Alman Bild gazetesi Yunanistan ile Türkiye arasında Ege Denizi’nde sıcak temas olasılığından bahsediyor.
Bild gazetesinin haberine göre, Türkiye’nin Koronavirüs krizini kullanarak, Yunanistan-Türkiye sınırında veya Ege Denizi’nde herhangi bir adada bir sıcak temas yaratabileceği ileri sürülüyor.
Bild gazetesinin haberini dikkate alan Yunan basını da kendine göre Türkiye aleyhünde olumsuz ve taraflı yorumlar yapmaktan geri kalmıyor.
Yunan basını haricinde, Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nden emekli birçok üst rütbeli subayın da Bild gazetesinin haberinde ileri sürülenleri onaylıyor ve Türkiye’nin kısa bir zamanda Yunanistan’a özellikle Ege denizi bölgesinde bir adaya saldırabileceğini dile getirmekten geri kalmıyorlar.
“Yunanistan önlem alıyor”
Basında bu haberler Yunan halkında tedirginlik yaratırken, Yunan Ordusu, son günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait İHA ve F-16 savaş uçaklarının Meriç sınır bölgesinde yaptığı alçak irtifalı uçuşları nedeniyle, sınır kuşağına yakın mevzilerde hava savunma sistemleri barındıran seyyar silahları konuşlandırarak önlem aldığı görülmektedir.
Bununla da yetinmeyen Yunanistan Silahlı Kuvvetleri, ülkenin iç kesimlerinden Ege Denizi’nin kuzeyinde ve güneyindeki bazı adalara özel kuvvetler personeli yerleştirerek önlem alırken, Meriç Sınır bölgesine de hem özel kuvvetler hem de mekanize askeri birlikleriyle sınır çizgisini olası bir saldırıya karşı veya herhangi bir ihtimale karşı güçlendirmeye çalışıyor.
“Atina iki cephede savaşarak sıkışıyor”
Atina bir yandan Koronavirüsle savaş verirken, diğer yandan da başta Meriç Sınır bölgesi olmak üzere, Ege Denizi’nde sığınmacılara yönelik caydırıcı önlemler almaya devam ediyor. Atina bunu yaparken her iki cephede savaş verirken tabii ki sıkışıyor ve çıkış arıyor.
Çıkış ararken de sorunun sadece Yunanistan’ın sınır sorunu olmadığını, aynı zamanda Avrupa’nın da sınırlarının sorunu olduğunu ileri sürerek, Avrupa Birliği’ni Türkiye ile karşı karşıya getirmeyi amaçlarken, kendi açısından da maddi ve manevi yönden yanına almayı amaçlıyor.
“Bağıran çağıran her zaman haklı demek değildir”
Kısacası Yunanistan Türkiye ile işbirliği yerine, Avrupalılarla birlikte Türkiye’nin üzerine gitme yolunu seçmeye devam ediyor. Böylece oynadığı oyunda haklı olduğunu ispat etmeye çalışıyor. Ancak şunu da unutuyor, bağıran çağıran her zaman haklı demek değildir.
Tüm bu gelişmeler göz önüne alındığında, şu an itibariyle iki ülke arasında diplomasi dilinde karşılıklı olarak zaman zaman (son döneme sıkça) yapılan bazı olumsuz açıklamalarla ister istemez gündem geriliyor.
“Kazan kazan yönünde olacaktır”
Ancak iletişim kanallarının açık kalması, iki ülke arasında belirli aralıklarla Atina ve Ankara’da karşılıklı sürdürülen “Güven Arttırıcı Önlemler” görüşmeleri dahilinde alınan kararlara karşılıklı olarak uyulması gerginliklerin daha ileriye gitmesini ve tansiyonun düşmesini sağladığı da bir gerçek.
Tüm bunlar dikkate alındığında, iki ülke arasında var olan sorunların çözümü, üçüncü tarafların müdahil olmasıyla değil, sadece iki ülkenin samimi bir şekilde konuşarak çözülmesi, her iki ülkenin yararına, birlikte kazan kazan yönünde olacaktır.