MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’a ziyaret düzenlemesinin kendilerine göre oldukça anlamlı olduğunu belirterek, Lozan tartışmalarının Yunanistan ziyaretine mühür vurduğuna dikkati çekti.
Bahçeli, “Bir defa, Lozan Antlaşması’nın yeni baştan okunması, uygulanmayan, özellikle Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığı bağlamında görmezden gelinen maddelerin işlerlik ve işlevsellik kazanması samimi arzu ve teklifimizdir. Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara gösterilen muamele ve müşfik tavrın aynısını Batı Trakya’daki soydaşlarımıza da gösterilmesini ısrarla talep ederiz” diyerek MHP’nin batı Trakya Müslüman Türk azınlığı’nın yanında olduğunu gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan’a ziyaret düzenlemesinin kendilerine göre oldukça anlamlı olduğunu belirten Bahçeli, Erdoğan’ın yaptığı görüşmelerin, karşılıklı sözlerin siyasetin akış ve seyrini etkilediğini aktardı.
“Batı Trakya’daki azınlıkların hukuku yok mu?”
Lozan tartışmalarının Yunanistan ziyaretine mühür vurduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Cumhurbaşkanı, ‘Lozan, sadece Ege’yi mi kapsıyor? Ege’nin dışında Lozan ile ilgili hiçbir şey yok mu? Batı Trakya’daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla nasıl teminat altına alacağız?’ sorusunu sormuştur. 150 bin nüfuslu Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının on yıllardır kanayan yaraları, verilmeyen hakları vardır. ‘Müslüman Türk’üm’ diyenlere her zorluk reva görülmektedir. Türklüğe karşı hazımsızlık Yunanistan’da kökleşmiştir. Batı Trakya’da, soydaşlarımızın Başmüftülerini seçememesi, bu göreve atamayla gelinmesi bir başka talihsiz ve temelsiz açmazdır.” diye konuştu.
Devlet Bahçeli, Lozan Antlaşması’na bakışlarının belli olduğunu, bunun değişmediğini ifade etti. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkışının da dikkatle incelenmesini, özen ve öz güvenle yorumlanmasını istedi.
Bahçeli, şöyle dedi:
“Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara gösterilen muamele ve müşfik tavrın aynısını Batı Trakya’daki soydaşlarımıza da gösterilmesini ısrarla talep ederiz.”
“Bir defa, Lozan Antlaşması’nın yeni baştan okunması, uygulanmayan, özellikle Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığı bağlamında görmezden gelinen maddelerin işlerlik ve işlevsellik kazanması samimi arzu ve teklifimizdir. İmzasının üzerinden 94 yıl geçmiş olan Lozan’ın, şu günkü ihtiyaç ve beklentilere uygun değerlendirmesinin mutlaka yapılması lazımdır. Bu konuda üniversitelerimizin tarih kürsülerinde görev alan değerli tarihçi ve bilim insanlarından oluşacak bir komisyon marifetiyle çalışmalara derinlik kazandırabilecektir. Biz, sonuna kadar, Lozan Antlaşması’nı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve hukuki senedi olduğunu kabul eder, fes takan takmayan ucubelerin haksız, hayasız ithamlarını reddederiz. Ancak Lozan’ı hak ettiği şekilde, muhtevasına sadık kalarak yeniden anlamlandırıp, kenara koyulan hükümlerinin uygulamaya geçilmesine de sıcak bakar, buna ‘tamam’ deriz.
Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara gösterilen muamele ve müşfik tavrın aynısını Batı Trakya’daki soydaşlarımıza da gösterilmesini ısrarla talep ederiz. Lozan’ı kötülemek, örtülü ve kapalı ifadelerle Sevr’e methiyeler yağdıranları neşelendirecek, tekrardan umutlandıracaktır. Bunu da biliriz. Türkiye’nin varlığını tescil, yedi düvele de kabul ettiren 8 aylık Lozan mücadelesini bırakalım tarihçiler konuşsun, onlar değerlendirsin, fazlası eksiğiyle onlar ele alsın, bizlerin yolunu aydınlatsın. Geçen yüzyılın sosyal, ekonomik, siyasal sonuçlarıyla, şu zamandaki ihtiyaç ve arayışlarımızın zaman zaman farklılaştığı, kimi hallerde çeliştiği aşikardır. Bunun dengeye kavuşması, Lozan üzerindeki sis perdesinin kaldırılması acilen sağlanmalıdır. Biz parti olarak, Lozan’a milli müktesebat ve şuurla bakıyor, haricimizdeki muhatap ülkelere karşı aynı görüşü seslendirmenin sorumlu ve yerli siyasetin gereği olduğunu düşünüyoruz.”