Karadeniz’de doğup büyüyen ve bizzat 1914-1922 yılları arasında bölgede gözyaşı ve ölüm saçan çeteler arasında yaşanan kanlı çatışmalara tanıklık eden Karadeniz Rumları “Türkler bize soykırım yapmadı, çeteler birbiriyle dağlarda savaştılar bize de çok zarar oldu” diyerek her yöne tokat gibi cevap verdiler.
Karadeniz’de doğup büyüyen ve bizzat 1914-1922 yılları arasında bölgede gözyaşı ve ölüm saçan çeteler arasında yaşanan kanlı çatışmalara tanıklık eden Karadeniz Rumları “Türkler bize soykırım yapmadı, çeteler birbiriyle dağlarda savaştılar bize de çok zarar oldu” diyerek gerçekleri söylediler ve yaşadıkları ve hatırladıklarıyla da bu dünya’dan göç ettiler. Ama hiç bir zaman Türk’lerin kendilerine kötülük yaptığını kabul etmediler. Aksine birbirileriyle çok iyi yaşadıklarını her fırsatta dile getirdiler.
Onlar artık hayatta değiller, çetelerin arasındaki husumeti, anşlamazlığı, hırsızlığı “bizimkiler de yaptı, onlar da yaptı” dediler ve eklediler, “Mustafa Kemal’in askerleri bize birşey yapmadı, çeteler gelip gidiyorlardı ve zararı hepimize onlar yaptı” demekten, bizzat yaşadıklarını söylemekten de geri kalmadılar.
Tarihi tarihçilere bırakmadan, her ülke kendi siyasi çıkarlarına yönelik olaylara bakış ve yaklaşım şekliyle savunduğu sözde “Pontus Soykırımı” bazen bilinmeyen gerçekler yüzünden ülkeler arası anlaşmazlıklara neden olabiliyor. İşte bunlardan biri de Yunanistan’ın savunduğu ve sürekli gündemde tutmaya çalıştığı sözde “Pontus Soykırımı”.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkışı Türkiye’de bir zafer, bir bayram olarak kutlanırken, Yunanistan’da ise her yıl 19 Mayıs tarihi özellikle Kuzey Yunanistan bölgesi Selanik’te hüzünlü bir şekilde sözde “Pontus Soykırımı” olarak anılıyor.
Bu sözde “Pontus Soykırımı”na son yıllara Yunanistan tarafından uluslararası bir boyut kazandırıldı ve “Üç Soykırım Tek Strateji” adı altında dünyanın birçok ülkesinde Ermenilerle dayanışma ve işbirliği içinde çeşitli etkinlikler yapılıyor. Yüzüncü yıl yaklaşırken de başta “Pontus Dernekleri” olmak üzere Yunanistan’da çalışmalar harıl harıl devam ediyor.
BİRLİK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlhan Tahsin’in 1998 yılında araştırmaya başladığı ve 2005-2006 yıllarında Yunanistan’ın birçok bölgesinde sözde “Pontus Soykırımı” konusunu ciddi anlamda ele alarak ve köy köy dolaşarak yaptığı araştırmalarda, o yıllarda hayatta olan ve Karadeniz bölgesinden göç eden ailelerle yaptığı söyleşilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda sözde “Pontus Soykırımı” savunması ve iddialarına değişik boyut kazandırdı.
Yapılan söyleşilerden bazı bölümleri kısa kısa izleyin.
VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x3zgsx8_sozde-pontus-soykirim-videosu_news
Tabii ki o yıllarda bölgede bazı acı olayların yaşandığını kimse inkar edemez, ancak bu yaşananların ne derecede “Soykırım” olarak tanımlanması doğrudur o da sadece olayları yaşayanlar veya tarihçilerin var olan belgeleri inceledikten sonra vereceği bir karardır.
Görgü tanıklarının yaşadıklarına ve akabinde Yunanistan’a geldikten sonra uzun yıllar sonra sessizliklerini bozarak anlattıklarına bakılırsa, bugün o yıllarda Karadeniz Rumları’na Türkiye tarafından “Soykırım”ın yapıldığını savunanların tezleri suya düşüyor. Olayları birinci elden yaşayanlar “bize Türkler tarafından soykırım yapılmadı” derken, Yunanistan’da yaşayan ikinci ve üçüncü kuşak vede devamı “Türkler soykırım yapmıştır” diyerek bu asılsız olaya uluslararası boyut vererek gündemde tutmaya büyük gayret sarfediyor.
Amaç belli, Türkiye’nin önünü kesmek ve köşeye sıkıştırmak. Yunanistan bunu yaparken tabii ki yalnız değil, birlikte hareket ettiği ülkelerin yardımını da alarak sesini gür çıkarmaya devam ediyor, bu olay açıklığa kavuşmayınca edeceğe de benziyor.
Yunanistan Eğitim Bakanı Nikos Filis, geçtiğimiz aylarda Pontuslu Rumlara Türkler tarafından soykırım yapılmadığını söylemişti ve Yunanistan’da herkes ayaklanarak Bakan Filis’in istifasını istemişlerdi.