“Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın, sorunlarıyla ilgili olarak yıllardan bu yana beklediği ve talep ettiği diyalog ortamının hala tesis edilmediğini gözlemlemekteyiz. Batı Trakya Türklerinin kazanılmış haklarını garanti altına alan temel metin olan uluslararası Lozan Antlaşmasının ülkemiz Yunanistan tarafından uygulanmıyor olmadığı açıkça ortadadır. Sonuç itibarıyla hükümetin azınlıkla diyaloğa girmeden kararlar almaya devam ettiğini üzüntüyle tespit ediyoruz.
Devlet tarafından sadece azınlığın milli kimliğini inkar etmek amacına hizmet doğrultusunda atıfta bulunulan ve diğer haklar konusunda görmezden gelinen Lozan Antlaşması’nın daha fazla ayaklar altına alınmasının vahim sonuçlar doğuracağını ifade etmek isteriz.
Geçtiğimiz haftalarda meclise getirilen ve antidemokratik ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı bir düzenleme yasalaştırıldı. Azınlık derneklerinin AİHM’nde kazandığı davaların Yunanistan’da uygulanmasını konu alan yasa, genel kuruldaki görüşmeler esnasında yapılan müdahalelerle antidemokratik bir hal almış ve AİHM kararlarının uygulanmasına değil, uygulanmamasına hizmet edecek hale getirilmiştir.
Bu doğrultuda kararlar birkaç hafta sonra devam etmiştir. Bu kez de İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ve Gökçepınar köyü imamı Erkan Azizoğlu, “makam gaspı” iddiasıyla Selanik’te yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Böylece Yunanistan’ın yıllar önce AİHM’nde yargılanıp suçlu bulunduğu bir durum iç hukukta tekrarlanmış oldu. Azınlığımızla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ters düşecek yargı kararlarında ısrar edilmesini, ülkemizin önyargılı , kasıtlı ve yanlış azınlık politikasından kaynaklandığını düşünüyoruz.
Lozan Antlaşması’na rağmen çıkan kanun ve yargı kararlarının sorgulanmaya açık ve yanlış olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklı beklentilerine yanıt beklediği bir ortamda bölgemizi ziyaret eden Başbakan Aleksis Çipras’ın azınlığımızla ilgili açıklamalarının beklentilerin çok uzağında olduğunu belirtmek isteriz. Yıllardır sorunlarının çözümü doğrultusunda politikaların hayata geçirilmesini ve haklı taleplerine olumlu yanıtların verilmesini beklerken, hükümetin kendi ajandasına göre politikaları uyguladığına bir kez daha şahit oluyoruz. Müftülük sorununa köklü çözüm getirilmeden, uluslararası anlaşmaların garantisinde olan İslam hukukuyla alakalı tek taraflı tasarruflarda bulunulması kabul edilemez. Hükümetlerin yıllardır azınlık sorunları ve azınlığımızın haklı beklentilerine bir türlü olumlu yanıtlar verilmemesi devlet ile azınlık arasındaki güven ortamının daha da zedelenmesine sebebiyet vermektedir.
Öte yandan Başbakanın anaokulu eğitimiyle ilgili açıklamalarını da azınlığın talep ve beklentilerinden çok uzakta olduğunu vurgulamak isteriz. Başbakanın ifadesiyle azınlığın diğer vatandaşlarla eşit olduğu iddia edilirken, neden Batı Trakya Türk Azınlığı’nın hala Dışişlerine bağlı olduğuna da anlam vermek çok zor.
Bu vesileyle müftülük kurumuyla alakalı güncel bir konuya da değinmek isteriz. Geçtiğimiz günlerde Gümülcine Müftülüğü arşivinin dijital ortama aktarılması amacıyla, aralarında Batı Trakya Türklerine, azınlık kurumlarına ve temsilcilerine “düşmanca” denecek kadar olumsuz bakış açısına sahip kişilerin de bulunduğu bir ekibe verilmesi akıllarda soru işaretlerine neden olmuştur. Atalarımızdan bizlere miras kalan emanetler konusunda herkesin daha dikkatli ve hassas olması gerekir.”
DEB Partisi