Yunanistan’da bir önceki hükümetlerde olduğu gibi Miçotakis hükümeti de Lozan Antlaşması”nı ihlal ederek yıllardan beri keyfi uygulamayla atadığı Müftü Naiblerine Batı Trakya’daki Medreselerdeki Encümen heyeti başkanlık görevini de onlara devretmesine Batı Trakya Türk Azınlığı camiasından tepkiler giderek artıyor. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’ndan sonra bir yazılı açıklama da merkezi İstanbul’da bulunan Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi’nden geldi.
Açıklamada, “Gümülcine ve İskeçe’deki iki Medresenin encümen heyeti başkanlığına, devlet tarafından görevlendirilen ve Batı Trakya Türk toplumunun tanımadığı tayinli müftü naiplerinin getirilmesi sabrımızın sınırlarını iyice zorlamaktadır” ifadelerine yer veriliyor.
Açıklamanın tamamı aynen aşağıdaki gibidir:
ÖZERK BATI TRAKYA MÜZAKERE MECLİSİ’NDEN
BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 10.08.2020
Sayı: OBTMM-012
COVID-19 pandemi sürecinde de Yunanistan tarafından ÖZERKLİK haklarımızın gaspına devam edilmiştir. Gümülcine ve İskeçe’deki iki Medresenin encümen heyeti başkanlığına, devlet tarafından görevlendirilen ve Batı Trakya Türk toplumunun tanımadığı tayinli müftü naiplerinin getirilmesi sabrımızın sınırlarını iyice zorlamaktadır.
Bu hak gaspları Yunanistan’ın bölgemizi artık gözden çıkardığını, fakat oyalamak için de Trakya kalkınma komisyonu adında bir komisyon kurduğunu göstermektedir.
Yakından takip ettiğimiz üzere Yunanistan Meclisinde oluşturulan Trakya Kalkınma Komisyonu’nun ilk toplantısında iki çalışma grubu oluşturulmuştur. Birinci çalışma grubunun Batı Trakya ile ilgili kalkınma konularını ele alacağı; ikinci çalışma grubunun ise eğitim, sosyal gruplar, demografi ve azınlık (entegrasyon, eşitlik, dinler arası uyum, v.s.) gibi konuları ele alacağı gazetelere yansımıştır.
Yunanistan Batı Trakya Türkleri aleyhine attığı her adımı meşru gördüğüne göre, onlara göre her şey güllük gülistanlık ise ikinci çalışma grubu neden kurulmuştur?
Yunanistan apaçık Bizans oyunu oynamaktadır. Hak gasplarını meşrulaştırmak üzere, Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosunun gözünü boyamak, Dünya kamuoyunu adım atıyorum kandırmacasıyla oyalamak adına atılmış çözüm sağlamayacak adımlardır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi; Türkiye Cumhuriyeti, Özerklik haklarını geri alması gereken Batı Trakya Türkleri’nin garantörüdür. Yunanistan, Yunanistan’daki Türklerin 1913 Atina antlaşması da dahil olmak üzere diğer antlaşmalardan doğan Özerklik haklarını da hukuksuz dayanakları ile gasp etmiştir.
Daha önceki açıklamalarımızda da yer verdiğimiz gibi, 1919 yılında imzalanan Neuilly antlaşması’nın 48. Maddesine (Section III, Thrace, Article 48) göre: Batı Trakya bölgesi Bulgaristan’dan alınmış ve devletsiz (non-state) bölge olarak ilan edilmiş, 14 Mayıs 1919 tarihinde Fransız işgali ve Yunan tehditleri para diplomasisi kullanılarak alelacele bir plebisit yapılmış, Yunan Sevr’i öncesinde 14 Mayıs 1920 tarihinde Yunanistan tarafından Batı Trakya’nın resmen işgaline izin verilmiştir. 10 Ağustos 1920 yılında Yunan işgali altında Batı Trakya Yunanistan’ın imzaladığı Sevr ile Yunanistan’a bırakılmıştır. Yunanistan’ın Müslüman Türk Azınlığın özerklik haklarına riayet edeceği Sevr antlaşmasıyla koruma altına alınmıştı. Fakat Yunanistan anlaşmayla koruma altına alınan özerklik haklarını kendi iç hukukunda bir sürü düzenleme yaparak gasp etti. Dolayısı ile imzaladığı uluslararası anlaşmayı hiçe saydı, Batı Trakya topraklarını kendisine katmak dışında diğer maddeleri usulen reddetti.
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 27. Maddesine dayanarak şunu belirtmek isteriz ki Yunanistan’ın kendi iç hukukunda yaptığı düzenlemelerle Batı Trakya Türklerinin ÖZERKLİK haklarını gasp etme HAKKI YOKTUR.
Yani uluslararası hukuk, Batı Trakya Türklerine, Yunanistan’ın haklarını çiğnemesinden ötürü Sevr anlaşmasının maddelerini geçersiz sayma hakkı vermektedir. Dolayısı ile Batı Trakya yeniden Neuilly anlaşması ile DEVLETSİZ (non-state) bölge konumuna geri dönmektedir.
DEVLETSİZ bölge konumuna geri döndürdüğü Batı Trakya’da Yunanistan uluslararası hukuka göre İŞGALCİ konumuna düşmektedir.
Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi olarak kuruluş amacımız müzakeredir, fakat Yunanistan İŞGALCİLİĞİ TERCİH EDİP hak gaspı uygulamalarına devam ederek müzakereyi reddetmektedir.
Ağustos ayı sonunda ÖZERKLİK haklarımızı almak için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğine başvuracağımızı, Yunanistan’ın kurduğu Trakya Kalkınma Komisyonu adı verilen yapı ile de ÖZERKLİĞİMİZİ konuşmak üzere diyalog kapımızın daima açık olduğunu dünya kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Saygılarımla
Ferruh ÖZKAN
Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi Kurucu Başkanı