Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde dini etkinliklerin yapılmasından neden rahatsızlık duyuluyor ki?
Geçtiğimiz günlerde Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Aşure Etkinliği gerçekleştirildi. Bazı çevreler sosyal medyada söz konusu etkinlik hakkında aslı gerçeği olmayan yazdıkları yazılarda, Gümülcine Türk Gençler Birliği’ni Laik bir sivil toplum kuruluşu olarak dinciliğe karşı mücadelenin yapıldığı bir simgesi olduğunu yazmışlar.
Oysa, GTGB yıllardan beri belli başlı günlerde değişik kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan güzide sivil toplum örgütlerimizden biri. Ramazan ayında iftar yemeklerinden tutun da, tiyatro sahnelenmesi, Türk Halk Müziği konseri bunlardan bazıları. Bugüne kadar GTGB’de dinciliğe karşı (burada belirtmem lazım, dincilik de ne demek anlayamıyorum, bu toplumun dini olmasın mı?) veya Atatürk’e laikliğe karşı bir faaliyet yapıldığını kim görmüş acaba? Batı Trakya’da böyle bir şey olabilir mi? Asla olmadı, olmayacak da, çünkü bu toplum bugüne kadar diliyle, kültürüyle ayakta kalmışsa bunu dinin temelinde var olan güç ve kudrete borçludur. Dini imanı, inancı olmayan toplumların asimile olma yolunda nerelere vardıkları hepimiz görüyoruz.
Çok uzatmayacağım, kimsenin inancına inanmadığına karşı değilim. Kaldı ki benim haddime değil, ama söz konusu bu azınlığın bir sivil toplum kuruluşuna yönelik yazılar yazılıyorsa gerçekleri de yazmak bir basın olarak görevimiz olduğuna inanıyorum. GTGB, yazıda belirtildiği gibi dincilere ve dinciliğe karşı olmadı, değildir ver olmayacak. Ama fotoğrafta da görüldüğü gibi dini ilahilerin seslendirildiği bir çocuk korosunu oluşturan çocuklarımızın da dini bir etkinlikte GTGB salonunda ilahi söylemelerinden başka doğal ne olabilir ki? Kim neden bundan rahatsız oluyor? Ortalığı yaygaraya vermeye ne gerek var? O koroyu oluşturan çocuklarımıza yasak mı getirilsin?
İşte ayrımcılık Batı Trakya’da o zaman başlar ve bunun altından kimse kalkamaz. Birileri artık ömrünün son baharını yaşıyorsa, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın hak arama davasının hiçbir yerinde yoksa kabahat kimin?
Elini ayağını çekmiş “bana ne nasıl olsa ben emekliyim” pozisyonuna geçmişse kusura bakmasınlar başta bu Azınlık ve bu çocukların geleceği söz konusu bu topraklarda. Sosyal medya üzerinden de ahkam kesmesinler. Kim bu davaya katkı yapmak istiyorsa gelsin elini taşın altına koysun. Geldiler de “siz gidiniz” mi denildi kendilerine?
Batı Trakya’da hak arama davası mizahla, dinciler dinsizler laikler olarak toplumu birbirine düşürmekle olmaz. Bir yere varamayız. Herkes yazı yazmakta hürdür, ancak yazılan yazılar toplumu bölmeye, rencide etmeye yönelik olmamalıdır. Zaten Yunanlı açıkça Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı ile yeterince uğraşmaktadır, siz bari onlara çanak tutmayın.
Son günlere Azınlık basınına ağır hakaretler, küfürlerle acımasızca saldırıların yoğunlaşarak devam ettiğini görüyorum. Sorarım, Azınlık basını size ne yaptı ki? Hakaret mi etti? Karşı yazı mı yazdı? Küfür mü etti? Aileden 7’den 70’e herkesin okuduğu haberlerde ağıza alınmayacak kelimeleri mi kullandı? Ama sosyal medyada sizlerin yazdığı yazıları, ki küfür de var hakarette var ve bu yazıları küçük çocuklar da okuyor. Sizleri de yarınlarda örnek alabilirler, bunu da düşünün. Yapmayın ALLAH aşkına, emeğimize saygı duyun bari, zaten bedelini ağır bir şekilde mahkemelerde, malımızla canımızla ailemizle çoluğumuzla çocuğumuzla psikolojik baskıyla ödüyoruz, siz bari yapmayın, bizim insanımız kardeşimiz dediğimiz sizler yapmayın, günahtır, utanın azıcık.
SİZ HİÇ BEDEL ÖDEDİNİZ Mİ? NEYİNİZLE ÖDEDİNİZ? KOLTUKLARINIZDAN KALKIP HİÇ ARAZİDE GEZDİNİZ Mİ?
ŞiMDİLİK YETER!!!!
