Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı’na karşı sindirme ve korkutma uygulamalarına son vermeyeceği aşikardır ve biz Azınlık olarak ülkemiz Yunanistan’da bunu gayet iyi biliyoruz. Alıştık artık ötekileştirme uygulamalarına. Eeee, ne de olsa yılların vermiş olduğu baskıların tecrübesi bizi olgun Türk Toplumu haline getirdi. Bundan sonra ülkemiz Yunanistan’ın bizim üzerimizde uyguladığı baskıcı ve sindirme politikaları bizi daha da olgunlaştırıyor. Haklı davamızdan asla alıkoyamaz. Çünkü biz demokrasiye inanan bir toplumuz.
Batı Trakya sınırları dahilinde ve başka bölgelerde bulunan Mahkeme salonları, soruşturmalar ve acımasızca sinsi kovuşturmalar, bizi Batı Trakya’da yaşayan Türk toplumu olarak ne haklı davamızdan vaz geçirmeye yetecek, ne de ülkemiz Yunanistan’ın yasalarına karşı çıkmamızı sağlayacak. Bu ikisine yıllarca bağlı kaldık ve bundan sonra da bedel ödeme pahasına bağlı kalmaya devam edeceğiz.
Ülkemiz Yunanistan bizim üzerimizde eşit vatandaşlık hizmeti vermede yanlış üstüne yanlış yapmaya devam ederken, Batı Trakya’da yaşayan Türk toplumu demokrasiye bağlı, ülkesinin yasalarına saygılı olmayı, Batı Trakya’nın İlhakı yıllarında kabul etmiş ve halen günümüzde de saygıyla bu kabulü yaşatmakta ve uygulamaktadır.
Toplum olarak uzun yıllardan beri emanet edildiği ülke tarafından yapılan tüm baskılara maruz kalmasına rağmen, ülkesi olarak bildiği ve kabullendiği Yunanistan’a karşı gelen, silah doğrultan, dağa çıkan, yasalarını ihlal eden bir Batı Trakya Türkü’nü kimse ve asla göremez!
Ama, Batı Trakya Türk Toplumu’na karşı Yunanistan’ın yıllarca uyguladığı ötekileştirme şemsiyesi altında yapılan zulmü herkes anlatabilir, çünkü bunu değişik yıllarda, değişik yöntemlerle kemiğine iliğine kadar yaşamıştır.
Bu azınlık insanı geçtiğimiz günlerde İskeçe’nin o şirin balkan kolundaki masum insanların yaşadığı Gökçepınar köyünde, kendi vatandaşına mezarlıkta, köy sokaklarında (sözde programlı askeri tatbikat) silah doğrultan komandoları da unutmuyor. Kendi vatandaşına silah doğrultmak sadece cunta ile yönetilen ülkelerde görülür. Malesef 2020 yılında bu Azınlık insanı bunu da gördü ve yaşadı.
Bakın İstanbul’da yaşayan İstanbul Rumlarına; İstanbul’daki kiliselerde yapılan ayinlerin haricinde, Türkiye’nin değişik bölgelerinde bulunan, restore edilmiş veya harabe halde iki duvar kalmış kiliselerde dahi yapılan ayinleri kimse inkar edemez. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bünyesinde barındırdığı farklı dinlere mensup insanların örgütlenme, din ve ifade hürriyetleri ve vatandaşlık haklarına asla ama asla olumsuz yönde müdahale etmiyor. Aksine yardımcı oluyor. Bakınız Sümela Manastırına, bakınız Kapadokya’ya, Bursa’ya İzmire.
Gelelim Batı Trakya’ya; ülkemizin sözde bağımsız yargısının son marifeti nedir bilir misiniz? Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, Pandemi nedeniyle Vatanımız Yunanistan ve Anavatanımız Türkiye’de mağdur olan insanlara yardım elini uzatması suç teşkil ediyormuş…. Bu konu basında yer almıştı. Basında yer alan haberleri ihbar olarak kabul eden Gümülcine Asliye Hukuk Mahkemesi Savcısı, Dernek Başkanı Sadık Sadık hakkında re’sen soruşturma başlattı. Eyvah! Yunanistan’da devletin güvenliği bir yardım kampanyası nedeniyle tehlikede… Buna ciddi bir devlette kargalar dahi güler. Ancak emanet olarak bırakıldığımız günden bu yana ülkemiz Yunanistan’ın yasalarına saygıda kusur etmediğimize göre, Dernek Başkanı Sadık Sadık bu çerçevede 18 Ağustos 2020 tarihinde Gümülcine Sulh Mahkemesi Hakimi nezdinde savunması yapmış bulunuyor. Aksini yapmak zaten bize yakışmaz. Devlet baba çağırdı mı? gideceksin, bunun başka yolu yok.
Şimdi siz okurlarımıza şunu sormadan edemeyeceğim; bir Derneğin başkanı hakkında re’sen cezai kovuşturma başlatmak; ayrımcı, ayrıştırıcı, baskıcı bir anlayışı göstermiyorsa neyi işaret ediyordur? Hele hele bu bir Avrupa ülkesi ise, Avrupa değerlerini ve insan hakları sözleşmeşmelerini harfiyen uyguladığını ileri süren bir ülkeye yakıştı mı?
Yazımızı uzatarak birçok sorular sorabiliriz, ancak biz bunu yapmak istemiyoruz. Ülkemiz Yunanistan’ın yöneticilerine, Gümülcine Sulh Mahkemesi Hakimliğine şunu okumalarını ve dikkate almalarını tavsiye ediyoruz! Hatta karşılaştıma dahi yapabilirler.
Bilindiği üzere; Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği’nin duyurusundan yaklaşık 10 gün kadar önce, İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos olumlu bir davranış sergileyerek, Covid-19 mağdurlarına yönelik Türkiye ve Yunanistan’a yardım etmiş, bu da Türk ve Yunan basınında yer almıştı. Anavatan Türkiye’de bir Allah’ın kulu da kendisine; “neden yardım ettin” diye soruşturma başlatmadı ve yardım paralarını nereden buldun diye sormadı. Bunun cevabını kim verebilir bilmiyorum, ama yorum Avrupa’daki sözde insan hakları savunucularının!
Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada aynen aşağıdaki gibidir.
“ÜLKEMİZE YARDIM ETMEK SUÇ MU?”
Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Yönetim Kurulu, Pandemi nedeniyle Vatanımız Yunanistan ve Anavatanımız Türkiye’de mağdur olan insanlara yardım elini uzatarak, bir yardım kampanyası kararı vermiş ve bunu kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu konu basında yer almıştır. Basında yer alan haberleri ihbar kabul eden Asliye Mahkemesi Savcısı, Dernek Başkanı Sadık Sadık hakkında re’sen soruşturma başlatmıştır.
Dernek Başkanı Sadık Sadık bu çerçevede 18 Ağustos 2020 tarihinde Gümülcine Sulh Mahkemesi Hakimi nezdinde savunmasını yatırmıştır.
Bir ülkede, yardım kampanyası düzenleyen bir kuruma soruşturma başlatılmasını Azınlık insanı nasıl algılamalıdır? Bir kişi veya kurumun, ülkesi lehine yasaya uygun olarak yardım kampanyası düzenlemesi ne zamandan beri suç teşkil etmekte ve cezai kovuşturmaya tabi tutulmaktadır?
Dünyayı kasıp kavuran Covid virüsü mağdurları için sadece ve sadece yardım etme niyeti ile hareket eden Derneğin başkanı hakkında re’sen cezai kovuşturma başlatmak; ayrımcı, ayrıştırıcı,baskıcı bir anlayışı göstermiyorsa neyi işaret ediyordur?
Bilindiği üzere; Derneğin duyurusundan 10 gün kadar önce, İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos olumlu bir davranış sergileyerek, covid mağdurlarına yönelik Türkiye ve Yunanistan’a yardım etmiş, bu da Türk ve Yunan basınında yer almıştır. Doğal olarak da, kimse kendisine; neden yardım ettin diye soruşturma başlatmamış ve yardım paralarını nereden buldun diye sormamıştır.
Her fırsatta , ülkemizde azınlık haklarının ve insan haklarının mükemmel düzeyde olduğundan bahseden ülkemiz siyasilerinin bu durum karşısında ne diyecekleri önemli bir merak konusudur.
Pandemi sebebi ile zor günler yaşayan insanlarla empati kurma ve onların acılarını bir nebze olsun paylaşma adına yapılan yardımı bile karalamak ve itibarsızlaştırmaktan çekinmeyen; bu karanlık, baskıcı ortaçağ zihniyetini; ne insan hakları, ne demokrasi ne de hukukla bağdaştıramadığımızı saygıyla kamuoyuna duyururuz.`
Gümülcine , 28-08-2020
Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Yönetim Kurulu Adına
Y.K. Başk. Sadık SADIK
…ελάχιστοι “τούρκοι”,ΑΠΟΦΑΣΙΣΤΕ ΠΟΙΑ ΕΙΝΑΙ η πατρίδα σας και μετακομίστε εκεί!!!… .Η ΘΡΑΚΗ ΕΙΝΑΙ ΕΛΛΑΔΑ ΚΑΙ ΔΕΝ ΘΑ ΕΠΙΤΡΕΨΟΥΜΕ ΑΛΛΗ ΑΡΠΑΓΗ ΕΛΛΗΝΙΚΩΝ ΕΔΑΦΩΝ ΣΤΟ ΕΞΗΣ από άγριες φυλές τουρκόχοιρων υπανθρώπων της Κεντρικής Ασίας!!!.. .”ΑΥΤΑ ΤΑ ΑΙΣΧΗ ΠΟΥ ΔΙΑΠΡΑΤΤΕΙ ΚΑΙ ΚΑΝΕΙ το προξενείο ΚΟΜΟΤΗΝΗΣ,το”τουρκικό κράτος” και η τουρκική υπηρεσία πληροφοριών “ΜΙΤ” ΣΥΝΙΣΤΟΥΝ ΚΑΤΑΦΩΡΗ ΠΑΡΑΒΙΑΣΗ ΚΑΙ ΠΑΡΕΜΒΑΣΗ-ΕΠΕΜΒΑΣΗ ΣΤΟ ΕΣΩΤΕΡΙΚΟ ΤΗΣ ΠΑΤΡΙΔΟΣ ΜΑΣ ΤΗΣ ΕΛΛΑΔΟΣ ΕΠΙΤΑΣΣΟΝΤΑΣ ΚΑΙ ΕΠΙΒΑΛΛΟΝΤΑΣ ΤΗΝ ΑΡΣΗ ΤΗΣ ΛΕΙΤΟΥΡΓΙΑΣ ΚΑΙ (ΤΟ)”ΚΛΕΙΣΙΜΟ” περί οὗ ὁ λόγος “προξενείου”… .ΟΙ ΕΛΛΗΝΙΚΕΣ ΕΝΟΠΛΕΣ ΔΥΝΑΜΕΙΣ ΘΑ ΚΑΤΑΣΤΕΙΛΛΟΥΝ ΚΑΙ ΘΑ ΠΑΤΑΞΟΥΝ ΑΜΕΙΛΕΙΚΤΑ”ΤΣΑΚΙΖΟΝΤΑΣ”ΚΕΦΑΛΕΣ ΚΑΙ ΚΙΝΗΣΕΙΣ ΠΡΙΝ ΚΑΝ ΕΚΔΗΛΩΘΕΙ ΟΙΑΔΗΠΟΤΕ ΔΟΛΙΑ ΚΙΝΗΣΗ!!! … .Ὁ νοῶν νοείτῳ!!!…