Ana Sayfa Batı Trakya Haberler B.Trakya Video Haber Batı Trakya’da Azınlığı İdare Edenler Bu Videoyu İzlesin, Ona Göre Yeni Bir...

Batı Trakya’da Azınlığı İdare Edenler Bu Videoyu İzlesin, Ona Göre Yeni Bir Politika Benimsesin!

2
1

Yunan devleti bir Komisyon değil, bin Komisyon kursa, iktidara kigelirse gelsin daima bildiğini okuyacak, istediğini oturtmaya çalışacak. Ama Batı Trakya’da Türk Azınlık bu yöntemle bu şekilde bu mücadele anlayışıyla giderse yarınlarda kimseyi etrafında yanında bulamayacak! Değişiklik acil ve kaçınılmaz!

Trakya (Batı ) Kalkınma Komisyonu Başkanı Dora Bakoyanni, iki günlük bir ziyaret için geldiği Gümülcine’de, ziyaretinin ikinci ve son günü akşam saatlerinde merkezi Gümülcine’de bulunan Doğu Makedonya Trakya Eyalet Meclisi salonunda önce bölgedeki Sanayi Ticaret Odaları temsilcileri, üretime yönelik faliyet gösteren kurum ve kuruluşların, işletmelerin temsilcileriyle görüştü, ardında da gazetecilerin sorularını yanıtlamak üzere kameraların karşısına geçti.

Eski bir Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda şimdilerde iktidar Yeni Demokrasi Partisi Girit Milletvekili olan ve Başbakan Kiriakos Miçotakis’in bizzat talebi üzerine Parlamentonun tozlu raflarından yeniden indirilen Trakya (Batı ) Kalkınma Komisyonu’nun da aynı zamanda başkanlığını yapan Dora Bakoyanni’nin ziyareti büyük önem taşıyordu.

İlk olarak sözü Dora Bakoyanni aldı. Komisyonun iki buçuk yıl çalışmasının ardından yayınladığı Trakya Kalkınma Komisyonu raporunun azınlığın sorunlarına çözüm üretmekten uzak olduğu görülmüştü. Ancak Dora Bakoyanni, bu akşam Gümülcine’den Komisyonun başarılı çalışmalar yaptığını, daha işin başında olduklarını ve yapılacak daha çok işin olduğunu söyledi. Bunun nedeninin de şimdiye kadar daha once oluşturulan Komisyonların sadece sözde kaldığını, Miçotakis hükümetinin ise kısa sürede yılların biriktirdiği sorunlara kalıcı çözüm bulmak üzere derhal işe koyulduğunu, Yunan bürokrasisine karşı da zamanla yarıştıklarını dile getirdi.

Bakoyanni, Komisyon raporunda da yer aldığı üzere, Batı Trakya’nın bir bütün olarak kalkınmasından bahsetti. Azınlığın Müftülük gibi bir sorunu olmadığını, yeni oluşturulan yasanın Müftüler ve Müftülük konusuna yönelik herşeyi devletin kanunları çerçevesinde hazırlandığını sözlerine ekledi.

Dora Bakoyanni:

“Bölgede hiç bir güç Yunanistan’ın egemenliğini ve birliğini küçümseyemez, bu konuda açıkça net olmalıyız. O şekilde bir güç yok!”

“Toplumunun tamamıyla birlikte Trakya (Batı) bir bütün olarak kalkınacaktır. Kurumsal konularda, örneğin Müftülerin seçimi yöntemi ile ilgili oluşturulan yeni yasa tasarısının kararı, eğitim konuları, Müslüman eğitiminin yükseltilmesi, Trakya’daki okulların yükseltilmesi, Trakya’daki eğitimin birleştirilmesi ve kaliteli eğitimin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu hedefler bölgedeki ekonomi ile bağlantılı.

Demografik yapı yunanistan’ın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan bir tanesi. Ve özellikle de Trakya’da (Batı) bir numaralı sorun demografik yapı. Mücizeler yapamayız. Yapabileceğimiz tek şey tespit ettiğimiz üzere ve Komisyonun raporunun içinde de yer aldığı üzere, yeni çiftlerin konaklama barınma konularında Evros (Meriç) bölgesine bazı ödeneklerin yapılmasıdır. Ben şunu söylemek istiyorum, şu an işsizlik sorunu yok. Bununla ne demek istiyorum, burada Trakya’da işletmeler asgari ücretin de çok üzerinde çalışacak insanlar arıyor. Sorun, Trakya’lılar iş olmadığından dolayı bölgeden kaçtılar, dolayısıyla iş olduğu için dönebilirler. Artı hükümet tarafından açıklanacak olan bazı ek ödemelerle yeni çiftlerin desteklenmesi ve dolayısıyla da yeni bir yön vermek amaçlanmaktadır.

İkinci konu, Yassıköy barajının ikinci projesi konusu. Alınan kararla Kalkınma Programına dahil edilecek projelerden biri. Projenin tamamlanması ve onaylanmasının ardından Ekonomi Bakanı Skilakakis tarafından açıklanacaktır.

(Gümülcine’de Başkonsolosluğun müdahalesi olduğu soruldu.)

Bölgede hiç bir güç Yunanistan’ın egemenliğini ve birliğini küçümseyemez, bu konuda açıkça net olmalıyız. O şekilde bir güç yok! Bunun ötesinde sayın İlhan’ın (Milletvekili İlhan Ahmet’in Başkonsolosluk hakkında söyledikleri) şikayetleri çok fazla ciddi, sayın Ahmet bir Milletvekili olarak Azınlığa çok şeyler sağladı. Ben kendisiyle bizzat işbirliği yapma şansım vardı. Azınlığın çıkarları için her defasında verdiği savaşları biliyorum. Şahsi hissim, bu tür müdahaleler Azınlığn ta kendisinden yapılmıyor.

Bugün Trakya’daki (Batı) Azınlık birlikte var olmanın bir örneği ve aşırı uç unsurların var olmadığı bir Azınlık. Dolayısıyla gördüğünüz gibi biz burada dördümüz de AB Parlamentosu Komisyonu üyesiyiz ve aşırı uçlarla fundamentalizm/köktencilik Müslümanların konularıyla Avrupa’nın değişik bölgelerinde ilgileniyoruz, biz gurur duymalıyız çünkü bizim Azınlığımızda bu denli bir unsurlar yok. Bunun ötesinde bu tür duruşlar ve davranışlar Türkiye’nin diplomasisine yardımcı olmuyor, sadece bir diplomatik misyonu zor durumda bırakıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin diplomatik misyonunun bir deneyimi vede önemli bilgi ve birkime sahip. Saygıya da layık. Bu tür davranışlar sadece zor durumda bırakıyor.

Bir Müftü vardır, izinleri verme yetkisi bir Müftüye aittir. Düğünleri onaylayan ve belgeleri veren bir Müftü vardır. Bir Müftüdür, Müftü budur, eğer bundan sonra birileri başka birşeyler ile ilgilenmeleri yasal devleti ilgilendirmez.“

Soru sormak yine “tek tabanca” bize düştü!

İlhan Tahsin BİRLİK Gazetesi: Soru: Eğitim konusunu konuştunuz ancak Komisyonun raporunda da birçok konuda olduğu gibi bu konu da yer almıyor, birşeyler eksik. Örneğin İskeçe’de Muzaffer Salihoğlu Ortaokul ve Lisesinde 60 öğrenci bir sınıfta ders yapıyor. Aynı sorun Gümülcine’de Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesinde de yaşanıyor. Bu okullar artık yeterli değil. Devlet okulları mevcut ve tercih eden Azınlık çocukları devlet okullarına gidiyor, ancak eğitimini Türkiye’de sürdürmek isteyen öğrenciler de bu okullara gidiyor. Burada bir eksik var neden? Hükümet gelecekte İskeçe ve Gümülcine’ye yeni okulların yapılmasına izin verecek mi?

Bakoyanni:

“Öncelikle bana çok enteresan geldi, eksik yok. Bilemiyorum eksik olduğu izlenimini nereden çıkardınız. Biz Azınlık eğitiminin yükseltilmesini konuşuyoruz. Biz bu çocukların 3 dil öğrenmelerini konuşuyoruz. Ve iyi de öğrenmeleri gerek. Bu çocukların yarınlarda iyi Yunanca, iyi Türkçe ve iyi İngilizce konuşmaları için hallerimiz var. Hedef bu.

(Başka bir gazeteciden bir soru geliyor, Pomakça dili ne olacak?)

Bakoyanni:

“Bildiğiniz üzere okutulmuyor, yazılı bir dil değil ve bunun için anaokullarında konuşulacak. Ancak konuşulan bir dil, yazılan bir dil Türkçedir.”

“İlhan Tahsin’in sorusuna cevabının devamı)

“Bunun ötesinde biz net söylüyoruz eksik olan nedir? Sizi anlamıyorum.”

İlhan Tahsin: “Yapı eksikliği yetersizliği, yeni okulların inşa edilmesi için izinler verilmiyor!“

Bakoyanni: “İsminiz ne? Cevap: İsmim İlhan.

Bakoyanni: “Sayın İlhan, biz Eğitim Bakanlığı değiliz, biz Komisyonuz ve Komisyon okul yapıları olmalı diyor. İlk aşamada en ihtiyaç olanı ve acil olanı, küçük okulların olduğu yerlerde, yani tüm Yunanistan’da olduğu gibi tek ve çift sınıflı yerler, bunlar büyük ve altyapısı sağlam olan doğru bir okulda toplansın ve çocukların taşınması, beslenmesi olacak olan bir okulda toplansın ve çocukların doğru bir okula gitmeleri gerekmektedir. Bu benim Evritania bölgesinde Milletvekili olduğum dönemde oldu. Tek ve çift sınıflı okullar iptal edildi ve çocukları yeni okullara topladık. Bunun aynısı dağlık bölgede olması gerekmektedir. İhtiyaç olan bölgelerde. Bunları Komisyonun raporunda belirtiyoruz ve nerede okul yapıları yetersizse yenileri olsun. Bu Eğitim Bakanlığının meselesi. Komisyonumuzun konusu değil. Ancak sizi tahrik ediyorum. Ne zaman eğitimi konuşuyorsak bana daha nelerin eksik olduğunu söyleyin.“

İlhan Tahsin: “Çift dilli Anaokulları, Türkçe-Yunanca.“

Bakoyanni: “Var, raporun içinde belirtiliyor.“

İlhan Tahsin: “İzin verilmiyor.”

Bakoyanni: “Kim vermiyor?

İlhan Tahsin: “Sistem çalışmıyor, Eğitim Bakanlığından izinler verilmiyor. Aynen yapıların inşa edilmesine izin verilmiyor.”

Bakoyanni:

“Sayın İlhan, Komisyonun sonuç bulguları şimdi yatırıldı, insanların istihdam edilmesine şimdi başlanacak, anaokulların çalışabilmesi için, gerekli olan insanın olabilmesi için, buna bir zaman gerekli, zannetmiyorum tüm dünyada herhangi bir ülkede bir düğmeye basıyorsun ve onları içeriye koyuyorsun. Bugün Yunanistan genelinde ek eğitimcilerin olabilmesi, Eğitim Bakanlığının kazandığı büyük bir bahis. Çünkü bunu biraz daha önceden yaptı. Siz ayrıcalık olarak Mayıs ayından böyle bir şeyi yapmış olmamızı mı istiyor sunuz? Mümkün değil.”

İlhan Tahsin: “Bekleyip göreceğiz.”

Sözü komisyon Milletvekili alıyor: Bize Fransa’yı örnek gösteriyor!

“Buna paralel olarak Komisyonun bu raporunda bir yenilikçi uygulama var. Fransa’da yaşamaya giderseniz eğer, Fransız devleti anaokullarında çocuklarınıza tercümanlık yapsın diye birini tahsis etmeyecek. Ne İngiliz devleti, ne Hollanda devleti, ne Avusturya ne de Almanya devleti, Yunan devleti bu raporda bunu öngördü. Anne babalar ya devleti ya da özeli ihtiyaçlarına göre ve imkanları dahilinde seçebilirler. Yunan devletinin yaptığı şey bu ortamı yaratmak. Sayın Bakoyanni’nin de dediği gibi yeni bir şey başlatıyoruz ve zaten işlediği de görüldü. Tabii ki bir anda çalışmayacak.”

Stilianidis söz aldı:

“Çocuklarını bu anaokullarına göndermesinler diye anne babalara yönelik bir savaşın olduğunu tespit ettim.”

“Önceki bir Eğitim Bakanı olarak benim görev yaptığım dönemde Azınlık yerleşim birimlerinde çocukların yararına 30 ve üzeri anaokulu açıldı. Ancak malesef çocuklarını bu anaokullarına göndermesinler diye anne babalara yönelik bir savaşın olduğunu tespit ettim. Dolayısıyla anaokulun içinde çocuğun anadilini veya devletin resmi dilini duyması başka bir tartışma konusu veya çocuğa evinin yanında var olan bir anaokuluna gitmesine müsade edilmesi ise başka bir konu. Bunları bir bütün olarak görmemiz gerekir. Biz diyoruz ki tüm bu ön yargıları geride bırakıyoruz. Yeni yapılar inşa edilmesine yönelik çalışmaların komisyon Başkanının da dediği gibi devam etmeli ki çocukların yararına yönelik hangi sistemin doğru olduğunu görelim. Ne devletlerin lehine ne de partilerin lehine, cevabımız budur.”

Stilianidis: “Sadece Rodop iline 96 milyon euro ödendi.”

“Çiftçiler desteklendi. Pamuk üreticileri, tütün üreticileri ve kiraz üreticileri. Önceki hükümetlerin ilgisizliğinden doayı bölgedeki tarım toplumu mahrum bırakıldı, verilmeyen zarar parası ödemeleri verildi. Küşük ölçekli işletmelere krizle mücadelede ödemeler yapıldı. Sadece Rodop iline 96 milyon üzeri bir destek sağlandı.”

Azınlığımızı temsil edenler sadece baktılar ve tebessümle gülmekle yetindiler!

 

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz