Kavala belediyesi belki Yunanistan’da hiç bir belediyenin cesaret edipte yapamayacağını yaptı ve ilk defa iki Türk vatandaşına Kavala belediyesi fahri hemşehrilik beratını verdi. Osmanlı döneminde Kavala’da uluslararası düzeyde tütün ticareti yapmış Osman Kavala’nın torunu büyükbabasının ismini taşıyan Osman Kavala’ya, ve 1914-1923 yılları arasında milletvekilliği yapmış olan ısmail Kabakoğlu’nun kızı Nilüfer Üstel hanıma Kavala belediyesi tarafından fahri hemşehrilik beratı verildi. Kavala belediye meclisi tarafından oy çoğunluğuyla alınan karar gereği bu ünvanı Kavala belediye başkanı Kostas Simiçis kendilerine takdim etti. Kavala Belediyesi Tütün Müzesi müdürü Yannis Vizikas tarafından uzun zamandan beri yapılan bu hazırlık neticesinde tören 30 Ekim 2010 tarihinde Kavala belediyesi Kütüphanesi etkinlikler salonunda gerçekleşti. Türkiye’den Cumhuriyet, Hürriyet, Sabah ve daha birçok medya kuruluşundan ünlü gazeteciler köşe yazarlarının katılımıyla gerçekleşen törene, Kavala belediye başkanı Kostas Simiçis, T.C.Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın ıskeçe’deki Siyasi ışler Bürosu’ndan Büyükelçi Aleksandris ve eşleri, Ordunun temsilcisi, Yunanistan’ın tanınmış petrol şirketlerinin sahibi bayan Mamidaki, Volos Sanayi Bölgesinde ağır yük taşıyan römorkları ve tren vagonlarını üreten firmanın sahibi Köleidis, Doğu Makedonya-Trakya Bölge Genel Sekreteri bayan Kokla, Kavala Ticaret Odası başkanı ve daha birçok ünvan sahibi katıldı. Törende ilk önce sözü alan belediye başkanı Kostas Simiçis ve diğer konuşmacılar şunları söyledi. Kostas Simiçis: “Bugün burada bir tarihi geçmişi canlandırıyoruz. Kavala’nın ne kadar büyük ve tarihi bir şehir olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bu etkinlik yeniden Kavala’nın bölgede var olan önemli rolünü bir kez daha ortaya koymaktadır. Geçmişte belki acılar yaşanmış olabilir. Ancak bugüne baktığımızda Kavala’nın çok kültürlülük anlayışı halen kendini ilk günkü gibi korumaktadır. Bugün burada kavala’ya yabancı olmayan dostlarımızı hemşehrilerimizi ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Ben ve çalışma arkadaşlarım kavala’ya yakışan bir güzellliği gerçekleştiriyoruz. Bunun iki ülke ilişkilerine hayırlı olmasını ve bir başlangıç olmasını temenni ediyorum” . Nilüfer Üstel: “Ben avukat Nilüfer Üstel, kendimi çok heyecanlı hissediyorum. Kavala Belediye başkanlığına ve tüm meclis üyelerine, bana oylarıyla Kavala fahri hemşehrilik belgesi ödülü verilmiş bulunuyor. Onun için bugün Kavala’da bulunuyorum. Bir merasim yapıldı ve ödüllerimi aldım, kavala belediyesinin meclis üyelerinin aldığı büyük bir kararla babacığım ısmail Hakkı Kabakoğlu’nun anısına Kavala fahri hemşehrilik belgesi ve başka bir ödüllede ödüllendirilmiş bulunuyorum. Bundan da büyük bir mutluluk duydum ve bu fahri hemşehrilik belgemi büyük bir onurla yaşadığım sürece taşıyacağım ve evlatlarıma da miras bırakacağım.” Yannis Vizikas: Kavala Tütün Müzesi müdürü Yanis Vizikas, bugün tarihi bir anı yaşıyoruz ve kavala belediyesinin düzenlemiş olduğu bir etkilikte aslen Kavala’lı olan Osman Kavala ve Nilüfer Üstel’e Kavala belediyesi fahri hemşehrilik ünvanını verilmesine tanıklık ediyoruz. Bu iki isim kavala’nın tarihi için hiçte yabancı değil. Osman Kavala, Osmanlı döneminde Kavala ve geniş bölgede tütün tüccarı olan bir şahsiyet. Bugün onun torununu yani Osman Kavala’yı burada ağırlamaktan büyük mutluluk duydum. Nilüfer Üstel hanım da 1914-1923 yılları arasında Kavala’da milletvekilliği yapmış olan ısmail Hakkı Kabakoğlu’nun kızı, bu iki değerli isime yeniden Kavala belediyesi fahri hemşehri olduğu için teşekkür ediyorum. Bu tür ilişkiler iki komşu ülkenin ilişkilerinin gelişmesine yardımcı ve örnek olacağına inanıyorum.” Dedi. Osman Kavala: “Osman Kavala olarak, bugün benim için çok önemli bir gün, anlamlı bir gün. Kavala belediyesi bugün bize fahri hemşehrilik ünvanını verdi. Bundan sonar artık T.C. vatandaşlığının yanısıra Kavala hemşehrilik kimliğimide gururla taşıyacağım. Büyük babam ailem tütün ticaretiyle uğraşıyor Kavala yakınlarında bir köyde eski adı Bayramlı, şu anki adı ise Pashalia, fakat büyükbabam Kavala’da on yıl boyunca uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde tütün ticareti yapmış. Daha sonar Türkiye’ye geldikten sonar Kavala soyismini alıyor. Kavala’da oldukça huzurlu ve iyi bir yaşam geçirmiş, babamda Bayramlı köyünde doğmuş ve nufus mübadelesi sonucunda büyük babam ve babam ailemin diğer fertleri Türkiye’ye gelmişler. Bugün aldığın fahri hemşehrilik ünvanı benim için iki açıdan çok önemli. Herşeyden once ailemin kökleri burada, fakat bunun yanısıra sayın Vizikas’ın başlattığı bir çalışma var. Kavala Belediyesi Tütün Müzesi, bu müzede tütün işçileri araştırma enstütüsü var. Ben de buraya üye oldum ve bu enstütü Osmanlı döneminden itibaren tütün işçileriyle alakalı çok değerli araştırmalar ve çalışmalar yapıyor. Önümüzdeki dönemde üniversiteleride bu araştırmanın içine alarak genişletmeyi amaçlıyoruz. Gerçekten bu bölgenin tütünle ilgili iktisadi ve kültürel mirasının daha iyi tanıtılması için bende gayret etmeyi çok istiyorum.” Aleksis Aleksandris: “Sizinle bugün burada olmak benim için büyük bir mutluluk. Dışişleri Bakanlığı’nın ıskeçe’deki Siyasi ışler Bürosunda Büyükelçi olarak göreve başladığım günden beri ilk defa Kavala’da böyle bir törende bulunuyorum. Çift bir mutluluk bu, bir taraftan Konstantinupolis’te (ıstanbul) Başkonsolos olarak görev yaptığım dönemde tanıdığım dostlarımı görüyorum burada. Sayın Üstel hanımefendiği tanımıyordum, bugün burada tanıdım ancak Kabakoğlu’nun kitabını okumuştum ıstanbul’da çünkü bende ıstanbul Rumu olarak bu tür gerçek hikayeler her zaman ilgimi çekmiştir. Bir ıstanbul Rumu olarak bir insanın ülkesinden koparılmasını çok iyi bilirim. Ancak kızıyla çok sıkı ilişkilerim vardı. Birlikte Yunanistan’ın tanıtılmasını ve Yunan-Türk dostluğunun ilerletilmesi için birlikte çalışmıştık. Çok şanslı bir döneme düşmüştü 2003-2008 yılları arasında iki ülkenin ilişkilerinin konuşulmaya başlandığı zaman ben orada görevdeydim. Ancak bugün burada yaşanan tabloda bu iyi ilişkilerin devam ettiğini görüyorum. Osman Kavala ve eşi ile çok özel bir ilişkimiz var. Birlikte dışarıya çıkıyorduk, eğleniyorduk ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini konuşuyorduk. Sayın Kavala, Kavala’yı ve bu bölgeyi sevmesinden de öteye kendisi hür düşünen demokratik bir kişiliğe sahip ve ülkesinde demokratik ilişkilerin ilerlemesine yardımcı oluyor, öncülük ediyor. Böylece ıstanbul’dan ayrılıp buraya geldiğimde Kavala’da sayın Yannis Vizikas’ı tanıdım. Müzeyi ziyaret ettim. Müzede yapmış olduğu çalışmaları gördüm ve bölgedeki çok kültürlülük adına yapılan çalışmaları gördüm. Orada gödüklerimden sonar ufkumda daha iyileri görmeyi düşünüyordum ve bugün ilk olarak bu güzel etkinliği görüyorum. Kendisini yapmış olduğu bu önemli işlerdn dolayı tebrik ediyorum. Tabii ki Vizikas aracılığıyla da sayın Belediye başkanını tanıdım. Bu güzel ve anlamlı etkinlikten dolayı Kendisini iki kez tebrik etmekten başka seçeneğimde yok. Sayın belediye başkanının söylediklerine katılıyorum. Geçmişte belki olumsuzluklar yaşanmış olabilir, ancak 19. Yüzyılın başlarından itibaren bölgede Yunan ve Türk halkları sadece birlikte değil, içiçe yaşamışlar. Doğru söyledi, yaşananlar bu durumu değiştirmiş. Bugüne baktığımızda Türk ve Yunanlı ilişkiyi istiyor. Bunu yaşayan bir insan olarak söylüyorum. ıstanbul’da yaşadığım yıllarda Yunanistan’dan gelen Yunanlıların davranışlarını gördüğümde sanki birlikteliğin devamı olarak görüyordum. Aynı zamanda bir Türkün de Yunanistan’a geldiğinde çok istekli ve güçlü bir şekilde Yunanistan’ı yaşadığını gördükten sonar anladım ki, bu ki ülkenin işbirliğinde bir ortak geleceği var. Tabii ki her komşular arasında olduğu gibi devletler arasında sorunların var olduğunu da inkar edemeyiz. Bu sorunlar gerekli zemin ve durum oluştuğunda çözümlenecektir. Zannediyorum ki bugünkü gibi bu tür etkinlikler halklar arasındaki ilişkilere yardım ediyor. Kavala’da yine sizin yardımınızla “Yunan-Türk dostluğu için “Dafni” etkinliği yapıldı. Dolayısıyla görüyoruz ki Kavala, bu iki komşunun iletişiminde büyük rol oynuyor. Bu sözlerimle konuşmama son verirken ayrıca Türk gazetecilere hoşgeldiniz diyorum ve zannedersem kendileri Kuzey Yunanistan’ın bir mücevherini görme fırsatı buldular. Kendilerinden bu güzellikleri Türkiye’de aktarmalarını istiyorum ve ayrıca Bayram’da birçok Türk insanı Kavala’ya geldi ve Bayram tatilini bu güzel şehirde geçirdi. Ben bunu bizzat bölgedeki otellerden geçtiğimde gördüm. Buraya gelen turistler Yunan misafirperverliğini yaşıyorlar.” Mustafa Sarnıç: “Öncelikle burada bulunan herkesi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Böylesine seçkin bir topluluğa hitap etmekten büyük bir kıvanç duyuyorum. Türkiye’den bugün Kavala’ya gelen dostlarımıza, arkadaşlarımıza bende hoşgeldiniz diyorum. Sayın belediye başkanı bana davetiyeyi gönderdiğinde diplomaside kesin olmamakla birlikte bu davete katılacağımı kendisine bizzat söylemiştim. Türkiye’den gelen misafirlerimize bugün burada verilecek olan fahri hemşehrilik beratı bizler açısından büyük bir kıvanç kaynağıdır. Benim görev bölgem Drama ve Kavala’yıda kapsamaktadır. Ama malesef mesafeden dolayı buraya sık sık gelmem olanağı olmuyor. Kavala bizler açısından hakikaten tarihi, sosyal, kültürel açısından beşeri anlamıyla bütün Türk vatandaşlarında özel ve önemli yeri olan bir şehirdir. Bir dönem burada büyük bir medeniyet ortaya çıkarılmış, bu medeniyet asırlar boyu sürmüş ve hala o medeniyet aynı şekilde bu çağdaş yaşamda günümüzde de aynı şekilde sürdürülmektedir. Saygıdeğer konuklar bildiğiniz gibi Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler her geçen gün artmaktadır. Sayın Başbakanımız Mayıs ayından sonra geçen hafta Atina’ya bir ziyaretlerde bulunmuşlardı. Sayın Yunanistan Başbakanı da ülkemize gitmişlerdi, iki ülke arasında Bakanlar düzeyinde de karşılıklı görüşmeler olmaktadır. Bu ilişkilerin daha ileri bir noktaya götürülmesi için insani ilişkiler, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları çok büyük bir yer işgal etmektedir. Buradan şuraya gelmek istiyorum. Bugün burada düzenlenen bu etkinlik tarihi ilişkilere, ikili ilişkilere büyük katkı sağlamaktadır. Ben bugünkü etkinliğinde emeği geçen bunu düşünen herkesi tebrik etmek istiyorum. Ayrıntı olmasına rağmen iki ülke arasında ekonomik ilişkilerede büyük önem verdiğimizi belirtmek isterim. Türk işadamları ve Yunan işadamları arasındaki kurulmak istenen her ekonomik ilişkideki her taşın altına bakıyorum ben bir Başkonsolos olarak. Herkese teşekkür ediyorum.” Törende ayrıca Kavala Tütün Müzesi tarafından hazırlanan, 1914-1923 yılları arasında milletvekilliği yapmış olan ısmail Kabakoğlu’nun yaşamındaki günlük defterinden alınanlarla torunu Leyla Üstel Çağatay hanımefendinin de yardımıyla hazırlanan kitabın tanıtımı yapıldı. Program çerçevesinde aynı gün ımaret Oteli’nin konferans salonunda “Tütün- Birlikte Yaşam- Kültür, Yarına açık olan şehir Kavala” konulu bir panel düzenlendi. Tören sonrası Kavala belediyesi fahri hemşehrilerin onuruna bir yemek Verdi. 10 YIL YUNAN MECLıSı’NDE PARLAMENTERLıK YAPTI Kavala Sarışaban doğumlu (1882) Kobakizade ısmail Hakkı Bey (ısmail Hakkı Kobakoğlu) Yunanistan’da bulunduğu yıllarda “Kralın partisi” olarak bilinen Gunaris Partisi’nden 1914 yılında milletvekili seçilmiş ve Drama milletvekili olarak on yıl boyunca hizmet etmiştir. ısmail Hakkı Bey aynı zamanda 1922-1924 yılları arasında mübadeleyi idare eden (hem de kendisinin de mübadil olacağı) mübadele komisyonunda da görev almış. Mübadele’den sonra, önce ıstanbul’a sonra Samsun’a yerleşen, Samsun’da avukatlık ve tütün tüccarlığı yapmış olan ısmail Hakkı Bey, 1953 yılında Samsun’da beyin kanaması sonucu vefat etmiştir. Kızı Nilüfer Üstel ve torunu Leyla Üstel Çağatay’ın gayretleriyle ısmail Hakkı Kobakoğlu’nun hatıraları kitap haline getirilmiştir. YKY yayınlarından 2008 yılında çıkan “Bir mübadilin Hatıraları” adlı eser, ısmail Hakkı Beyin bir mübadil olmanın dışında Yunanistan’da ki hayatını da gözler önüne sermektedir. Kitabı yayına hazırlayan torun Leyla Üstel, dedesine dair bilgi ve belgeleri derlerken, Yunanistan Drama tepelerinde, Dizvato köyünde Kobak mahallesinde yıkıntıları gezerken, her birinde birer hatıra saklı muhitleri adımlarken, yaptığı şu tesbit çok önemlidir: “Yunanistan’da “Türk Tohumu” olarak adlandırılan mübadiller Türkiye’de “Rum Tohumu” olarak adlandırılmışlar ve tüm hayatları boyunca terk ettikleri toprakların hasreti ile kavrulmuşlar.” Hatıratın içerisinde gezinirken Kobakoğlu’nun hayatının hep mücadelelerle geçtiği görülecektir. Hep ön safta, hep mücadeleye namzet bir kişilik taşımıştır. Hakikati eğip bükmeden söylemesi ona çoğu zaman sürgün hayatı olarak yansımıştır. Girit adalarında ve Vidin Kalesinde geçirdiği sürgün günlerini de o yine lehine çevirmeyi başarmıştır. Babası Hacı Hüseyin Efendi’nin bölgede sözü geçen bir zat olması ile birlikte 1897 yılında kurşunlanarak öldürülmesi, ısmail Hakkı beyin de mücadele azmini pekiştirmiştir. Babasından tütün tüccarlığı, mültezimlik gibi pek çok özelliği kendisine de geçmiştir. şer’i Mahkeme’de katiplik, avukatlık yapan ısmail Hakkı bey daha sonra mücadele içerisinde geçen milletvekilliği dönemi başlamıştır. Bunun yanında “Hakiki Kavala Halkı ıntihab-ı Mebusan Mesai Heyeti”, “Cemaati ıslâmiye” ve “Mübadele Cemiyeti” gibi pek çok cemiyet örgütlenmesinde bulunmuştur.