermesi bekleniyor. Yunanistan Parlamentosu, genel kurulda dün düzenlenen programda Kurtuluş Savaşı sırasında sözde “Küçük Asya (Anadolu) Yunanlarının Türk Devleti Tarafından Soykırıma Uğratılmalarının Yıldönümü”nde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Programda bir konuşma yapan Yunanistan Meclis Başkanı Filippos Peçalnikos, “Soykırım, Yunan varlığının silinmesi için yapılan ve 1922’de zirveye ulaşan sistematik bir çabanın sonucuydu” iddiasında bulundu. Soykırım sonucunda Küçük Asyalı Yunanların akan kanının çok pahalıya mal olduğunu ileri süren Peçalnikos, “Yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybetti” iddiasında bulundu. Peçalnikos, Yunan meclisi tarafından 14 Eylül’ün anma günü olarak kabul edilmesinin tarihi bir borç olduğunu ve ısrarlı taleplerde bulunan dernekleri tatmin ettiğini söyledi. SÖZDE PONTUS, KÜÇÜK ASYA VE ERMENı SOYKIRIMI ıDDıALARININ ÜÇÜNÜ BıRDEN TANIYAN TEK ÜLKE YUNANıSTAN Yunan Meclis Başkanı Peçalnikos, Yunan Parlamentosu’nun 24 Eylül 1998 günü gerçekleşen oturumda, 14 Eylül’ü soykırımı anma günü olarak kabul ettiğini hatırlattı. 14 şubat 2001’de ise dönemin PASOK Kültür Bakanı Evangalos Venizelos (şimdi Savunma Bakanı) ve ıçişleri Bakan Yardımcısı Kostas Kaiserlis tarafından hazırlanan yasa tasarısı, ülke genelinde “14 Eylül’ün etkinliklerle kutlanmasını” karara bağlamıştı. Tarihsel ve bilimsel gerçeklere rağmen sözde “Pontus” ve “Küçükasya” soykırımlarında 853 bin Yunanın katledildiğini iddia eden Yunanistan, Atatürk’ün Samsuna çıktığı 19 Mayıs gününü ise sözde “Pontus Soykırımını Anma Günü” olarak anıyor. Bu konudaki yasa tasarısı, Yunan Parlementosu’nda yine dönemin PASOK hükümeti tarafından 23 şubat 1994 tarihinde kabul edilmişti. Yunanistan, Türkiye tarafından Doğu Karadeniz bölgesinde 353 bin Ortodoks Pontus’a soykırım uygulandığını iddia ediyor. Zaman zaman Türkiye ile gerginliğe neden olan uygulamalara imza atan Yunanistan, sözde soykırımlar için Atina ve Selanik’te anıtlar inşa edilmesine izin vermişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2006 yılında Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile Viyana’da yaptığı ikili görüşmede, Selanik’te sözde Pontus soykırımı anıtının açılmasına tepki göstermişti. Millî bir anma günü olarak kutlanan 19 Mayıs ve 14 Eylül’de, bütün eğitim kurumlarında konuyla ilgili konuşmalar yapılıyor. Kiliselerde ise ayinler düzenleniyor. Valilikler de çeşitli etkinlikler organize ediyor. Bütün kamu binalarında ise bayrakların yarıya indiriliyor. Bu arada Atina’da düzenlenen etkinliklerde ise Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’ne protesto yürüyüşleri yapılıyor. Ermenilere de sözde soykırım yapıldığını iddialarına da sessiz kalmayan Yunanistan Parlamentosu, 25 Nisan 1996 tarihinde “24 Nisan Ermeni Soykırımı Günü”nü ilk tanıyan ülkeler arasında yer almıştı. Atina’da 19 Mayıs 2010 günü düzenlenen sözde “Pontus Soykırımını Anma Günü”nde yapılan konuşmalarda, 750 bin Pontus Rumundan 353 bininin 1919-1923 yılları arasında öldürüldüğü ileri sürülmüştü. Etkinliğe PASOK hükümetini temsilen Adalet, şeffaflık ve ınsan Hakları Bakanı Haris Kastanidis katılmış, ısveç Liberal Halk Partisi Kürt milletvekili Gülen Avcı da bir konuşma yapmıştı. TÜRKıYE’DEN DERS GıBı TEPKı AÇIKLAMALARI Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise 28 Mayıs 2010 tarihinde yayınladığı açıklamada, sözde Pontus soykırımını anma gününe tepki göstermişti: “Yunanistan Parlamentosu’nun 24 şubat 1994 tarihinde kabul ettiği Yasa ve bu çerçevede bu yıl da geçtiğimiz günlerde düzenlenmiş olan sözde “Pontus Soykırımı Anma Günü” etkinlikleri, tarihi gerçeklerin saptırılmasından ibarettir. Tarihin tahrifine dönük bu gibi faaliyetler, her iki ülke siyasi liderliğinin Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandırılmasına yönelik ortak iradesiyle yaratılmaya çalışılan işbirliği ortamının ruhuna da aykırıdır.” Yine Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın 23 Mayıs 2007 tarihinde yaptığı benzeri bir açıklamada ise çok önemli tespitlerde bulunulmuştu. Türk-Yunan yakınlaşmasına zarar verecek benzeri kutlamaların durdurulması istenirken Atina, bu talebi uygulamaktan ısrarla kaçınıyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın 2007 yılında Yunanistan’a gönderdiği ders niteliğindeki açıklaması şöyle: “Anma günleri, tarih bilincinden yoksun çevrelerin husumet kampanyalarına zemin teşkil etmektedir. Yunanistan’daki ve diğer ülkelerdeki Pontus Derneklerinin, bazı Yunanlı siyasetçilerin de aktif desteğiyle son dönemde ivme kazanan sözde ‘soykırım’ iddialarının hiçbir tarihi ve bilimsel temeli yoktur. Bu iddialar tarihsel gerçeklerin saptırılmasından ibarettir. Yunanistan’dan, iki ülke arasında 1999 yılında başlatılan diyalog ve işbirliği sürecinin kazanımlarını tehdit eden, iyi komşuluk ilişkilerinin ruhuna aykırı olan söz konusu hasmane girişimlerin durdurulmasını teminen gerekli önlemleri almasını bekliyoruz.” Bu arada Türk Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın sözde Küçük Asya soykırımına ilişkin iddialarına Lozan’ı hatırlatarak cevap vermişti: “Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımız sırasında Yunanistan’ın Anadolu’da tevessül ettiği vahşet ve mezalimi hatırlatmak isteriz. Nitekim, Lozan Andlaşması’nın 59. maddesindeki, ‘Yunan ordusu veya yönetiminin Savaş Hukuku kuralları hilafına Anadolu’da sebep oldukları yıkımın Yunanistan tarafından tazmin edilmesi’ni öngören hüküm unutulmamalıdır.” YUNAN TARıHÇı: YUNAN OLMAKTAN UTANIYORSUN Bu arada Yunanistan’ın soykırım iddialarına tarafsız Yunan tarihçiler karşı çıkıyor. Atina Pandion Üniversitesi Profesörü Aleksis ıraklidis, geçen yıl 25 Mart bağımsızlık bayramı arifesinde yaptığı açıklamada, “Anadolu’ya saldıran Yunanlılar, 1919’da Türklere Sırpların Bosna’da yaptıklarının benzerleri yaptılar” demeciyle fanatik Yunanların tepkisini çekmişti. ıraklidis, Alfa televizyonunda, “Ankara’ya kadar her yerde alevler yükseliyordu. Öldürüyor, kesiyorlardı. Tam bir dehşet. Yunanlı olduğuna utanıyorsun.” ifadelerini kullanmıştı.
Ana Sayfa Salla Gitsin FıLıPOS PEÇALNıKOS: “SOYKIRIM, YUNAN
VARLIğININ SıLıNMESı ıÇıN YAPILAN VE 1922’DE ZıRVEYE ULAşAN...