Rodop Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği’nin düzenlediği “3. Geleneksel Dayanışma Gecesi” 30 Mayıs Pazartesi akşamı Gümülcine’de gerçekleştirildi.
Rodop Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği’nin hazırladığı çocuk ekiplerinden skeçler, şiir şarkı ve folklor oyunlarının sergilendiği geceye Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı Rodop PASOK milletvekili Ahmet Hacıosman, T.C. Gümülcine Muavin Konsolosu Fatih Akarca, DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı, Gümülcine Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Devecioğlu, sabık milletvekili İlhan Ahmet, Eşitliğe İlk Adım Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu katıldılar. Geceye Yunanlı yetkililerden hiç kimsenin katılmaması dikkat çekti.
3. Geleneksel Dayanışma Gecesi’nde katılımcılara hitap eden Rodop Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı Mehmet Derdiman’ın konuşması şu şekildedir:
Sayın Milletvekillerim, Sayın Azınlık Eğitimi Koordinatörü, Sayın T.C. Gümülcine Başkonsolosu, Saygıdeğer eşleri ve mesai arkadaşları, Sayın Belediye Başkanlarım, Sayın Dernek Başkanlarım, değerli meslektaşlarım ve saygıdeğer eşleri, Sayın Okul Encümen Heyetleri, Sayın Konuklar, Basının Değerli Temsilcileri, kıymetli anne babalar, yarınların gelecekleri olan Sevgili çocuklarımız;
Öğretmenler Derneği çatısı altında düzenlenen geleneksel dayanışma gecesine katılarak bizleri onurlandırdığınız için hepinize Yönetim Kurulu adına şükranlarımı arz ediyor, hoş geldiniz diyorum.
Saygıdeğer Meslektaşlarım ve Değerli konuklar,
Bu gece, geleneksel dayanışma gecesinin üçüncüsünü gerçekleştirmenin heyecanı ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Temennimiz bundan sonra da devam etmesidir.
Bu vesile ile dayanışmanın önemini çok benimsediğim için birkaç söz söylemek istiyorum. Dayanışma, toplumda kişiler arasında sevgi, saygı ve işbirliğini geliştirdiği gibi kişiler ve kurumlar arasındaki bağları da pekiştirir. Çünkü, dayanışma ahlâkî bir gerekliliktir. Ülke olarak da zor bir dönemden geçmekteyiz. Bugünkünden çok daha güçlü bir dayanışmaya ihtiyacımız vardır.
Bu gecenin diğer bir anlamı da toplumsal dayanışmadır.
Toplumsal dayanışma, toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın çok önemli bir yeri olduğunu artık idrak etmemiz gerekmektedir. Çünkü iyi yaşamamıza yardımcı olacak unsurlardan birisi de dayanışmadır. Her zaman birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Bireyler arasında güven, devlete olan güven, demokrasi, hukuka saygı, kurumlar arasındaki iletişim, her türlü gelişmelere ve reaksiyonlara uyum göstermesi ve bunlara bağlı kalması ancak dayanışma sayesinde sağlanabilir.
Değerli konuklar,
Gecemizin asıl amacı ise, bu dayanışma gecesi çatısı altında bütün azınlık çocuklarını bir araya getirip yıl sonu müsamere etkinliği gibi büyük bir çocuk şenliğine dönüştürüp her iki dilde skeçler sergilemek ve şiirler söylemek. Yarının geleceği olan öğrencilerimiz bu akşamki gösterileri ile bizlere neler yapabileceklerini teyit edeceklerdir. Eğer güzel yarınlar arzuluyorsak o zaman yavrularımıza bütün imkanları sağlamamız gerekir. Bu herkesin görevidir.
Değerli Konuklar, Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Toplumun kalkınmasında ve gelişmesinde önemli rol üstlenecek evlatlarımızı, araştırmacı, yaratıcı, üretken gençler olarak yetiştirmek bizler için özel önem taşımaktadır. Çünkü:
Misyonumuz: Evrensel boyutta bilgi üretecek, bilim ufkunu genişletecek, çağdaş, bilimsel, teknolojik ve kültürel birikimin egemen olmasını sağlayacak, toplumun gelişmesine katkıda bulunacak, aydın, yaratıcı ve düşünebilen, insanlar yetiştirmektir.
Vizyonumuz ise: Azınlığımızın öğrencilerini günün şartlarına uyum sağlayan, gelişime ve öğrenmeye açık, doğru karar verme yeteneğine sahip, saygı ve sevgi dolu bireyler olarak yetiştirmek ve onları toplumumuza kazandırmaktır.
Ayrıca çağdaş ve araştırma ağırlıklı bir eğitim modelini benimsemek, bunun için ilave kaynaklar yaratmak ve bütün faaliyetlerimizde uluslararası seviyeyi yakalamaktır.
Dolayısıyla, buradan yetkililere seslenmek istiyorum: Azınlık eğitimi arzulanan seviyede olmadığını, bunun önünü açmaları gerektiğini, geçmişin takıntılarından, önyargılardan kurtarmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde (diktacı) yasakçı eğitim, başarı getirmemiştir. Bilakis tam aksine güvensizliği ortaya çıkarmıştır. Azınlık eğitiminde yıllardan beri süregelen bu (diktacı) yasakçı zihniyet, Batı Trakya Azınlığı ile devlet arasında güvensizliği doğurmuştur.
Son yıllarda iki ülke arasında gelişen ve pekişen işbirliğini eğitim alanında da görmek istiyoruz. İki ülkenin işbirliği içinde olması, memnuniyet vericidir. Bu, birçok konularda yansımaktadır. Hepimizin iyi bildiği gibi, eğitim, bir toplumun, bir milletin en önemli konusudur. Bu nedenle Azınlık eğitimini artık iyileştirmek ve geçmişin takıntılarından kurtarmak, başta bakanlığımızın ve hepimizin üstüne düşen bir görevdir.
Emrivaki düşünce ve anlayışla eğitimin kalitesinin artmayacağını, buradan söylemek isterim. Bütün sorunları diyalog çerçevesinde müzakere sonucu halletmeliyiz.
Değerli konuklar,
Şimdi de mezun olduğumuz okul SÖPA’ya değinmeden geçemeyeceğim. Lozan Antlaşması’na aykırı bir şekilde kurulan SÖPA, artık tarih olmuştur. 42 yıl Azınlık eğitimini meşgul etmiştir. Bu sebeple birçok defa kullanmış olduğum «SÖPA keşke kurulmasaydı» ifadesini aynı şekilde buradan bir kez daha ifade ediyorum.
– Devlet, SÖPA ile ilgili 1969 yılında birinci yanlışını yapmıştır.
– Devletin ikinci yanlışı 1987 yılında yani iki yıllık Pedagoji Akademilerini dört yıllık yaptığı halde SÖPA’yı bu uygulamanın dışında bırakmakla yapmıştır.
– Devlet, üçüncü yanlışı bu gün yaparsa, Azınlık Eğitimine tekrar bir darbe vurmuş olacaktır.
Artık bundan sonra kurulacak olan üniversite bölümünün geleceğe doğru adım atabilmesi için Azınlığın istekleri doğrultusunda ve gerektiği şekilde (yani iki devletin mutabakat sağlayacağı mevcut olan anlaşma ve antlaşmalarla) diyalog çerçevesinde kurulursa en doğru ve en verimli bir karar olacaktır. Devletin, geçmişte yapılan eksiklikler ve yanlışlardan ders çıkarması arzumuzdur. Bu yüzden, herkes bulunduğu makam ve mevki itibarı ile hiçbir ön yargıya kapılmadan görevini üstlenip yerine getirmesi gerekmektedir. Yeni kurulacak olan Pedagoji bölümünün Gümülcine veya Dedeağaç merkezli Trakya Demokritios Üniversitesi’nde olursa, daha çok faydalı olacağına inanmaktayız. Çünkü mezun olacak öğretmenlerin Azınlık okullarının Türkçe ayağına tayin edilecekleri için son sınıf öğrencilerimizin bahse konu ilkokullarda pratik yapma fırsatını daha kolay bulacaktır.
Yeni kurulacak Eğitim fakültesinde ilkokul öğretmenleri bölümüne paralel, anaokulu öğretmenlerinin de mezun olabileceği başka bir bölümün kurulması gerekmektedir. 10 yıllık temel eğitim programı çerçevesinde iki dilde eğitim veren Azınlık okullarının çalışması yanında iki dilde eğitim veren anaokullarının kurulması da zorunludur. Azınlık, Türk dili ile Yunan dilinde eğitim veren iki dilli anaokullarının kurulmasını talep etmektedir. Azınlık anaokulları Azınlık Eğitim sistemine dahil edilmelidir.
Sayın Bakan ve diğer yetkililer,
Sizlere seslenmek istiyorum: Azınlık eğitim istiyor. Eğitimimizi bugünkü durumdan kurtarın. Bizim açımızdan bize düşecek görev ne ise üstlenmeye hazırız. Yeter ki olaylara iyi niyet ile yaklaşılsın.
Değerli meslektaşlarım ve Değerli Konuklar,
Rodop-Evros illeri S.Ö.P.A. Mezunu Öğretmenler Derneği, bu güne kadar tüzüğündeki amaçlarından taviz vermeden kayda değer mesafeler kat etmiştir. Bundan sonra da istikrarlı bir şekilde belirlemiş olduğu hedefler doğrultusunda ilerlemeye devam edecektir.
Mehmet Derdiman
Rodop Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı