Ana Sayfa Batı Trakya Haberler DIŞİŞLERİ BAKANI KOCİAS: “ERDOĞAN, TÜRKİYE’DE BİR LİDERDİR, RASTGELE BİR KİŞİLİK DEĞİL”

DIŞİŞLERİ BAKANI KOCİAS: “ERDOĞAN, TÜRKİYE’DE BİR LİDERDİR, RASTGELE BİR KİŞİLİK DEĞİL”

29
0

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias Alman Der Spiegel dergisinden Yorgos Hristidis’e verdiği mülakatta Türkiye ile ilişkilere geniş yer verdi. Bakan Kocias, “Erdoğan, Türkiye’de bir liderdir. Rastgele bir kişilik değil” diyor.

Der Spiegel’in sorularını yanıtlayan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, “Türkiye ile bir savaş mı geliyor? sorusuna “hayır, hayır, umarım Türkiye bunu yapabileceğine inanmıyordur, Erdoğan’ın Avrupa sınırlarını değiştirmeyi hayal edebileceğini düşünmüyorum, “chicken game” tavuk oyununa sürüklenmemeliyiz” diye cevapladı.

Dışişleri Bakanı Kocias özetle şunları dile getirdi.

“Barış ve barış içinde bir arada bulunmanın bir alternatifi yok. Fakat bu, komşularımızın davranışlarını ve mahalle sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarını hesaba katmadığımız anlamına gelmez. Bütün komşularda ve en iyi aileler sorunlar vardır. Uluslararası hukuk temelinde diplomatik, barışçıl bir şekilde çözülmelidirler.

Erdoğan’a her defasında söylüyorum: Allah bizi yan yana koymuş. Ve seni bekliyor sana bakıyor bakalım ahlaki ve akıllı davranacak mısın diye. Mahalleyi değiştiremezsin.

Erdoğan, Türkiye’de bir liderdir. Rastgele bir kişilik değil.

Yunanistan kötü bir komşu değil, Erdoğan’ın böbürlenme eğilimi var. Türkiye’nin beyanatlarıyla ateşe yağ atmak hoşuna gidiyor. 20’de bir cevap veriyorum ve bu doğru olanı. İşte bu yüzden Yunanistan’daki bütün tarafları, Türkiye’nin söylediği şekilde cevap vermemeye özendiriyorum, çünkü bu bir Türk oyunudur.

Herkes değil ve her zaman değil, ancak gerginlik yaratmak için Türkiye’nin bir eğilimi var. Politika yapma yöntemi. Bizim başka bir kültürümüz ve başka bir medeniyetimiz var ve bence de bizimki daha rasyonel ve adil. Diplomasi yatıştırmalı ve diğer tarafa da izah etmelidir.

Türkiye’nin planlaması, kendi şartlarıyla bir müzakere masasına gitmemizi zorlamaktır. Ve bu da olmuyor, ne olursa olsun asla olmayacak ve bunu anlamak da güzeldir. Ayrıca dışarıya doğru çıkardığı bir sinirliliği var. İçerideki sinirliliği üzerimize çıkarmasını kolaylaştırmak için o havayı oluşturmamalıyız. Ayrıca Erdoğan içeride milliyetçilerin oylarını yağmalamak istiyor. Kendi istek ve seçimine katıldı. Beni, diplomasi alanında, bizimle olan ilişkilerinde bu durumun kendini gösterdiği boyut ilgilendirir.”

Savunma Bakanı Kammenos’un tutumuyla ilgili soruya, “Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarının farklı araç ve davranma şekilleri var. Ben sorunların sakin ve soğukkanlılıkla çözülmesi taraftarıyım. Tahrik edildiğimde değil, ülkem için faydalı olacağı zaman tepki veriyorum. Kammenos, Türkiye’nin tahriklerine kendiliğinden tepkisini ifade ediyor. Benim karakterim bir insan olarak, diplomasinin öncülüğünü yaptığım için değil, farklıdır.”

Der Spiegel’in “Ancak hükümet ortağınız Türkiye’yi “düşman” olarak tanımladı” sorusuna, “Bunu daha önce söyledik. Ben böyle bir ifadeyi kullanmazdım. Bazen Türk dostlarım, dostluk isteğimiz ve cevap verme isteğimiz, askeri tahrikler dahi diplomatik olarak cevap verme isteğimizin bir zayıflık olarak görülmemesi gerektiğini anlamalıdır. Bu bir sorumluluk davranışıdır. Bu karakterin ve potansiyelin gücünü gösterir.”

Türkiye tarafından sınırda tutuklanan iki Yunan askeriyle ilgili soruya ise, “Türkiye rasyonel olmayan iki şekilde davranıyor.

İlk kez bir olay, bazı askerlerin sınırın içine 10 metre geçtiği için, bir krize dönüşme girişimi ile karşı karşıya kalıyor. Oysa benzeri durumlarda, onlarca yıl, karşılıklı olarak değiştiriyorduk. Ofisimde yüzlerce benzer olayla ilgili evraklar bulunuyor. Hatta askerleri iade etme tutanakları var. Biz bu tür bir gerginliğe başvurmadan onların askerlerini iade etmişiz.”

Doktrin değişti mi? sorusuna Kocias’ın yanıtı şu şekilde oldu. “Davranış şekli değişti. Bu iyi değil. Çünkü zaman zaman olduğu gibi kendi askerleri de kaybolacak. İkincisi, bu NATO müttefikine uygun bir davranış değil. Barışçıl ilişkilerde iki ülkeyiz. Bu hareketler yardımcı olmaz.

Türkiye ile jeostratejik ve jeopolitik iddialarda sorunlarımız var. Türkiye yer talep ediyor, miras değil. Umarım “kendine gelecek” ve boyunu ve çıkarlarını daha iyi ölçecektir.”

Yunanistan bir silahlanma yarışına dayanabilir mi? sorusuna Kocias, “Ne aynı miktarda para ne de lojistik altyapıya sahibiz, ancak saldırı ve savunma için silahlanırken bir fark var. Sınırlı maliyetle savunmalar var. Ekonomik temel imkanlarımıza göre, savunmamızı zırhlı hale getiriyoruz. İyi personelimiz var. Ve malzeme. 6 Alman denizaltısı denizlerde korkunç silahtır. Türkiye, uçak gemisi siparişi gibi büyük projelere yatırım yapıyor, ancak Yunanistan’ın 2.000 adası var.”

“Diplomaside sadece arkadaşlarınla sohbet etmiyorsun. Eğer sadece arkadaşınla sohbet edersen, bir tavernaya gidersin. Sorunları olanlarla da konuşmak çok normal. Dolayısıyla Türkiye ile de. Konuşmanız demek hiç bir probleminiz olmadığı anlamına gelmez. Konu iletişim kanallarını nasıl açık tutacaksın. Davet, ilişkilerimizi rasyonelleştirmeye ve farklılıklarımızı ne şekilde ve hangi yöntemle tartışacağımız bir gayretle geldi.

Sayın Erdoğan büyük bir gerginlik döneminde bulunuyor. İç belirsizlik, sallanma, çelişki ile karşı karşıya. Kibirlenme eğilimi ile bölgedeki istediğini yapabileceği duygusu ve samimi bir korku ve güvensizlik arasında. Biz, Yunanistan’ın kötü niyetleri nede kötü bir komşu olmak istediği duygusunun olmadığını sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye’nin en iyi komşularından potansiyel olarak en iyisi biziz. Ancak Sayın Erdoğan herkesle, dahası en iyi komşuları ile bile sorunlar yaşamaya karar verdi.

Üçüncü ülkelere karşı diyorum. Afrin’de neler olduğunu görüyorsun. Türk Cumhurbaşkanını enerji konuları çok ilgilendiriyor. Dahası, Türkiye’nin, Akdeniz’in enerji zenginliği üzerindeki haklarını bile yasadışı olarak nasıl iddia edecek onu düşünüyor.”

Enerji zenginliği haricinde sınırların değişmesi söz konusu mu? sorusuna, “böyle bir durum yok” dedi.

Yunanistan’ın caydırıcı gücü yüzünden mi? sorusuna ise şu cevabı verdi.

“Uluslararası hukuk var. Ve Erdoğan’ın Avrupa sınırlarını değiştirebileceğini hayal edebileceğini düşünmüyorum. Şu anda böyle bir istek göstermedi. Ancak ülkenin tacizi, bizim egemenliğimizin sorgulanması neticede AB’nin bir dizi deniz alanları ve bölgelerinde taciz ruh hali eğilimi gösteriyor. Ancak Yunanistan’la yapmak zorunda olmadığını biliyor – ve bu ülkelere çok dostça bir tavırla söylüyorum- Irak veya Suriye’ye, fakat daha fazla yetenek ve kabiliyete sahip yapılandırılmış bir devlete söylüyorum. Bunu istediğini sanmıyorum.

Neyin peşinde?

“Türkiye’yi çevre ülkelere taşımak ve bölgeye liderlik yapmak istediğini düşünüyorum. Ancak Yunanistan AB’nin bir üyesidir. Türkiye’nin Batı yönünde sabit olmasını istiyoruz. Çünkü neden, halkı için iyi ve Batı’ya dört gözle bakan, AB’ye dört gözle bakan büyük bir Türk yüzdesi var. AB için de yanında böyle bir Türkiye’nin olması güzel. Türkiye’yi Avrupalılaştırmak istiyoruz, ancak bazen Türkiye Avrupa’nın Türkleştirilmesini istediği görülmektedir. Ve biz bunu kabul etmiyoruz. Türkiye müttefiklerle otoriter ve sertlik istiyor. Örnek Amerikalı papaz, Alman gazeteciler, Yunan askerleri. Bütün bunlar Avrupa kültürüne sahip bir ülke ile tutarsız. Karar vermek ona kalmış.

Sayın Erdoğan’la düz bir ilişki ve açık sözlü bir görüşme var. Her zaman dürüstçe konuşuyorum ve bir ülkede lideri neyin yaptığını bulmaya çalışıyorum. Erdoğan, Türkiye’de bir liderdir. Rastgele bir kişilik değil.

Kişiliğin yapılandırılmış olması başka şey ve benim istediğim yöntemle davranıyor. Beceri ve yeteneklerini sorgulamak ise başka şeydir. Bu açıdan baktığımda, bir lider olarak istediğimiz bir davranışa sahip olmadığını söylüyorum.”

Meriç bölgesi ve adalara 7.000 asker sevkiyatı savaş mı? sorusuna ise şu yanıtı verdi.

“Hayır hayır. Barışçıl şekilde birlikteliğin alternatifi yoktur. Fakat bu, komşularımızın davranışlarını ve komşuluk sorunlarıyla nasıl başa çıkacaklarını hesaba katmadığımız anlamına gelmez. Bütün komşularda ve en iyi ailelerde sorunlar vardır. Uluslararası hukuk temelinde diplomatik, barışçıl bir şekilde çözülmelidirler. Türkiye daha büyük ülke, ama aynı zamanda bizden daha büyük sorunları, çelişkileri ve güvensizlikleri var.

Atina’daki 8 FETÖ’cü subay ile Edirne’de tutuklu bulunan 2 Yunan askeri olaylarının farklı olduğunu belirten Kocias, “biz 8 askeri tutuklamadık. Onlar Yunanistan’dan iltica talebinde bulundu. Bizim askerlerimiz ise Türkiye’den sığınma istemiyor. Rızaları olmadan tutuklandılar.”

“Makedonya” (FYROM) ile isim anlaşmazlığı konusunda izlenen yaklaşımın bir benzerinin Türkiye ile de izlenip izlenemeyeceği yönündeki soruya, “üç yıldır uğraşıyoruz. Adımlar atıldı. Ancak başarısız darbe sonrası Türkiye davranışını değiştirdi. Yeniden deneyeceğiz, ama anlasınlar ki bunu güçsüzlükten dolayı değil, sorumluluktan yapıyoruz. Üsküp ile olan anlaşmazlıklarımız tarihi, kimlik, miras ve kültürel niteliğe sahip. Bu konular hassas konular. Ancak şimdi yaptığımız gibi cesaretle çözülebilirler.”

Türkiye tarafından Yunanistan’a gelen Suriyeli mülteciler konusunda sorulan soruya cevap veren Kocias şunları söyledi. “Sorunun kaynağını ele almalıyız. Suriye’deki savaş bitsin. Normalde, iç savaşlarda ya da sınırlı coğrafi savaşlar bir yerde bitiyor. Ya bir taraf yoruluyor veya kaynak tükendiği için. Burada biri de diğeri de olmuyor, çünkü üçüncü ülkeler sürekli olarak personel ve araçla destekleyerek çatışmayı körüklüyorlar.

Bu akış devam ettiği sürece savaş bitmez ve savaş bitmediği sürece de mültecilere sahip oluruz. Türkiye Suriyeli mülteciler için çok şey yapıyor, ama aynı zamanda kendi de yaratıyor. Afrin bölgesinden yaklaşık 500.000 insan taşındı. Suriye’de 9 oyuncu çarpışıyor. Yeniden yapılandığı zaman sorunumuz olmayacak. Göç akımları savaş kaynaklarına bağlıdır.”

Çeviri BİRLİK Gazetesi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz